R.Kemal Sağım Meslektaşımın, "Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Meslek İnsanlarının Karşılaştıkları Güçlük ve Beklentileri" adlı makalemi referans alarak yazdığı "Yöneticilerin Günahı" başlıklı yazısında "yönetim" sorununun, işaret edilen sorun veya beklentilerin önüne yazılmamasının elbet bir sebebi vardır diyerek, yazısına devam etmekte.

Hemen belirtmeliyim ki, muhasebe meslek insanına dönük olarak yazılan olumlu ve veya olumsuz tüm yazılanların, mesleğin geleceğine ışık tutacağı kanaatimi yineliyorum.


Burada şahsıma ait makalemde, elbette yönetişim sorunu olduğunu yok saymak gibi bir yanlışa düşmemekle beraber; direk yöneten insanları kastederek kaosun müsebbibi gibi göstermek yerine, yazının altına yürüdükçe bu camiada var olan kara bulutların Birliğimiz, Odalar ve hatta diğer Sivil Toplum Örgütleri tarafından ortak bir konsensüs dahilinde halledebilineceğine dem vurduğum havidir.

"-Kurumların yönetenlerin yanlışlarına duyarsızlık (Taraftarlık refleksi)" ifademle bunu çok açık ve seçik bir biçimde, tolerans yani demokratik zemininde halledilmesi gerektiğine vurgu yaptığım nettir.

Dolayısı ile taraftar gibi yönetici seçerseniz olacağı budur yani sorunların küçülmez, aksine devleşir.


Yöneticilerimizde bu arada gökten zembille inmedi. Aramızdan özellikle bizler seçtik. Yani bizlerin, büyüyüğüdür-küçüğüdür,meslektaşıdır-abisidir-kardeşidir vs. vs. Hoca Nasrettin 'in dediğini az biraz çevirirsek, seçenin hiç mi suçu yok ?


Liyakat sahibi olmayanları "başkan" seçen bu kokuşmuş delegelik sisteminde, başkanın adamlarının işaret edilen yerlerde bulunmasını mı yazsam daha iyi olur ?

Yapılmış bir yanlış var ve bu geride kalmıştır.

İze basarak yürümek istenmiş.

Ne yapalım şimdi?

Demek ki, çoğunluk her zaman doğruya hizmet etmiyor.

Adı tam da demokrasi değil mi?


Bir kaç zamandır yazıyorum, takip edenler bilir; sistemi değiştirin, delegelik sistemi yerine doğrudan seçim rejimini getirin. Daha doğru ve isabetli olur.


Peki tüm bu olumsuz variyet için ne yapalım?


Sıraladım. Eksiktir. Fazladır.

Orasını bildiğim kadar yazdım. Kalan da okuyucu hakkıdır..!

Onlar yerecek, yorumlayacak bizler de daha kendimizi revize ederek, bir daha ki sefere fısıltılarda işlediğimiz, gıybet günahlarını, gün yüzüne alarak seslendirmiş olabilelim. Ancak sakın kardeşliğimize saplanan bir hançer gibi değil.


Birbirimizi tuttukça güçleniriz. Kalabalık oluruz.Biz oluruz. Oluruz yani.


Göğe bakma durağındayız.*


Saygılarımla...31/082018 


 

* Turgut UYAR

Not:

Meslektaşımın yazısında "bu makalede" diye linki köprü yapılarak verilmiştir.

Dolayısı ile, bahse konu yazı aşağıdaki linktir.

http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/selahattinipek/008/