E-devletin gündem de olduğu şu günlerde memurların yapması gereken işleri yapmamız dolayısı ile “ SANAL MEMURLAR “ olarak serbest olma özelliğinden uzaklaşarak, maliye teşkilatının birer neferi olmaktayız. (!)

Pazardaki bir malın alış /satış aşamalarındaki her durumu rekabet unsuru olarak görmek yanlıştır. Rekabet denilenin neresinden anlaşıldığına bağlı...

Hele hele rekabet edilenin kayıtlama ve denetim interlandında meslek ve meslektaş üzerine olması konumunda ise, rekabet mümkün değildir. 
Olması hali ise, mesleğin bitirilmesini çabuklaştırır, büyük olanlar kendi nam ve hesabına geçimliğini sağlayanları ortadan kaldırarak, tekelciliğe varacak boyutlarda tehlikeli durumlara yelken açılmasına vesiledir.
Kaliteli bir muhasebenin varlığı artık bir anlamda tükenen mükellef pazarında doğru düzgün ara eleman ve meslektaş yetiştirmekten geçtiği aşikardır. Önüne gelenin muhasebe yaptığı bir meslek dünyada yok. Türkiye istatistiği her ailede en az bir kişinin muhasebeci olduğu ise ne denli yoğun bir meslek mezaliminde olduğumuzu daha iyi anlamış oluruz. 

Serbest Muhasebeci Malî Müşavir Olabilmenin Özel Şartları

Madde 5-A) Serbest muhasebeci malî müşavir olabilmek için aşağıdaki özel şartlar aranır.

a) Hukuk, iktisat, maliye, işletme, muhasebe, bankacılık, kamu yönetimi ve siyasal bilimler dallarında eğitim veren fakülte ve yüksekokullardan veya denkliği Yükseköğretim Kurumunca tasdik edilmiş yabancı yükseköğretim kurumlarından en az lisans seviyesinde mezun olmak veya diğer öğretim kurumlarından lisans seviyesinde mezun olmakla beraber bu fıkrada belirtilen bilim dallarından lisansüstü seviyesinde diploma almış olmak.

yani bu maddeyi aralamak gerekirse, ziraat fakültesinden mezun olan birisi kalkıp işletme iktisat hukuk üzerine yüksek lisans yaparsa mesleğe girmek üzerine gerekli adımları atmaya muvaffak olunur diyor.. Böyle bir şeyin oluyor olması içinde bulunduğumuz ve yaptığımız mesleğin yüz karasıdır ve dahi olacak şey değil.. 
Bunun da acilen düzeltilmesi gerekir.

Haksız Rekabetin hırsız oltaları çok fazladır.

Ücret üzerinden yazılımın işliyor olması bir nevi eksikliktir.

Ve fakat işini Sizden alan iş sahibi, havuzda eğer meslek mensubundan izin aldığını göstererek kanıtlayamaz ise, havuza idarecilik ile görevli amir kişilerce maliyeden sorgulanması düsturu, iyi kurgulanmış bir pozisyon olarak ele alınmalıdır..

Çünkü Size borcu olduğu halde işini bir şekilde alan iş sahibi, muhakkak dönemi itibari ile gerekli beyanları vermek zorundadır.

Eğer verilmeye devam ediliyorsa havuza bakılarak onay alınmadığı görülürse, suç duyurusu yapılacak ve bu beyanları yapacak meslek mensubu ise yönetmelik gereği cezaya tabi olacaktır.

Defter sayıları haddinden fazla olanlar için  3568 hakkındaki tebliğleri teke düşüren taslaktaki "IV- DÜZENLEDİKLERİ HiZMET VE TASDiK SÖZLEŞMELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ NETİCESİNDE KAPASİTELERİNİN ÜZERİNDE İŞ KABUL ETTİKLERİ YÖNÜNDE KANAAT OLUŞAN MESLEK MENSUPLARINDAN İZAHAT İSTENMESİ VE BU HUSUSTA GEREKLİ İDARİ TEDBİRLERİN ALINMASI" bölümü önemsenerek derhal hayata geçirilmelidir.

Müşteri sınırlaması tahsilatı da hızlı bir şekilde artıracak  ve bu sayede meslekte aslında dinamiklik yaratarak daha iyi hizmet verileceğine delalet edilir. Bu sayede 150-200 ve daha fazla defter tutan mükelleflerden adilane bir dağılımı esas alan bir yapı oluşturulursa yeni işe başlayanlarında hak ve hukuku korunarak iş sahibi olmalarına katkı sağlanmış olunur. Tarifenin altına düşmemek veya fiyat kırmamak gibi söylemleri yıllardır işitmekteyiz.
Fiyatı arz ve talep belirliyor. Tüm bunların önüne geçmek için belirli bir mükellef sınırlaması olmazsa olmazdır.Buradan yola çıkarak fiyat tarifesinin en az lümitleri gösterir şekilde yayınlanması mesleğe zarardan ziyade fiyatta alt sınır oluşumunun belirlenmesi açısından önemlilik arz edeceği; üst limitin açık olması ile de kalitatif yeteneğin, hizmetin ücretlendirileceği ortadadır.   
Devamlı bahsedilmesine rağmen, haksız rekabet hususunda zamanaşımı konusu hemen hemen işlenmemiştir. 
Burada buna biraz değinmekte yarar var…
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 56 ncı maddede yazılı haksız rekabete ilişkin davalar, davaya hakkı olan tarafın bu hakların doğumunu öğrendiği günden itibaren bir yıl ve her hâlde bunların doğumundan itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 56 ncı maddede yazılı haksız rekabete ilişkin davaları hatırlamak gerekirse ;

a) Fiilin haksız olup olmadığının tespiti

b) Haksız rekabetin men’i

c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılması, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesi ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhası

d) Kusur varsa zarar ve ziyanın tazmini

e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesi

Haksız rekabet fiili aynı zamanda 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu gereğince daha uzun dava zamanaşımı süresine tabi olan cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde ise, bu süre hukuk davaları için de geçerli olur.

Netice itibari  ile bu konu hakkında o kadar bahse konu sebepler dahilinde feveran etmek şüphesizdir.
Meslek Kararına göre;
MADDE 7 -Meslek mensupları bağlı oldukları odalardan şifre alarak yazılımı kullanmak zorundadır.

Ve yine, Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik gereği olarak Sözleşme Yapılması zorunlu haller 24.Madde de belirlenmiş olup aşağıdaki gibidir…

Madde 24 - Taraflar, mesleki konularda yapılacak işler için sözleşme yapabilirler.

Aşağıdaki çalışma konularında sözleşme yapılması zorunludur.

a) Defter tutmak,

b) Süreklilik arz eden müşavirlik hizmetinde,

c) İnceleme, tahlil ve denetim yapmak ve bunlarla ilgili, rapor ve benzerlerini düzenlemek,

d) Yeminli Mali Müşavirlerin tasdik işlemleri.

Bu kararı buraya almamın sebebi tamamen dikkat çekmek amaçlıdır.
Çünkü yönetmeliğin çıktığı andan itibaren devamlı SMMM üzerine gidilerek, 
YMM ‘ler sanki zımni olarak gözardı edilmiş gibidir. Ne yapacaklar ve bu konuda ne düşünmekteler fikir beyanında bulunmamakla beraber, sundukları herhangi bir katkı yok ve hatta gündemlerinde bile yok.
Şunu da adilane belirtmem gerekirse 2013 yılında çıkan yönetmeliğe her nedense bu zamanlarda Şahsımda dahil yazılar yazmak ise manidardır.
Önceleri yazılan, cılız yazıları gözardı edecek olursak, yeni sistemin meslek ve genç meslektaş geleceğine ufuklar açması için eksikliklerin belirlenmesi ve bu sayede düzenlemelerin, yapılanmalara imkan ve fırsatlar oluşturacağına kanaatim vardır. 
 
E-devletin gündem de olduğu şu günlerde memurların yapması gereken işleri yapmamız dolayısı ile 
 SANAL MEMURLAR “ olarak serbest olma özelliğinden uzaklaşarak, maliye teşkilatının birer neferi olmaktayız. (!)