GELİR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ KAR PAYI ELDE EDENLER

Gerçek kişiler, yatırım amaçlı ve gelir elde etmek üzere takip ettikleri, ortağı oldukları vb halka açık olmayan (borsada işlem görmeyen) şirketlerin hisse senetlerini satın almaktadırlar. Bunun için yeterli finansmanı olmayanlar banka ve kredi kuruluşlarından kredi kullanarak yatırımlarını gerçekleştirmektedirler.

Hisse senedi satın alanlar, kurumun Kar elde etmesi ve Kar dağıtımına Genel kurulda karar verilmesi üzerine, Gelir (KAR PAYI) elde etmektedirler.

Bu gelirler ise, ,

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinde tanımlandığı üzere ;

"Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkül sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır.

Kaynağı ne olursa olsun aşağıda yazılı iratlar menkul sermaye iradı sayılır:

1. Her nevi hisse senetlerinin kâr payları..."

hükmüyle hisse senetlerinden elde edilen kar paylarının menkul sermaye iradı kapsamında değerlendirildiği belirtilmiştir.

Bilindiği üzere , Kâr paylarının yarısı gelir vergisinden müstesnadır (GVK Madde 22/2). Kalan tutarın(Brüt) GVK Madde 86’da belirtilen haddi aşması halinde (2017 yılı için 30.000 TL) beyanname verilir. Varsa Diğer gelirleri de 86 madde kapsamın da 30.000 TL lık sınırın aşılıp aşılmadığın da topluca değerlendirilir.

Ayrıca Kar payı ödemesin de ödemeyi yapan şirket (GVK 94/6-ile KVK 15/2 -30-3) maddeleri gereğin ce stopaj kesintisi yaparak kalan net tutarı hisse senedi sahiplerine ödemektedirler.

Stopajın tamamı hesaplanan gelir vergisin den mahsup edilebilmektedir.

HİSSE SENEDİ ALIMIN DA KULLANILAN KREDİ FAİZİNİN İNDİRİM YAPILIP YAPILAMAYACAĞI

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 78 . maddesin de, menkul sermaye iratların dan indirilebilecek giderler belirtilmiş olup, madde metni aşağıdaki gibidir.

"Safi iradın bulunması için menkul sermaye iradından aşağıdaki giderler indirilir:

1. Depo etme ve sigorta ücretleri gibi menkul kıymetlerin muhafazası için yapılan giderler;

2. Temettü hisseleri ile faizlerin tahsil giderleri (Şirket toplantılarına bizzat veya bilvekale iştirak gibi sermayenin idaresi için yapılan giderler irattan indirilmez);

3. Menkul kıymetler ve bunların iratları için ödenen her türlü vergi, resim ve harçlar (gelir vergisi irattan indirilmez.)"

Görüldüğü üzere, banka kredisi kullanarak alınan halka açık olmayan anonim şirket hisse senetlerinden elde edilen KAR PAYININ beyanı için safi kazancın tespitinde söz konusu kredi faiz ve giderlerinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. (GİB İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 22/5/2012 tarih B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 78-1683 sayılı özelgesi )

KURUMLAR VERGİSİ MÜKELLEFLERİ

İştirak Hissesi satın alan şirketler

Bankadan döviz kredisi kullanılarak iştirak hisse si satın alanlar, krediye ilişkin olarak ödemiş olduğunuz faizler ile banka komisyon bedelinin aktifleştirilmek suretiyle mi yoksa dönem giderlerine intikal ettirilmek suretiyle mi veya kanunen kabul edilmeyen gider olarak mı dikkate alınacağı ve kullanılan krediye ilişkin oluşacak kur farklarına ne şekilde işlem yapılması gerektiği hususlarında tereddütler yaşanmaktadır.

Bilindiği üzere , 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında, "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce;

1-İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.

2-İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükmüne yer verilmiştir.

Gelir Vergisi Kanunu'nun "İndirilecek Giderler" başlıklı 40ıncı maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde ise, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun "İstisnalar" başlıklı 5 inci maddesinde, kurumlar vergisinden istisna edilmiş kazançlara yer verilmiş olup, üçüncü fıkrasında ise, iştirak hisseleri alımıyla ilgili finansman giderleri hariç olmak üzere, kurumların kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlarına ilişkin giderlerinin veya istisna kapsamındaki faaliyetlerinden doğan zararlarının, istisna dışı kurum kazancından indirilemeyeceği hükmü yer almıştır.

Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 279 uncu maddesinde, "Hisse senetleri ile fon portföyünün en az % 51'i Türkiye'de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymet borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel, menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklenmesi suretiyle hesaplanır. Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetler, alış bedeli ile değerlenir.'' hükmüne yer verilmiştir.

SONUÇ : iştirak hisseleri alımı dolayısıyla döviz cinsinden borçlanılması veya kredi alınması nedeniyle katlanılan kur farkı, faiz, komisyon ve benzeri masrafların, söz konusu iştirak hisselerinin elde edilme maliyetine eklenmeden dönem giderlerine intikal ettirilmesi gerekmektedir.

Yani FİNANSMAN GİDERLERİ OLDUĞU İÇİN ŞİRKETLERDE İNDİRİM YAPILABİLMEKTEDİR. . (GİB Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı 02.02.2012 tarih B.07.1.GİB 4.06.18.02-32279-8491-152 sayılı özelgesi)

Saygılarımla,
24.03.2018

Kaynak : GİB-Mevzuat