Geçen hafta, Marmara Üniversitesi'nde 2020 yılında Türkiye ve Dünya ekonomisi hakkında epey kapsamlı ve doyurucu bir kongre yapıldı. Ben de kongreye katıldım. Kongrenin ilk gün sunucu ve konuşanları: Dernek Başkanı Mustafa Karsavuran, Profesörler Nuran Cömert, Kerem Alkin, Erhan Aslanoğlu, Arif Yavuz, Mehmet Hüseyin Bilgin, Hurşit Güneş, Bankacı ve Akademisyen Tuğrul Belli, ekonomi yazarları Abdurrahman Yıldırım, Ali Ağaoğlu, Saruhan Doğan'ı sayabilirim. Kongre ertesi gün de devam etti ise de ikinci gün ben bulunamadım.
Kongre sunucularının tek tek fikirlerini yazmayacağım. Çünkü zaten kendileri bir takım basın organlarında yazıyorlar. Ben bu kongreden edindiğim bilgileri özetleyerek siz sayın okuyucularımı bilgilendirmek istiyorum.
İlk konuşmacı, 2020 yılında ABD ekonomisindeki açıklar, dünya petrol arzında sıkıntılar, ciddi çevre sorunları, istikrarsız büyüme ve dalgalanmalar, Çin ve Hindistan'ın aşırı büyümesi, global likiditede genişleme, dünya ticaret örgütündeki zorluklar; küresel yoksullaşma ve göçler, jeopolitik çatışmalar ve küresel terör konularında konuşma ve sunumlar yaptı.

21. yüzyılda Türkiye, Çin, Hindistan ve gelişmekte olan ülkelerin etkisinin artacağını ileri sürdü. Ticaret savaşlarının herkese zarar vereceğini iddia etti. Türkiye'nin bu savaşın ortasında olduğunu ve tabii ki etkileneceğini anlattı.
Asyanın enerji ihtiyacı olduğunu, yenilenebilir enerji üretim ve kullanımının artacağını ileri sürdü.

İkinci konuşmacı, dünyadaki gelişmelerin inişli çıkışlı olmasına rağmen devam ettiğini, jeopolitik risklerin arttığını anlattı. Ticaret savaşının bütün dünyaya zarar vereceğini, dünya büyümesinin
% 3 lere düştüğünü, % 2,5'lara düştüğü andan itibaren resesyon bekleneceğini açıkladı.

Türkiye kur riskini azaltmalı, tasarruflardan daha fazla yatırım yapmalıdır. Tasarruflardan fazla yatırım ise cari açığa sebep olacaktır. Kendi kaynaklarımızdan yatırım esas olup iç talep öne alınarak yatırım yapmak da yanlıştır.
Bir diğer konuşmacıya göre, Dünya ekonomisinde daralma ve küresel borç artışı, sıkıntılara sebep oluyor. Fed faiz düşürüyor, Avrupa Birliğinde faiz zaten 0 (sıfır). Avrupa ekonomisi büyümüyor, düşüyor, böyle giderse bir krizle karşılaşılabilir. Esasen 100 yılda bir de büyük resesyon olmaktadır. 1929 krizinden itibaren 100 yıl geçiyor, dikkat etmek lazım.

Türkiye ekonomisi 2018 de büyüme yok, 2019 da 0,2 ile kapatacağını tahmin ediyoruz. Enflasyon resmi rakamlara göre % 12' lerde, bize göre % 15'lerde. Türkiye'de vatandaş döviz tevdiat hesabı açtırıyor, bu mevduatlar bozulmalı ve döviz hesaplarından bir şekilde vazgeçilmelidir. 2019 da bütçe açığı ve borçlanma artıyor. Toplam borç milli gelirin % 60'ını aşmış durumdadır. İşsizlik çok kötü. Biz olumlu senaryoya göre ekonomi toparlanıyor diyebiliriz. Olumsuz senaryoya göre ise toparlanma 2021'den sonra olabilir.
Bir başka konuşmacı da, küresel borç sorununun çözülemez duruma geldiğini ve bir el sıkışma gerektiğini belirtti. 2019 yılında dünya büyümesinin % 3 olacak, AB'nin yavaşlaması Türkiye'yi olumsuz etkileyecek ve ticaret savaşları devam edecektir.
Türkiye 2019 da daraldı. 3 ve 4. çeyrekte büyüme başladı. Genç işsizliği % 26'ları geçti. Türkiye için küresel riskler, dış politika, iç siyaset, ekonomik riskler vardır. Bütün bunlara rağmen 2020'de dünyadan umutlu değiliz ama Türkiye'den umutluyuz.
Daha sonraki konuşmacıya göre, Türkiye'de takipteki krediler artıyor, kurlardaki oynaklık bitme durumuna geldi ve toparlanmalar oluyor. Ancak, Türkiye CDS riskleri çok yüksek olup şu anda 280'ler seviyesinde. CDS'lerin 50'ler seviyesine inmesi gerekli.
Merkez Bankasının silahlarının zamanında kullanılıp kullanılmadığı önemlidir. Türkiye'de dolarizasyon artıyor, bankalar birbirinden müşteri çalmaya başlayacaklardır. Merkez bankası parası, bütçe açığı ile birlikte yükseliyor, bu bir alarm sinyalidir. Zorlama ile yapılan işler ve kararlar bozulmalara sebep olur.

Sonuçta:
2020 iyi bir yıl olacak, ekonomi canlandı ve bu canlanma sürecektir.
2020 de bir seçim veya referandum olabilir.
Fed başka yeni kararlar almayacak.
Küresel dengeler aynen devam edecek bozulmayacak.
Varlık balonları çok şişti, bu büyük bir tehlikedir. Balon patlarsa borç krizi çıkar.
Türkiye'nin sorunu işsizlik, borç bulma, rekabet gücü eksikliğidir.
Türkiye'ye dışarıdan köstek yok, dış destek olmasa da Türkiye % 5 büyür, dış destek olursa büyüme % 8-9 olur.
Dünya artık sosyal medya ile yönetiliyor.
Petrol kullanımı bitecek, elektrik artacak.
Türkiye'de enflasyon % 5'e inmeden sürdürülebilir bir büyüme ve denge olmaz.
Döviz talebini karşılayacak yol güvendir.
Dünyaya gelince, artık dünyada şirketlerle devletler arasında savaş olacaktır.
ABD yaptırımları Türkiye'yi çok fazla etkilemez.
Kongreden yaptığım alıntı ve özetlemeler bunlar. Dikkatle okunursa faydalı olacağını düşünüyorum.

Cevdet AKÇAKOCA | EkoHaber