Sadece kendim için değil, bu konularla ile ilgili herkes için söylüyorum: Sağlanan bir imkandan ya son gününde/günlerinde yararlanıyoruz ya da süresi geçtikten sonra niye yararlanmadık diye hayıflanıyoruz. Son birkaç gündür telefonlarım susmuyor, gelen telefonların % 90’ı varlık barışı ile ilgili. Neden bu zamana kadar beklediniz diye sorduğumda ise, kimisi haberimiz yoktu diyor, kimisi ise ancak fırsat bulduk diye cevaplıyor. Aslında Varlık Barışı’nın, yukarıda belirtilen varlıklara sahip olanlar açısından vergi affı, vergi barışı, matrah artırımı gibi uygulamalardan daha önemli olduğunu, daha avantajlı sonuçlar doğurduğunu, gerek yazılarımızla gerekse seminerlerimizde önemle vurguladık. Ama özellikle iş adamlarımız, tüccarlarımız, yatırımcılarımız her platformda yasada yer alan bir cümle nedeniyle bu uygulamadan yararlanmakta tereddüt ettiklerini ifade ettiler. Bu konuda çıkarılan Maliye Bakanlığı Tebliğinde bu konuda garanti verilmesine rağmen, iş adamlarımızın, tüccarlarımızın, yatırımcılarımızın haklı olduğu yönler de var.

Varlık Barışı’nda Son Gün, 30 HAZİRAN!

Bilindiği üzere, Varlık Barışı, 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun 7. maddesinde "Bazı Varlıkların Millî Ekonomiye Kazandırılması" başlığı altında düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, Varlık Barışı uygulamasından yararlanmada son gün 31 ARALIK 2016 olarak belirlenmiş, ayrıca Bakanlar Kurulu'na, bu süreyi, bitim tarihinden itibaren altı aya kadar uzatma yetkisi verilmiştir.

Bakanlar Kurulu, bu yetkisini 30.12.2016 tarihli ve 29934 sayılı Resmi Gazete'de yayımladığı 2016/9608 sayılı Kararname ile kullanmış, Varlık Barışının süresini 30 HAZİRAN 2017 (bu tarih dahil) tarihine uzatmıştır. Bakanlar Kurulu’nun ikinci bir defa süre uzatma yetkisi yok.

Peki, Süre Neden Uzatılmıştı?

- Vergi mükellefleri ile idarenin vergi barışına yoğunlaşmasından dolayı bu uygulamanın gerekli ve yeterli ilgiyi görememesi,

- Vatandaşlarımızın ve şirketlerin bu konuda yeterli bilgiye sahip olamamaları,

- Varlık Barışı'nın kamuoyuna yeterince anlatılmaması ve kamuoyunun buna nüfuz edememesi.

Varlık Barışı Neden Önemli?

1) Vergi Mükellefi Olan ve Olmayanlar Yönünden

- Yurt dışındaki para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, bu 30/06/2017 tarihine kadar Türkiye’ye getiren gerçek ve tüzel kişiler, bir kuruş dahi vergi ödemeyecekleri gibi, söz konusu varlıkları serbestçe de tasarruf edebilecekler.

- Gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri, Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlarını, 30/06/2017 tarihine kadar bir kuruş dahi vergi ödemeden kanuni defterlere kaydedebilecekler. Bu şekilde kaydedilen varlıklar, vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın (kar payı stopajına tabi olmadan) işletmeden çekilebilecek.

- Varlık Barışı kapsamında Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıklar nedeniyle, madde hükmünden yararlananlar ve bunların kanuni temsilcileri hakkında, başkaca bir neden ile gerekli olması hâli saklı kalmak üzere sırf bu işlemin yapılmış olmasından dolayı ve bu işlemden hareket edilerek, hiçbir şekilde vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı ile herhangi bir araştırma, inceleme, soruşturma veya kovuşturma yapılmayacak, vergi cezası ve idari para cezaları kesilmeyecek.

2) Devlet Yönünden

Devletimiz VARLIK BARIŞI ile, giderek mali şeffaflığı artan Dünya’da bilgi değişimi, kara parayla mücadele, vergi matrahlarının aşınmasını önlemeye dönük yeni döneme; İşadamlarımızın, Şirketlerimizin, Vatandaşlarımızın sorunsuz bir şekilde geçmesi için kaçırılmaması gereken, altın değerinde vergisiz bir fırsat sunmuştur. Bu şekilde, ülkemize döviz girişi amaçlanmaktadır.

2008 finansal krizinin ardından G20’nin liderliğinde OECD ve ardından AB’nin yürüttüğü çalışmalarla uluslararası vergi ilke ve düzenlemeleri çok ciddi değişiklere uğramıştır. Bunlardan en önemlisi BEPS olarak bilinen Matrahın Aşındırılması ve Kazanç Aktarımı (Base Erosion and Profit Shifting ‘BEPS’) eylem planıdır. Uyum, şeffaflık ve özün önceliğini esas alan bu düzenlemelerle, uluslararası vergi kayıp ve kaçağı ile daha etkin mücadele edilebilmesi için gerekli alt yapı oluşturulmuştur.

Bu doğrultuda ülkeler arasında etkin ve sürekli bir işbirliği için önemli adımlar atılmış, CRS ve FATCA kısaltmalarıyla anılan iki taraflı veya çok taraflı anlaşmalarla otomatik bilgi değişiminin önü açılmıştır. 2018’den itibaren OECD ülkeleriyle finansal kurumların elindeki mükellef bilgileri düzenli olarak paylaşılacak, değişime konu edilecek. 2018 sonrasında dünya ekonomisinin yüzde 85’ini oluşturan ülkeler arasında “otomatik bilgi değişimi” başlayacak. “Otomatik Bilgi Değişimi”, ABD ile Ekim ayından itibaren başladı bile. Vergi idareleri bundan sonra önemli bir silaha sahip olacaklar.

Türk Vergi İdaresine, kendisi istemese dahi anlaşmaya taraf olan ülkelerden mükelleflerin o ülkelerin mali sistemlerindeki gelir ve servetine ilişkin olarak bilgi akacak.

Türkiye'de Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesinin Onaylanmasını Bir Kanunla Uygun Buldu, Kanun 20 MAYIS'TA Yürürlüğe Girdi

Türkiye, 20 Mayıs 2017 tarihli ve 30071 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair 7018 sayılı Kanunla, 3 Kasım 2011 tarihinde Cannes’te imzalanan “Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi”nin çekince ve beyanlarla birlikte onaylanması uygun bulmuştur. Bu Kanun, 20 Mayıs 2017 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

Anlaşmanın Kanunla Uygun Bulunması Ne Anlama Geliyor?

2018 yılı başından itibaren anlaşmaya taraf olan ülkeler, kendisi istemese dahi anlaşmaya taraf olan ülkelerden mükelleflerinin o ülkelerin mali sistemlerindeki gelir ve servetine ilişkin bilgileri birbirlerine iletecekler. Bilgi aktarımı isteğe bağlı değil, ülkeler istese de istemese de söz konusu bilgiler kendilerine iletilecek.

Türk vatandaşları ve şirketleri GVK ve KVK yönünden tam mükellefiyet esasına tabi olduklarından, gerek Türkiye'de gerekse yurt dışında elde ettikleri gelir/kazançları üzerinden vergi ödemek zorundadırlar. Bilgi değişimi anlaşmasının yürürlüğe girmesi ile beraber, 2018 yılı başından itibaren, anlaşmaya taraf ülkelerde elde edilen kazançların/gelirlerin gizlenmesi artık mümkün olmayacak. Bu kişi ve şirketler, Varlık Barışı uygulamasında yararlanarak, yurt dışında elde ettikleri ancak beyan dışı bıraktıkları, gizledikleri kazançlarını/gelirlerini 30 HAZİRAN 2017 tarihine kadar Türkiye'ye getirmeleri halinde bir kuruş dahi vergi ödemeyecekler. Bu tarihten sonra Türkiye'ye getirecekleri yada gizledikleri tespit edilen kazançları üzerinden duruma göre % 20 ila % 35 oranında bir vergi ödeme durumu ile karşı karşıya kalacaklar.

Dolayısıyla Varlık Barışı, yurt dışında iş yapıp gelir elde eden ancak bugüne kadar Türkiye'ye getirmeyen kişi ve şirketler açısından kaçırılmayacak bir fırsat. 30 Haziran'a kadar getirirlerse, bir kuruş dahi vergi vermeyecekler, BUNDAN İYİSİ ŞAMDA KAYISI.

Varlık Barışı Sadece Türkiye'ye Özgü Değil. Çok Sayıda Ülke, Ülke Dışındaki Paraların Peşinde.

Varlık Barışı sadece bize özgü değil. Çok yakın zamanda Rusya, Arjantin ve Endonezya’da da uygulandı. 2008 finansal krizi sonrasında, pek çok ülke artan bütçe açıklarını karşılamak ve ekonomilerini canlandırmak için ülke vatandaş ve şirketlerine ait olup yurt dışında bulunan varlıkların geri getirilmesi için kolaylıklar sağlamışlardır.

Varlık Barışı'nda Süre Uzatılmalı Mı?

Varlık Barışı'nda yararlanılan tutar henüz açıklanmadı. Ancak, bu tutarın fazla olmadığı düşünülüyor. Çünkü, bu uygulamadan çok sayıda kişi ve şirketin haberi yok, olanın da detaylı bilgisi. Bunun ötesinde meslek mensupları ve ilgili kamu kurumları (Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, MASAK vb) da, Varlık Barışı'na gerekli ilgiyi göstermedi. Hem Devletimiz, hem de kişi/şirketlerimiz açısından önemli sonuçlar doğuracak bu uygulama, başarısızlıkla sonuçlanacak gibi. Kişiler ve şirketler, kendilerine altın tepsi içinde sunulan bu vergisiz fırsattan bize göre bilmeyerek yararlanamayacaklar. Bilenler ise, bu şekilde Türkiye'ye getirecekleri varlıklarına el konulabileceği endişesiyle yararlanmak istemediler. Bu endişeler ise, kanuni düzenlemede yer alan "madde hükmünden yararlananlar ve bunların kanuni temsilcileri hakkında, başkaca bir neden ile gerekli olması hâli saklı kalmak üzere" şeklindeki muğlak ifadeden kaynaklanmıştır. İnsanlar "Tamam parayı getirelim, ama sonradan hakkımızda yapılacak bir ihbar veya şikayete bağlı olarak herhangi bir yasal işlem, kovuşturma, soruşturma yapılır mı?" diye sordular. Maliye Bakanlığı çıkardığı 4 No.lu Tebliğde, her türlü garantiyi vermesine ve açıklama yapmasına rağmen, söz konusu tereddütleri gideremedi. Çünkü, bu ifade kanunda yer alıyordu, ikincil mevzuatta böyle bir garanti verilse dahi, bu kabul görmedi. ayrıca, taşınmazların varlık barışı kapsamında yasal defterlere kaydedilmesi olayında da çok sıkıntı çıktı, bu da çözülemedi.

Kişisel görüşümüze göre, uygulamada tereddüt yaratan veya aksaklığa neden olan hususlar giderilerek Varlık Barışı'nın süresi 31 ARALIK 2017 tarihine kadar uzatılmalıdır. Ayrıca, bu süre içerisinde Varlık Barışı uygulamasının yurt içi ve dışı tanıtımları yapılmalı, katılım teşvik edilmelidir.

Saygılarımla.
Tarih : 28.06.2017