Danıştay, açılan davalar sonucunda Maliye tarafından yapılan düzenlemelerin bir kısmını onarken, bir kısmını da iptal ediyor. Ancak, son dönemde iptal ettiği düzenlemelerin sayısı bir hayli fazla. Bu da, uygulamada ciddi anlamda karmaşaya ve kafa karışıklığına neden oluyor. Aslında işin esasına bakıldığında bunun nedeni, yorum farklılığı!

Şu an Danıştay’da bulunan ve kısa sürede sonuçlanması beklenen önemli bazı davalar var. Bu davaları; KKM İstisnası, Ek Vergi, Finansman Gider Kısıtlaması olarak sıralayabiliriz.

Düzeltilen hatalı uygulama ne ile ilgili?

Konu, 7143 sayılı Kanunla 3194 sayılı İmar Kanuna eklenen Geçici 16. Madde kapsamında ödenen yapı kayıt bedellerinin, şirketler ve işletmeler tarafından doğrudan gider mi yoksa maliyet unsuru olarak mı dikkate alınması gerektiği ile ilgili.

Hatırlayalım, yapı kayıt bedeli neden ödendi?

Söz konusu düzenlemeye göre, yapı kayıt belgesi başvurusu olumlu sonuçlananların, yapının bulunduğu arsanın emlak vergi değeri ile yapı yaklaşık maliyeti toplamı üzerinden konutlarda yüzde 3, ticari kullanımlarda ise yüzde 5 oranında yapı kayıt bedeli ödemeleri gerekiyordu (3194 sayılı İmar Kanunu, Mad. Geçici 16). Anılan düzenlemeden yararlanan kişi ve şirketler ilgili düzenlemede yer alan oranda yapı kayıt bedellerini ödediler.

Yapı kayıt bedelleri vergisel tartışmaya neden oldu!

Vergi mükellefi olmayan şahıslar açısından sorun olmamakla beraber, şirketler ve işletmeler bu şekilde ödedikleri yapı kayıt bedellerini doğrudan gider mi yazacakları yoksa yapı kayıt belgesini aldıkları yapının maliyetine mi ekleyecekleri konusunda tereddüte düştüler.

İşin ilginç yanı, bu konu söz konusu dönemde vergisel kamuoyunda da ciddi tartışmalara neden oldu!

Tartışmanın nedeni: İlgili düzenlemede açık bir hüküm olmaması!

Geçici 16. Maddede, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması amacıyla işletme veya şirketler tarafından ödenecek yapı kayıt bedellerinin gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider mi, maliyet mi yoksa kanunen kabul edilmeyen gider olarak mı dikkate alınacağına ilişkin herhangi bir hüküm yer almıyor. Tartışmanın esas nedeni de, ilgili düzenlemede bu konuda açık bir hükmün bulunmaması. Aslında bu tür konuların yasal düzenleme yapılırken, ilgili maddede yer verilerek çözümlenmesi lazım. Açık bir hükme yer verilmediği durumlarda ise, yapılacak işlem konusunda tereddütler yaşanıyor.  

Maliye görüşünü açıkladı: Gider yazılamaz, maliyete dahil edilmesi gerekir.

Bu konu epeyce bir süre sürüncemede kaldı, ciddi tartışmalar yaşandı, en nihayetinde Maliye yapılacak işlemle ilgili kararını verdi.

Maliye, geçici 16. Madde kapsamında ödenen yapı kayıt bedellerinin doğrudan gider yazılamayacağını, yapı kayıt belgesi alınan yapının maliyetine eklenerek amortisman yoluyla itfa edilmesi gerektiğini açıkladı.  

Konu ile ilgili olarak verilen Özelgede;

“Şirketiniz adına kayıtlı taşınmaz için 7143 sayılı Kanunun 16. maddesi uyarınca yararlanacağınız imar barışına istinaden ödenecek olan kayıt bedelinin, taşınmazın iktisadi kıymetini artıran giderler kapsamında değerlendirilmesi ve söz konusu taşınmazın maliyet bedeline eklenmesi gerekmektedir.

Ayrıca, taşınmazın amortisman süresinin tamamlanmamış olması halinde, maliyet bedeline dahil edilecek söz konusu tutarın taşınmazın kalan amortisman süresine göre itfa edilmesi; taşınmazın amortisman süresinin tamamlanmış olması halinde ise, maliyet bedeline eklenen söz konusu tutarın taşınmaza ilişkin faydalı ömür ve amortisman oranı dahilinde aktife alındığı tarihten itibaren itfa edilmesi icap etmektedir.”

şeklinde açıklama yapıldı (GİB’in 25.12.2018 tarihli özelgesi).

Söz konusu özelgenin tam metnine GİB’in web sitesinden ulaşılabilir.

Yapı kayıt belgesini ödeyen şirketlerin bazıları dava açtı!

Söz konusu düzenlemeden yararlanarak yapı kayıt bedelini ödeyen şirket ve işletmelerden bazıları, söz konusu bedellerin yapının maliyetine eklenmemesi, doğrudan gider yazılması gerektiği gerekçesiyle ilgili hesap dönemi kurumlar vergisi beyannamelerini ihtirazi kayıtla vererek dava açtılar.

Bu konudaki görüşümüz: Yapının maliyetine eklenmemeli, doğrudan gider yazılmalı!

www.ogunhaber.com.tr sitesinde 26 Aralık 2018 tarihinde yayınlanan köşe yazımızda; Maliye’nin görüşüne katılmadığımızı, yapı kayıt bedellerinin taşınmazın amortisman süresine bağlanarak amortismana tabi tutulmak suretiyle gider yazılması görüşünün vergi mükellefleri arasında ciddi haksızlıklara neden olacağını, birisinin 1 yılda (2018 yılında) gider yazabilecekken, diğerinin ancak 50 yılda gider yazabileceğini, şirket ve işletmelerin yapı kayıt belgesi için ödedikleri bedellerin iskan harcı niteliğinde olduğunu, ödenen yapı kayıt bedelinin doğrudan gider yazılması veya amortisman yoluyla itfa edilmesine ilişkin seçimlik hakkın mükelleflere bırakılması gerektiğini ifade etmiştik.

Son sözü Danıştay söyledi: Ödenen yapı kayıt bedelleri doğrudan gider yazılabilir!

Danıştay, bu konuda kendisine yansıyan davalarla ilgili olarak verdiği Kararlarda;

3194 sayılı İmar Kanunu’nun geçici 16. Maddesinde göre ödenen yapı kayıt bedellerinin GVK’nın 40/6. Maddesinde belirtilen kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlardan olduğu, bu niteliği itibariyle safi kazancın tespitinde indirilecek giderlerden olduğu, dolayısıyla ödenen söz konusu bedellerin ödendiği dönemde doğrudan gider olarak dikkate alınabileceğine”

hükmetmiş bulunuyor (Danıştay 3. Dairesi’nin 23.10.2023 tarihli ve E.2023/9868, K.2023/3963, aynı tarihli ve E.2023/3533, K.2023/3962, E.2023/4350, K.2023/3961 sayılı Kararları).

Danıştay, bu kararları ile, Maliye’nin yapı kayıt bedelleri ile ilgili tamamen fiskal amaçlı görüşü ve uygulamasını da düzeltmiş oldu.

Rahmetli Hocam Prof. Dr. Şükrü KIZILOT, yazılarında sık sık “İyi ki DANIŞTAY var!” derdi. Bazı eleştirilerimiz olsa da, biz de “İyi ki DANIŞTAY var!” diyoruz!..