Bilindiği üzere, 27.02.2018 tarihinde TBMM’ne sunulan “Katma Değer Vergisi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nda, Serbest Muhasebeci̇ Malı̇ Müşavı̇rlı̇k Mesleği Ve Kdv İadesı̇ Raporlaması hususu gündeme gelmiştir.

Peki üzerinde bu kadar konuştuğumuz mevzu neydi? Gözden geçirelim…

Bu tasarı da yıllardır pek de kazanım elde edemeyen bir eğitimli ve liyakat sahibi meslek insanlarını ilgilendiren ve mesleğimiz ile alakalı olan, en önemli değişiklik, 3568 sayılı Meslek Yasamıza eklenen 8/A maddesi ile serbest muhasebeci mali müşavirler de katma değer vergisi iadesi raporu düzenleme yetkisi verilmektedir. Tasarıda, serbest muhasebeci mali müşavirler beyannamesini imzaladıkları mükellefler hakkında KDV iadesi raporu düzenleyebileceklerdir. Bu kapsamda rapor düzenleyecek serbest muhasebeci mali müşavirlerde aranacak nitelik ve şartlar ile rapor düzenlenebilecek iade türü ve iade tutarı Maliye Bakanlığı ‘nca belirlenecektir.(Özellikle altını çizdiğim, Maliye Bakanlığı ‘nca belirleme yetkisi, çok önemli ve göz ardı edilmemeli. Dikkat çekmek istedim. Lakin ana amaç, ufak da olsa bir kazanımsa, bu uyarıyı dikkate almayınız!..)

Dolayısı ile, yanlış anlaşılmalara ve algılara mazhar olan açıklama da, bundan sonra geldi.

“Bu düzenleme defter tutma ve denetim fonksiyonunu birbirinden ayıran ve bu görevleri farklı meslek mensuplarına tahsis eden meslek yasasının özüne aykırıdır.”

“Kamu görevlisi niteliklerine ve ehliyetine sahip olmayan kişilere verilecek yetkiler...”

Bu ifadeleri ile hakikaten, talihsiz ve aslında çoğu Yeminli Mali Müşavir ‘in içinde var olan absürt bir anlayışın da dışa vurumuna sebep olmuştur. Bu hali ile ele bir meslek odası başkanına yakışmayan açıklama ile, ortalığın vaveyla ile inlemesine yol açmış oldu. Bu haklı çığlıkların, artık duyulması ve dahası Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ‘in(SMMM) demokratik olmayan yönetim sisteminin, kendine has bir ne idüğü belirsiz kast sistemini oluşturduğunu görmemek mümkün değildir. Acilen bu durumun düzenlenerek değiştirilmesi adalete inananlar ile mümkündür. Azınlığın, çoğunluğa tahakkümü olmamalıdır.

Ya yoksa devletin kademelerinde bir çok imkanı kullanarak, kendilerine daha emekli olmadan ve / veya istifa ederek hazır iş olanakları bulan bu devlet eskilerinin, devletin kaymağını yemelerinin önü kesilmelidir. Bu sayede kendilerini üstün elit sanmaları, “devletin malı deniz …” anlayışını şiar etmelerinden olsa gerek.

An itibari ile istifa etmemiş veya emekli olmamış devlette görevde olan YMM ‘lerin büyük bir kısmı, haksız rekabet alanı içinde tarafsız mı olduklarını sanıyoruz ? Asla…

Bu meslekte özellikle devlet tarafında olanlar ile özel sektörde iş yapanlar arasında, müthiş bir muvazaa olduğunun bilinmesini isterim.

Eşitlik ilkesi gereği SMMM ‘ler ile aynı klinik ortamda olduklarının empatisini kurmalarını istesek, Yeminli Mali Müşavirlik sistemi bu kadar kendini soyut görmezdi. Özellikle bu kelimeyi kullanmamdaki kasıt, sanki bu düzlemde değillermiş de başka bir boyuttan ekabirler transfer edilmiş, kendilerini merkeze alarak, paryalara hükmediyorlar kibiriyatındandır.

“... Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler beyannamesini imzaladıkları mükellefler hakkında KDV iadesi raporu düzenleyebileceklerdir...” bu ifadenin aslında bu kadar büyütülerek, ve hatta içine sindiremeyen ve çarpıtanların inanın yaptıkları iş sadece KDV Raporu hazırlamak. Onların durumu paylaşamaması bundandır. Halbuki paylaşmasını öğrense idi, ülkemizdeki rapor sayısının meslek insanlarına yetecek kadar yüksek olduğunu da bilirlerdi. Bu yüzden geleceklerini korku tüneline çevirmelerinin bir manası olmadığı gibi, emek yoğun olarak yıllardır, kamuya hizmet eden onurlu Serbest Muhasebeci Mali Müşavir meslek insanlarına hakaretaviz açıklamalar yapılmazdı.

Şiddetle kınadığımı önceki PANDORA ‘NIN KUTUSU ‘nda yazdım. Aynı noktadayım.

Hatta fazlasını da yazabilirim. Ve fakat bundan sonra sadece aşağıdaki ifadeleri beyan ederek, konunun TÜRMOB ORGANLARI İÇİNDE, TARAFSIZ BİR TUTUM ÇERÇEVESİNDE ÖNCEKİ ALINAN KARARLAR GİBİ ŞAİBEYE YER VERMEDEN bir yerde artık tarafların sağ duyusu çerçevesinde bitirilmesi gerektiği inancındayım.

Mevzu hakkında artık yazmayacağımı ve yorumlarda bulunmayacağımı deklare ediyorum. Bu kararım, mesleğime olan hassasiyetimin neticesidir. Biline…

Şimdi gelelim son yazılara…

Ankara Yeminli Mali Müşavirler Oda Başkanı Sakıp ŞEKER… İnanın soyadı gibi ŞEKER..!

03.03.2018 Tarihinde 16:01 ‘de 19 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdik, Başkan ile. Görüşmenin içeriği hakkında teferruata girmeden, elbet ana temanın talihsiz açıklama ve bu açıklama üzerine yapılan yeni açıklamanın olduğunun bilinmesini isterim...

Telefondaki anlatım ve ses, konu hakkında çok üzülme ve pişmanlık cihetinde idi. Konu hakkında yönetim ile toplantı halinde iken, şahsımla bu konuşma yapılmış ve tabi olarak bunca meslek mensubuna hakaret ve / veya taciz ve / veya üstün bakmak gibi bir emeli olmadığını, samimi olarak itiraf etmiştir. Ve özür üzerine olacak açıklamayı, Oda sayfası ile aynı anda bizzat tarafıma göndereceğinin sözü ile iyi dilekler eşliğinde konuşmamızı bitirdik.

Hatta mesleğimiz hakkındaki olumlamalarına şapka çıkaracak cinsten açıklamalar yaptı. Şaşırdım. Bir takım uyarıların altını çizerek notlar aldım.

Konuşmada sözünü aldığım bu durumu, özür mahiyetinde olacak diye Sayın Türmob Başkanım

Masis YONTAN ile de paylaştım.

Ne mi oldu? Oda Başkanı olarak, bu özür mahiyetindeki açıklaması, pişmanlık ve üzüntü ifade etmesine karşılık, ne yalan söyleyeyim diplomatik bir kelimelerle oynama olarak değerlendirilebilir.

Oysa “özür dilemek erdemliğini kabul ediyoruz” yerine, direk özür dilerim diye bitirse idi, sanırım bu sorunda burada bitecekti.

Aynı kulvarda yürüdüğümüzü asla unutmadan, önümüzdeki bir çok sorunun üzerine bir ve bütün olarak gitmek varken, enerjimizi boş teranelerden ari tutmalıyız.

Bu açıklamayı birlikte hazırlayan yönetim kurul üyelerinin algısı hala, Türkiye düzleminde, kendilerini amir hükmünde görerek, memurlarına olan hükmetmek alışkanlığından olsa gerek ki, yanlış yaptıklarının altını çiziyor ve fakat ikinci açıklama olmasına rağmen tam manası ile özür dileyemiyorlar.

Hasılı hülasa, konuşmaya sadık kalınması arzum ve isteğimdir. Şeker gibi gördüm..!

Yazık olmasın.

Saygılarımla.


Selahattin İPEK
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

Bağımsız Denetçi
[email protected]

Değerli Meslektaşlarım,

TBMM’ne sevk edilen “Katma Değer Vergisi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” hakkındaki görüş ve düşüncelerimizi 28.02.2018 tarihinde sizlerle paylaşmıştık.

Bu paylaşımın ardından, özellikle mali müşavir meslektaşlarımız ile bazı SMMM Odalarından alınan tepkiler üzerine konu hakkında yeni bir açıklama yapma ihtiyacı doğmuştur. Daha önce yaptığımız açıklamada, Tasarının 8/A maddesi ile 3568 sayılı Meslek Yasamızda yapılmak istenen düzenlemenin;

Mali müşavirlere beyannamesini imzaladıkları mükellefler hakkında KDV iadesi raporu düzenleme yetkisi veren 8/A maddesinde, rapor düzenleyebilecek mali müşavirlerde aranacak nitelik ve şartlar ile rapor türü ve iade tutarını belirleme konusunda Maliye Bakanlığına yetki verilmesinin, ileride hukuksal tartışmalara yol açacağı, yapılan bu düzenlemenin; kendi tuttuğu defteri aynı kişinin denetleyemeyeceğine ilişkin uluslararası denetim ilkesine aykırı olduğu ve 3568 sayılı Meslek Yasamızın temel kurgusunu bozduğu belirtilmiştir.

Bu görüşlerimizi açıklarken kullandığımız ifadelerin bazı mali müşavirler tarafından maksadını aşan şekilde yanlış anlaşıldığını ve yorumlandığını üzülerek gözlemlemiş bulunmaktayız. Bugüne kadarki mesleki duruşumuz, muhtelif ortamlarda mesleğimiz ve meslek yasamız hakkındaki açıklamalarımız ve mali müşavirler hakkındaki olumlu düşüncelerimiz ortadadır. Söz konusu açıklamamızda kullanılan bazı ifadelerin, kendimiz kadar ahlaklı ve erdemli olduğuna inandığımız mali müşavir meslektaşlarımızı küçük düşürücü veya hakaret edici ifadeler şeklinde algılanması bizleri çok üzmüştür.

Diğer taraftan, son günlerdeki gelişmelerin; ayrıştırıcı değil birleştirici olunması ve birbiriyle çatışan değil, kucaklaşan bir yaklaşımın gösterilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Söz konusu açıklamalarımızla yanlış anlamalara ve değerlendirmelere sebebiyet verdiysek; mesleğimizin icrası sırasında sürekli olarak birlikte çalıştığımız ve bizler açısından çok değerli olan mali müşavir meslektaşlarımızdan özür dilemeyi erdem kabul ediyoruz. Ankara, 03.03.2018

Saygılarımızla.

Sakıp ŞEKER

Başkan