Bütçe açığının Merkez Bankası'na ait temettü, geçmiş yıllar yedek akçeleri ve bir defalık gelirlere rağmen, ilk sekiz ayda 68.1 milyar olduğu bu dönemde, kalan dört ayı da dikkate alarak, Maliye Bakanlığı'nın Tansu Çiller'in Başbakanlığı döneminde çıkartılan bir defaya mahsus ek vergiler benzeri bir düzenlemeyi ekim ayında Meclis açıldığında gündeme getireceğini, her ortamda dile getirmekteyim. Bu düzenlemeler yapılsa bile; bunun bir çözüm olmayacağını Türkiye'de servet bildiriminin geri getirilerek, servet vergisinin de gündeme alınması gerektiğine ilişkin yazılarımı anımsayacaksınız.

Biz bu konular üzerinde kafa yorup fikir beyan ede duralım; geçen haftalarda maliye bürokrasisinin bütçe açığını kapatabilmek ve kalan son dört ayı rahatça geçirebilmek için, Katma Değer Vergisi oranlarında ikişer puanlık artış üzerinde çalıştıklarını duydum. Yani yüzde 1 olan Katma Değer Vergisi oranı yüzde 3'e, yüzde 8 olan Katma Değer Vergisi oranı yüzde 10'a, yüzde 18 olan genel oran ise yüzde 20'ye çıkartılacak, buradan elde edilecek ilave gelirlerle bütçe açığı kapatılmaya çalışılacakmış.

Katma Değer Vergisi'nde tahakkuk tahsilat oranının yüzde 24 olduğu ve bütçede 2019 yılı için Katma Değer Vergisi'nde bir önceki yıla göre artış hedefinin yüzde 25.4 olarak belirlenmesine rağmen; ilk sekiz ayda eksi yüzde 13 olarak gerçekleştiği unutularak ve üstelik sahte fatura düzenleme ve kullanma fiilleri nedeniyle salınan vergi ve kesilen cezaların rekor kırdığı bir dönemde, oran artıralım bütçe hedefini tutturalım çözümü harakiri olacaktır.

Üstelik, neredeyse bütün sektörler ekonomide canlanma için katma değer vergisi ve özel tüketim vergisinde indirim beklerken.
 

HAPİS CEZASI BİLE ARTIŞI DURDURAMIYOR

Sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçtur. Bu suçun cezası üç yıldan beş yıla kadar hapistir. Cezanın alt sınırı üç yıl olduğu için sahte fatura düzenlemek ya da kullanmaktan mahkum olanlar mutlaka hapiste yapmaktadırlar. Şu anda Türkiye'de mevcut hapishanelerde vergi suçu nedeniyle hapis yatanların yüzde 87'si sahte fatura düzenlemek ve kullanmak suçundan hapiste bulunuyorlar.

Vergi Denetim Kurulu'nun yaptığı vergi incelemelerinin konusu da, yine yüzde doksanın üzerinde oranlarda sahte fatura düzenleme ve kullanma eylemleridir.

Maliye Bakanlığı iki hafta önce,1 milyonun üzerinde vergi borcu bulunan vergi yüzsüzlerini ve son bir yılda 1 milyonun üzerinde adlarına tarhiyat yapılarak kesinleşen kişi ve kurumları açıkladı. Bu listeler üzerinde bir çalışma yapıp, geçen yıl açıklanan rakamlarla karşılaştırınca, aşağıdaki dramatik sonuçlar ortaya çıkmıştır:

Buna göre,1 Haziran 2018 ile 31 Mayıs 2019 tarihleri arasında, adlarına tarhiyat yapılıp kesinleşen mükellef sayısı 3.733 ‘dür. Bu mükelleflerle ilgili olarak, salınan vergi, kesilen ceza ve gecikme faizleri toplamı 20 milyar 878 milyon liradır. Bu sonuçlar 1 Haziran 2017 ile 31 Mayıs 2018 tarihleri arasında açıklanan rakamlara göre; mükellef sayısı olarak yüzde 40, tarhiyatın toplam tutarı olarak da yüzde 38'lik bir artışı göstermektedir.

Şimdi sıkı durun! Tarhiyata muhatap olan mükelleflerin yaklaşık yüzde 84'ü sahte fatura düzenleme ve kullanma fiilleri nedeni ile vergi, ceza ve gecikme faizi borçlusu haline gelmişlerdir.

16 Eylül'de köşemde, “Çaycıya hamala milyarlık vergi yaz barona dokunma” başlıklı yazımda da, ayrıntılı bir şekilde açıkladığım gibi, yine tarhiyata muhatap olanlar çaycı, hamal, işsiz ya da asgari ücretli kişiler yani bir şekilde kullanılan insanlar. Öyle çaresiz insanlar ki; vergi davası açmak için 300 TL harç parası bile bulamayıp, bir yıl içinde tarhiyatın kesinleşmesini engelleyememişler.
 

Katma Değer Vergisi genel oranı yüzde 18'den yüzde 11'e indirilmelidir

Ülkemizde sahte fatura düzenleme ve kullanma olayların bu denli yoğun olması ve sürekli olarak artmasının temel nedeni, katma değer vergisi genel oranı olan %18'in çok yüksek bir oran olmasıdır. Ekonomik krizin etkisiyle yüzde 1,yüzde 2 bile para kazanamayan mal ve hizmet satanların gözü, bir şekilde bu yüzde 18'i iç etmek yani uhdelerinde tutmak olunca, sahte faturaya olan ihtiyacı giderecek aktörler hemen ortaya çıkıyor. Ortak yararda buluşuyorlar, alan memnun satan memnun ama sonuçta kaybeden hep devlet oluyor.

Bu ülkede, hâlâ vergi oranını yükselterek vergi gelirlerinin artmayacağını, bilakis azalacağını sahte rakı, kaçak akaryakıt, kaçak sigara, sahte evraklarla gümrükten lüks araç sokmak gibi her gün yaşanan olaylara rağmen anlamadı isek, herhalde kaderimize razı olmamız gerekiyor.

Nedim TÜRKMEN | Sözcü