Beylik hakkı “senyoraj

Genelde sigorta şirketlerinin kullandığı çok sevdiğim bir söz vardır. “Gelecek de bir gün gelecek” diye.

Tüm dünyayı derinden etkileyen hemen hemen her ekonomik krizden sonra küresel para düzeni yeniden oluşmuş(oluşturulmuş)tur. Hangi paranın rezerv para birimi olacağı belirlenirken, genellikle yaşanan bu küresel kriz sonrası ekonomik, politik ve askeri güç bakımından en kuvvetli olan ülkenin parası rezerv para olmuştur. Amerikan Doları’nın rezerv para olmasının altında yatan da budur. Merkez bankaları kasalarında rezerv para tutmak durumundadır. Kısaca durum böyle olunca da o paraya talep artmakta ve değerlenmektedir.

Ancak unutulmamalıdır ki ülkelerin merkez bankalarının bastığı para gerçekte bir borçtur ve merkez bankalarının bilançolarında pasifte yer alır. Bu paranın karşılığı, o merkez bankasının (ülkenin hazinesinde) aktifinde  bulunan altına eş değerdir. Bir ülke basacağı paraya karşılık ayırmadan, bunu önemsemeden para basmaya kalkarsa o ülkede enflasyon meydana gelir.

Devletler para basarak gelir elde ederler Tükçe’de beylik hakkı da denen bu gelirin adı senyoraj bedelidir. Devletler için en kolay gelirdir. Senyoraj bedeli, paranın üretilme maliyeti ile piyasada ifade ettiği değer arasındaki farktır.  

   

 “Bir konunun geçmişi, bize nereden geldiğimizi, şu anda nerede olduğumuzu ve nereye gittiğimizi anlatır.” Abraham Lincoln

Bir para birimi hariç olmak üzere, piyasada bulunan basılmış her paranın karşılığı vardır. Bir tek doların altın ya da herhangi bir kıymetli maden olarak karşılığı yoktur. İkinci Dünya Savaşı sonrasında 1944 yılı Temmuz ayında Amerika Birleşik Devletleri’nin New Hampshire eyaletinin Bretton Woods kasabasında 44 ülkenin katılımı ile gerçekleştirilen konferansta dolar karşılığında altın taahhüdü yapılmış, 1 ons altın 35 dolar olacak şekilde düzenlenmiştir. Amerika Birleşik Devletleri dış talep olduğunda doları bu tutar karşılığında altına çevirmeyi kabul etmiştir. 1972 yılında ABD Başkanı Nixon, tek taraflı olarak altın karşılığını kaldırmış, dolar kağıt paraya dönüşmüştür. ABD'yi buna iten zorunluluklar, dış ticaretinin büyük boyutlara varan açıklar vermesi ile borçlu ülkeler arasına girmesidir.

Günümüze gelecek olursak, halkın genelinde Amerikan merkez bankası olarak bilinen  FED aslında sekiz ailenin sahibi olduğu bir finans kuruluşudur.(Rockefeller, Rothschild, Goldmen Sachs, Lehman Brothers, Kuhn Loebs, Warburg, Lazard ve Moses Seifs aileleri) Bu sebeple Dolar, ABD’nin parası değildir ve Amerika Birleşik Devletleri’nin "Dolar Basma Hakkı" yoktur. Diğer ülkelerin aksine Amerikan Hazinesi doları faizle borç olarak alır, bu  banker ailelere her yıl 500 milyar dolardan daha çok faiz öder. Daha açık bir ifadeyle, Amerika halkı kendi parası doları faiz ödeyerek kullanmaktadır. Yalnız Amerikan yasalarına göre, devletin borçlanma limiti vardır ve bu limitin bugün itibariye aslında aşıldığı konuşulmaktadır.

 ABD’nin borcu sürekli artıyor, bu yılın birinci çeyreğinde ve toplam borcu 69 trilyon dolara dayandı hatta belki de aştı. Bu borcun karşılığının olmadığını tüm ülkeler herkes biliyor ama söyleyemiyor. Çünkü merkez bankaları mecburen elinde ABD Doları rezervi tutmak zorunda.
 

Dolar imparatorluğu sonun başlangıcı!

2008 yapısal krizinin ardından Çin ve Rusya’nın tek kutuplu dünya düzenine alenen başkaldırısı doların giderek daha çok sorgulanmaya başlamasını da beraberinde getirdi.

Çin ve Rusya’nın yılardır süren bu tek kutuplu dünya düzenine bir itiraz niteliğini taşıyan hamleleri, doların küresel para özelliğinin sorgulanmasını da beraberinde getirdi. Yükselen Asya’nın Kuşak ve Yol gibi üretime ve yatırıma dayalı projesi kurumsal seçenek olarak uygulanmaya çalışılıyor.

 2008 krizinden sonra  Wall Street bankerleri, dolar yerine (Amerikan devlet tahvili dahil)  petrol, kıymetli madenler ve gıda gibi emtiaya yatırım yapıyor.

 Kredi derecelendirme şirketi Fitch'in analistlerinden James MacCormack, ABD dolarının zaman içinde küresel rezerv para olma statüsünü kaybetme riski altında olduğuna dikkat çekti.

2008 krizini bilen Nouriel Roubini: ”ABD hazine tahvillerinin üçte ikisinin ABD vatandaşı olmayanların elinde oluşu bu hazine borçlarının ortalama geri ödeme süresinin 4,5 yıla kadar düşmüş olması, ABD hükümeti orta vadeli mali düzenlemeye yönelik ikna edici bir plan ortaya koymadığı sürece, borçların yeniden finanse edilmesi riskinin ve Dolar’ın düzensiz düşüşünün artarak devam etmesine yol açacaklardır.” diye kendi internet sitesinde açıklamalarda bulundu.

IMF; ülkelerin Döviz rezervleri içerisinde doların payı 2001'de %73 düzeyindeyken 2018 sonunda %62’ye düştüğünü beyan etti.

ABD’de Donald Trump' ın başkan olması sonrası izlediği  ekonomik yaptırımlar ve ticarette korumacı politikalar sonucu dünyada  doların üstünlüğü, küresel para özelliği, hatta geçerliliği tartışma konusu olmaya başladı ve devam edecek gibi de görünüyor.

“Eldeki para hürriyetin aletidir. Fakat peşi kovalanan para, tam tersine kölelik aletidir.”                       J. J.ROUSSEAU
 

Altın-para sistemine doğru:

2008 Krizi’nden sonra merkez bankaları sürekli altın almaya devam ediyor. Dünya Altın Konseyi verileri 1971 yılından beri en yüksek alımın 2018 yılında gerçekleştiğini ortaya koyuyor.

Rusya altın alımları tarihinin en yüksek altın rezerv rakamı olarak kayda geçti. Rusya, bu rakamla Çin’in altın rezervini de geçmiş oldu.

Çin’in de günden  altın rezervlerini arttırıyor. Almanya ona keza…

İran da Amerikan kaynaklı yaptırımlara karşı kendinin  altın rezervlerini artırmakla koruyor. Altın karşılığı petrol ticaretini günden güne yükseltiyor.

Rusya’nın 2017’de Yuan’ın altın karşılığı değerlenmesini şart koşarak, petrolü karşılığı Yuan’ı  kabul etmesi, Petro dolar için sonun başlangıcı olmaya aday.

Dolar, yuan, altın ve kripto para birimleri arasında giderek artan tüm bu çelişkiler yumağı tabii ki bugünden yarına çözüme kavuşmayacaktır. Ancak Fransız düşünür Voltaire’in dediğini de yabana atmamak gerekir. “Her kâğıt para eninde sonunda gerçek değeri olan sıfıra gelir.”

Faydalı olması ümidiyle…

                                                                                                                                                                                                                                                                                               
ÖZKAN ÇİNAR
Mali Müşavir/SPK Denetçisi