Bilindiği üzere, Enron 2001 Yılında Arthur Andersen'in danışmanlık piyasasından kalkmasına neden olan, muhasebe ve denetim skandalının tarafı olan bir şirkettir.

Bu şirketin denetçiliğini yapan yukarda adını geçirdiğim firma, olmayan ve fakat gelecekte olması beklenen bir karı, ortaklara dağıtarak hem firmanın ve hem de kendinin sonunu getirmiştir.

Kötüden örnek olmaz (!)

Fakat burada Bağımsız Denetim Kuruluşları ve Denetçilerinin, skandalın ana teması olan “ Piyasanın Uyanıkları “ nasıl olunur gerçekliğini, ders olarak görmeleri ve ona göre tabiri caizse günü kurtarır, hayali raporlardan uzak durmaları gerekmektedir.

Bu yüzden Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ‘nun, gözetim unsurunu çok iyi oturtarak, muhasebe ve denetim standartlarını çağdaş bir seviyeye getirmek için meslek ve meslektaş ile dayanışma içinde olması gerekmektedir.

Bizimde taraf olarak işimizi doğru ve dürüst olarak ele alıp, paydaşların her türlü hak ve hukukunu illa ki, hile ve şüphe ekseninden merkeze alarak yapmamız da yarar var kanaatindeyim.

Denetim görevini yerine getirdiğimiz zamanlarda, doğru ve dürüst yapılacak işlemin dışında, akıllarda başkaca amaçların olmaması gerekmektedir. Bu vesile ile diğer disiplinler ile beraber denetim kuruluşu ve denetçilerin de uyacakları mesleki etik kurallar mevcuttur. 1

Tabii olarak etik, sadece denetim elemanlarını bağlayıcı bir kavram da değildir. “Siyasetten ticarete, bürokrasiden toplumsal yaşama kadar her alanda uyulması gerekli olan ahlak kuralları manzumesidir.
Önemli olan bunların yazılmasından çok, herkes tarafından uyulmasıdır.”

Dolayısı ile, aslında bu tür yolsuzluk skandallarının variyetini, etiksizliğe bağlamak da yanlış olmaz kanaatindeyim. Gayri ahlaki tutum ve davranışların tepeden en alt kademelere kadar, yaygınlaşması ve yine 11 Eylül 2001 saldırısının ardından, dünyada oluşan kaosun, iş yaşamına sıçraması çok uzun sürmedi elbet. Kötü yönetimler ve risk yönetiminin yetersizliği, bir çok güçlü diye tahmin edilen sermaye şirketlerinin, domino etkisi ile yıkılarak dağılmaları neticesi, küresel olarak kelebek etkisi yaptığı ekonomilere, verdiği zararları arttırarak bugüne kadar gelmiştir.

Hile ve şaibeli işlerden medet umanların, sahte yatırımlar eşiğinde gerçekte işletme giderlerini göstermeleri, halen ülkemizde ve yine dünya konjonktüründe, ekonomik tedbirlerin bu minvalde alınıyor olması, boyutun büyüklüğüne dem vurmaktadır.

Her aklı başında bireyin sorabileceği gibi, tüm bu gösterilerin (!) canbaza bakı nerede saklıdır?

O kadar devlet ricalinin var olduğu, denetmen ve banka-finans kuruluşlarının gözü önünde, tüm bu gösterilere şaşmamak mümkün değildir. Bir tanesi hemen mesleğimizle ilgili olmak üzerine değil mi?

O kadar çok parayı alan bir denetim kuruluşu müşterisini nasıl zorlayabilir ki?

 Diğer yandan, “Banka yöneticileri, Enron olayından öğrendiğimiz gibi ilgilenmiyorlar, bırakın karlı yan anlaşmalar yapsınlar. Ve seçilmiş yetkililer, kampanya bağışları ve diğer sebeplerle uysallaştırılıyorlar, düzenleyicileri kendi işlerini yapmaktan alıkoyuyorlar. Para karşılığı kendi kurumlarını öldürüp, düzenlemelerde “kara delikler ” yaratıp dolandırıcılara nanik yaptırıyorlar.”


Gelecek, bugünleri konuştuğu vakit, inanın 11 Eylül terör saldırısından ziyade, yine bu skandalları anlatacaklardır. İşte bunu göz önüne alacak olursak, “Enron’daki finansal bilgi manipülasyonu uygulamalarının ve iş başarısızlığının (business failure)” tesadüfi gerçekleri, aynı zamanda bazılarının azmin de,  elinden bir şey kurtulamayacağının da kanıtı olmuştur.

Bu yüzden Enron, dünya düzlemine daha da fazla zarar vermeden, ısrarlı bir takibin sonunda,  daha önce imha edilmiş olan evraklara göz atılırken ortaya çıkarılmıştır.

Enron'un "jedi" (Joint Energy Development Investments Ltd.) ve "chewco" (ÖAG) isimli gizli ortaklıklarıyla ilgili bilgilerin de olduğunu öğrenen bir kutu parçalanmış belgeyi alan, Dış Yatırımlar Direktörü Maureen Castaneda 'nın çabaları sayesinde ortaya çıkmış, yine başka bir Enron çalışanı olan Erin Brockovich azmine sahip Sharon Watkins sayesinde de ürkütücü derinliği gözler önüne serilmiş bir skandaldır.

  Yolsuzluğu bulan ve derinleştirenlerin ikisinin de kadın olması tesadüf olmakla beraber, manidar da değil midir sanki..!!

Hangi durum kabul edilecekse edilsin, kadın faktörünün, bir satış politikasında, meta olarak kullanıldığı gerçeğini asla değiştirmeyecektir.

Dikkatinizi, İşin finans boyutunu da aşan diğer skandal kısmı, şirketteki erkeklerin kadın çalışanları sömürme şekline çekmek isterim.

 Şaşırtıcı, cinsel açıdan çekici, hareketli' anlamında bizde de zaten "motor" şeklinde kullanılan tabiri ile kadınlara, "va voom" (ingilizce motor sesi) amiyane tabiri ile “ hafif-bayağı  kadın “ gibi hitap etmeler, taciz ve mobbing uygulamaları yapmak gayet doğal olarak karşılanıyordu.
Açık şekilde en seksi çalışanlar listeleri tutarak, gerektiğinde bu listelerden seçtikleri gönüllüler ile sözleşmeler düzenlemek ve bu suretle menfaat temin etmek de yadırganmayacak şekilde bir hal almıştır.

Neticede, belki erkek yöneticilerin bu seksist davranışlarının da etkisiyle, şirket çalışanından gazetecisine kadar, tamamen kadınlar tarafından ortaya çıkarılmış ve belgelenmiş devasa bir yolsuzluktur Enron.

Bu yolsuzluk neticesi, firmanın bir çok büyük skandala imza atarak, dünyanın kucağına ekonomik bir bomba olarak düşmesi, dengelerin alt üst olmasına vesile olmuştur.

Öyle ki, işsiz kalan kadın Enron işçilerinin, Playboy ‘a göndermiş oldukları, kendi çıplak veya bikinili resimlerinin arasından seçtikleri ile “Enron Kadınları” sayısını çıkartmıştır.

Ve fakat, bu konu hakkında pek bir cılız kalmış kaynaklar dışında, hiçbir yerde dile getirilerek yazılmaması manidardır.

Yukarda girişte bahse konu etik kurallar dışına çıkılmış ve para kazanmak adına her türlü hile ve şaibeye konu firmanın, yine kendi hırsı için kullanmış ve / veya bilerek veya bilmeyerek kullanılmış kadın çalışanlarının lehine olmak üzere, hiçbir muhalefet ve muhakeme, ne kimse tarafından, ne de kadın hakları savunucuları tarafından yapılmamış / yapılamamıştır.

Aslında Enron sadece, beyaza boyayarak giydirilen bir muhasebe ve denetim skandalı olmayıp, aynı zamanda kadın haklarını ilgilendiren çok modern bir örnektir.

Saygılarımla… 22 Mart 2016 Salı


İKTİSADİ DAYANIŞMA 'DA YAYINLANMIŞTIR.


Kaynak:   *Enron: Piyasanın Uyanıkları

(http://dt-audit.com/videogaleri/enron-piyasanin-uyaniklari-290.html)

 * Risk Yönetimi Yetersizliğinin Batırdığı Dev: WorldCom (riskonomi.com)
                
*Denetim Etiği-Dr. Ahmet OZANSOY