Ülkelerin ekonomik büyüme ve kalkınma yolunda mesafe kat edebilmelerinde genç nüfusun önemi tartışma götürmez bir gerçektir.

 

        TÜİK  nüfus verileri incelendiğinde ülkemizin bugün için  “genç” nüfusa sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu veriler incelendiğinde görülüyor ki; bunun 15-19 yaş aralığındaki genç nüfus  6.5 milyon, 20-24 yaş aralığındaki genç nüfus  6.2 milyon kişidir. 25-29 yaş aralığında da 6.3milyon kişi yaşamaktadır. Girişimci kabul edilebilecek nüfus olan 20-29 yaş arası nüfusun toplam nüfusa, oranı ise %12,1’dir.

       Gerek işsizlikle mücadele, gerekse genç girişimcilerin ekonomik hayata kazandırılması ve desteklenmesi amacıyla 193 sayılı G.V.K.’ nın mülga mük. 20.maddesi, 6663 sayılı Kanunun 1. maddesiyle yeniden düzenlenerek, Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası’ na ilişkin hükümler 10.02.2016 tarihinde yürürlüğe girmiş ve 05.05.2016 tarihinde 29703 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan 292 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nde; yeni iş kuran gençlerin desteklenmesi amacıyla, üç yıl boyunca elde ettikleri kazancın bir kısmını vergi dışı bırakmak ve bir yıl süreyle sigorta primlerinin hazinece karşılanması suretiyle vergi ve sigorta prim teşvikine ilişkin usul ve esaslar ayrıntılı bir şekilde belirtilmiştir.

Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası:

Yapılan düzenlemeye göre Kanun maddesi şöyle diyor:

             “Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançlarının 75.000 Türk lirasına kadar olan kısmı , aşağıdaki şartlarla gelir vergisinden müstesnadır”. Özetle; 29 yaş altındaki girişimciler, üç vergilendirme dönemi boyunca kazandıkları paranın 75.000 TL’si için vergi ödemeyecek; bu miktarı aşan kazançlar için vergi ödeyecektir. Bu istisnadan faydalanma süresi toplamında 3 yıldır. İstisnanın şartlarını tek tek irdelemekte fayda var.

 10.02.2016 tarihi itibariyle ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle ilk defa gelir vergisi mükellefi olmak. Yani kendi adınıza ilk defa işletme kurmuş olmanız gerekiyor. Ben var olan işletmenizi kapatıp sonra yeniden açarım diye düşünürseniz bu istisnadan faydalanamazsınız. Aynı şekilde 10.02.2016 tarihinden önce işe başlayan mükelleflerin bu istisnadan faydalanması mümkün bulunmamaktadır.

  1. Mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış olmalısınız.
  2. Tam mükellefiyet kaydı olarak mükellefiyet açılması gerekiyor. (Bilindiği üzere Türkiye’de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler dar mükellef olarak tanımlanmakta ve bunların sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar vergiye tabi olmaktadır. Yerleşim yerleri (ikametgâhları) Türkiye olan kişiler ise tam mükellef olarak adlandırılmakta ve bu kişiler hem Türkiye’de hem de yurt dışında elde ettikleri gelirler üzerinden vergilendirilmektedir. )
  3. İşe başlamanın kanuni süresi içinde bildirilmiş olması, “İşe başlamanın kanuni süresi içerisinde bildirilip bildirilmediği hususu, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde tespit edilir.” Kısaca, işe başladığınız tarihten itibaren 10 gün içinde bağlı bulunduğunuz vergi dairesine işe başlama bildiriminde bulunmak zorundasınız. Bu süreyi, kaçıran geçirenler istisnadan faydalanamazlar.
  4. Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi

       a) İstisnadan yararlanılabilmesi için mükellefin kendi işinde bilfiil çalışması veya kendi işinde bilfiil      

             çalışmadığı durumlarda ise işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi gerekmektedir.

         b) Bir şahsın kendi işinde bilfiil çalışması, işinde ve bu işin gerektirdiği konularda fikri ve bedeni bir mesai sarf etmesidir.

         c) İşte bilfiil çalışılmasa dahi iş sahibi tarafından işin sevk ve idaresinin kendi elinde tutulması, işin      

             yürütülmesiyle ilgili kararların alınması, planlanması veya denetiminin yapılması gibi durumlarda da   

             istisna şartı ihlal edilmiş olmaz.

         d) Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi şartını sağlayan

             mükelleflerin, faaliyetin yürütülebilmesi için çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırması istisna şartını    

             bozmaz.  
         e)
Seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici sürelerde
fiilen işin başında bulunulmaması halinde de söz konusu şart ihlal edilmiş olmaz.

  1. Faaliyetin adi ortaklık veya şahıs şirketi bünyesinde yapılması hâlinde; bu durumda mükelleflerin istisnadan yararlanabilmeleri için tüm ortakların ayrı ayrı istisna şartlarını taşımaları gerekmektedir. Ancak bu şekilde ortaklar ayrı ayrı istisnadan faydalanabilir. Ortaklardan herhangi birinin istisna şartlarını taşımaması halinde, diğer ortaklar da istisnadan faydalanamaz.
  2. İşletmenin devralınması halinde; istisnadan yararlanılması için işletmenin ya da mesleki faaliyetin devralındığı kişinin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kayın ve kayın hısımlarından olmaması gerekir.
  3. Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hâlinde; devralan eş veya çocuklar istisnaya ilişkin şartları taşımaları kaydıyla, ölen mükellefin istisnadan faydalanıp faydalanmayacağına bakılmaksızın devralan eş veya çocuklar istisnadan üç vergilendirme boyunca yararlanırlar.
  4. Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunması; mükelleflerin böyle bir durumda diğer tüm şartları taşısalar dahi istisnadan yararlanmaları mümkün değildir

    İstisna, her vergilendirme dönemi için yıllık 75.000 Türk lirası olarak uygulanacak olup bir vergilendirme döneminde istisna tutarının altında kazanç elde edilmesi durumunda ise istisnadan yararlanılmayan tutar ertesi yıla devredilmez.

        İstisna şartlarını sağlayan mükellefler tarafından daha sonra herhangi bir nedenle faaliyetin terk edilmesi durumunda, terk tarihine kadar elde edilen kazançlar için istisnadan yararlanılır. Faaliyet terk edildikten sonra istisna kapsamındaki söz konusu faaliyetlere (takvim yılından sonra) tekrar başlanılması halinde ise adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunması şartı ihlal edilmiş sayılacağından bu istisnadan yararlanılamaz.

       İstisnadan yararlananların, yararlanma süresi içerisinde faaliyetlerini ticari, zirai ya da mesleki faaliyet olarak değiştirmesi veya faaliyet konusunda değişiklik yapmaları istisnadan kalan süre kadar yararlanmalarına engel teşkil etmemektedir.

       Takvim yılı içerisinde işe başlanılması veya işin terk edilmesi durumlarında; işe başlama tarihinden yıl sonuna kadar olan kıst dönem bir vergilendirme dönemi, takvim yılı başından işin terk edildiği tarihe kadar olan kıst dönem ise bir vergilendirme dönemi sayılacak olup bu dönemler için istisnadan tam olarak yararlanılır.

       İstisna, ticari, zirai veya mesleki faaliyetten dolayı kazanç elde eden ve şartları sağlayan gerçek kişilere uygulanmakta olduğundan, istisna şartlarını taşıyan mükelleflerin bir vergilendirme döneminde kanunda bahsi geçen faaliyetlerden bir veya birkaçından kazanç elde etmeleri durumunda söz konusu istisna beyan edilen bu gelirlerin toplamına uygulanacaktır.

       İstisna, her durumda ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle ilk defa gelir vergisi mükellefiyetinin tesis olunduğu dönemden başlamak üzere üç vergilendirme dönemi ile sınırlı olup önceki faaliyete devam edilirken yeni bir faaliyete başlanılması istisna süresini uzatmaz.

       Diğer taraftan, anılan Kanunun mükerrer 20 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “istisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında kazanç elde edilmesi hâllerinde dahi yıllık beyanname verilir.” hükmü gereği, istisnaya konu kazancın elde edilmesi sırasında tevkif edilen vergilerin tamamı beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilebilir.

       

       Mükellefler tarafından yıllık gelir vergisi beyannamesinin gelir bildirimine ilişkin tablolarına istisna düşüldükten sonra kalan tutar yazılır.

       İstisnadan yararlanan ticari kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabının (basit usulde vergilendirilenler, Gelir Vergisi Kanununun 42 ‘nci maddesi kapsamında kazanç elde edenler ve noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar hariç) geçici verginin hesabında da söz konusu istisnayı dikkate alacakları tabiidir.

       Kazanç istisnasından yararlanan mükellefler beyana tabi başka bir gelirlerinin olması durumunda da ticari, zirai ve mesleki kazançları dolayısıyla istisnadan yararlanabilirler.

Genç Girişimcilerde Sigorta Prim Teşviki :

        Genç girişimcilere, sigorta prim teşviki de veriliyor. 5510 sayılı   Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 81 inci maddesine eklenen hüküm ile sigorta prim teşviki kapsamında, 01.06.2018 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanun’un 4/1-b maddesi kapsamında ilk defa sigortalı sayılan gerçek kişilerin primleri, tescil tarihinden itibaren bir yıl süreyle 5510 sayılı Kanun’un 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt sınır üzerinden Hazinece karşılanmaktadır..

        Sigorta prim teşvikinden yararlanmak isteyen sigortalıların tescil işlemleri, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 20 nci maddesi kapsamında bağlı bulundukları vergi dairesinden temin edecekleri “Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası” belgesi ile bağlı bulundukları sosyal güvenlik il/merkez müdürlüklerince yapılmaktadır.

Faydalı olması ümidiyle…
 

Özkan ÇİNAR                                                                                                       
Mali Müşavir/SPK Denetçisi
Yönetim Danışmanı/Eğitmen 


Kaynak: www.bdTurkey.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)