Özet: 19/3/2023 tarihli ve 7440 sayılı Kanun’un 5. maddesi ile mükelleflerin belirtilen şartlar dâhilinde gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını artırması ve artırımda bulunulan yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri için daha sonra başka bir tarhiyat yapılmayacağı kabul edilmiştir. Kanunun 5(9) maddesinde kanun hükmünden yararlanamayacaklar olanlar, geçici 1. maddesi ile de 2022 yılı için matrah ve vergi artırımının usul ve esasları düzenlenmiştir. Kanun maddelerinin Anayasa’nın 2, 10, 35,73 başta olmak üzere ilgili diğer maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Yapılan norm denetiminde Anayasa Mahkemesi, kanun hükmünden yararlanamayacaklar olanlar bakımından kısmi iptal kararı vermiş, 2022 yılı için matrah ve vergi artırımının usul ve esaslarını düzenleyen kanun maddesinin ise Anayasa’ya aykırı olmadığına karar vermiştir.

Açıklamalarımız:

Anayasa Mahkemesi’nin 5/12/2023 tarih ve E.2023/93, K. 2023/191 sayılı kararı

  • Kanun hükmünden yararlanamayacaklar yönünden inceleme

Kanun’un 5. Maddesinin (9) numaralı fıkrasının (a) bendinde (1), (2) ve (3) numaralı fıkralarda öngörülen matrah ve vergi artırımı imkânından yararlanamayacak mükellefler sayılmıştır. Anılan fıkranın (3) numaralı alt bendinde ise bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla haklarında terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca (MGK) devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri veya Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) tarafından yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında inceleme ve araştırma yapılması talep edilen mükelleflerin matrah ve vergi artırımından yararlanamayacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu alt bendin “…terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu…” bölümü Anayasa’ya uygunluk yönünden norm denetimine konu olmuştur.

Anayasa Mahkemesi yapmış olduğu değerlendirmede, millî güvenliğe karşı tehditlerin belirlenmesi ve bu tehditlerin hangi kaynak, kişi ya da yapıdan geldiğinin tespit edilmesinde Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan MGK’nın tavsiye niteliğinde karar alamayacağının söylenemeyeceği, bununla birlikte dava konusu ibarenin, tavsiye niteliğindeki MGK kararına kendiliğinden hukuki bir sonuç bağlamakta olduğu, şüphesiz MGK’nın tavsiye niteliğindeki kararlarının yürütme organı tarafından dikkate alınmasının ve hukuk aleminde hayata geçirilmesinin mümkün olduğu ancak MGK’nın kararları hakkında başkaca icrai bir karar alınmadan bu kararlara hukuk aleminde sonuçlar bağlanmasının Anayasa’nın lafzıyla bağdaşmadığı sonucuna varılmıştır. Kanun’a 7326 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle eklenen geçici 4. maddenin beşinci fıkrasında yer alan “…Milli Güvenlik Kurulunca…” ibaresi Anayasa’nın 118. maddesine aykırıdır sonucuna ulaşmıştır. Kuralın kalan kısmı Anayasa’ya aykırı bulunmamıştır.

  • Beyanname verme süresi geçmeyen yıl bakımından matrah ve vergi artırımı öngörülmesi yönünden inceleme

Anayasaya aykırılık iddiasında, kuralla beyannamesi henüz verilmemiş yıla ilişkin olarak matrah artırımı imkânı sağlanmasının vergi tekniğine uygun olmadığı belirtilmiştir. Bu yöntem ile mükelleflerin henüz beyannamesini vermedikleri döneme ilişkin vergiler açısından da haklarında vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmaması imkânına sahip olacaklardır. Öte yandan, beyanname verme dönemi geçmediğinden 2022 yılına ilişkin matrah ve vergi artırımı şartları yönünden farklı bir düzenleme yapılmasının ise verginin mali güce göre ödenmesi, vergide eşitlik ilkesi ve Anayasa’nın 73. maddesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

Anayasa Mahkemesi yapmış olduğu değerlendirmede,  kuralla devlet ile mükellefin karşılıklı olarak bir miktar alacağından vazgeçtiğini, mükellef ile vergi dairesinin gereksiz iş yükü ile meşgul edilmediği ve kamu alacaklarının tahsilatının hızlandırılarak kamu giderleri için ihtiyaç duyulan finansmanın en kısa zamanda sağlanmasının amaçlandığını belirtmiştir. Bu nedenle,  2022 vergilendirme dönemi için de matrah ve vergi artırımından yararlanma imkânı öngören kuralın söz konusu amaca ulaşma yönünden elverişli ve gerekli olmadığının söylenemeyeceği sonucuna ulaşmıştır. Ayrıca 2018 – 2021 vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak mükelleflerin matrah ve vergi artırımı imkânından yararlanabilmeleri için beyan etmeleri gereken matrah ve vergileri artırmaları gereken oran ve miktarlar ile Kanun’un geçici 1. maddesinde 2022 vergilendirme dönemine ilişkin olarak beyan etmeleri gereken matrah ve vergileri artırmaları gereken oran ve miktarlar arasında büyük bir farklılığın bulunmadığı, 2022 yılına ilişkin gelir vergisi ve kurumlar vergisi beyanname verme süresinin henüz geçmemiş olması nedeniyle bu beyannamelerde beyan edilen vergiye esas matrahların belirli bir oranın altında kalmadan beyan edilmesini sağlamak amacıyla beyan etmeleri gereken matrah ve vergi oranlarının cüzi bir tutarda yüksek belirlenmiştir.  Bu durum ise 2022 yılı için matrah ve vergi artırımında bulunacak mükelleflere mali açıdan aşırı bir külfet yüklememektedir.

Matrah ve vergi artırımı, vergi mükellefleri açısından zorunlu olarak yararlanılması gereken bir yöntem değildir. Vergi mükellefleri, Kanun’un sağlamış olduğu bu imkândan faydalanmak suretiyle vergi borçlarını ödeme yolunu seçebilecekleri gibi genel esaslar çerçevesinde ödemeye devam etmeyi de tercih edebileceklerdir. Bu nedenle kuralla, ulaşılmak istenen amaç arasında makul dengenin koruduğu ve kuralın orantısız olmadığı değerlendirilmiştir. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. maddesine aykırı bulunmamıştır.

Karar, 5 Aralık 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış olup ekteki linkten ulaşabilirsiniz.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/12/20231205-5.pdf

Saygılarımızla,