Türkiye'de bugün itibarıyla toplam 207 üniversite mevcut. Bu üniversitelerin 129 tanesi devlet tarafından,73 tanesi vakıf, 5 tanesi de vakıf meslek yüksekokulu olarak kurulmuş durumda. Üniversitede okuyan öğrenci sayımız 7.740.502 .Bu öğrencilerin 605.828'i 73 adet vakıf üniversitesi ve 5 adet vakıf meslek yüksekokulunda öğrenim görüyor.

Bugün sizlerle vakıf üniversitesi ve vakıf meslek yüksekokulunda okuyan 605.828 öğrencinin velilerini ilgilendiren bir konuyu paylaşmak istiyorum.
 

VAKIF ÜNİVERSİTELERİNİN STATÜSÜ

1982 Anayasası'nın 130. maddesinde, “Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir.” Yine maddenin son bendindeki “Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasa'da belirtilen hükümlere tabidir” düzenlemeleri, vakıf üniversitelerini Türk eğitim hayatına sokmuştur.

Vakıf üniversiteleri, kuruluş amaçları ile sınırlı olmak üzere Kurumlar Vergisi'nden muaf bulunmaktadır. Üniversitelerin bu muafiyet hükmü dışındaki devamlılık arz eden ticari, sınai ve zirai faaliyetleri nedeniyle oluşacak iktisadi işletme nedeniyle Kurumlar Vergisi mükellefi olacakları aşikardır.

Vakıf üniversitelerinin işlemlerinin Katma Değer Vergisi'nden istisna edilmesi gerektiği iddia edilse de, gerek Danıştay kararları ve gerekse Maliye Bakanlığı özelgeleri bu konuya geçit vermemektedir.
 

İNDiRİM HAKKI KULLANDIRILMIYOR

Gelir Vergisi Kanunu'nun 89. maddesine göre; Gelir Vergisi beyannamesinde bildirilecek olan gelirlerden, beyan edilen gelirin yüzde 10'unu aşmamak kaydıyla, Türkiye'de yapılan ve Gelir Vergisi veya Kurumlar Vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmek şartıyla, mükellefin kendisi, eşi ve çocuklarına ilişkin olarak yapılan eğitim harcamaları indirilebiliyor. Yani eğitim harcamaları bildirilen gelirden indirilerek, beyanname sahibinin daha az matrah üzerinden vergilendirilmesi sağlanıyor.

Çocuğunu vakıf üniversitelerine gönderen Gelir Vergisi mükellefi veliler, bu üniversitelere yaptıkları ödemeleri (KDV dahil) eğitim harcaması olarak gelirlerinden düşemiyor. Gerekçe, vakıf üniversitelerinin Kurumlar Vergisi mükellefi olmaması. Vakıf üniversitelerinin Kurumlar Vergisi mükellefi olmamasının veliyi ilgilendiren bir konu olduğunu düşünmüyorum. Yapılan harcamanın eğitim harcaması olduğu ile ilgili hiçbir tereddüt olmadığına, vakıf üniversitelerine Kurumlar Vergisi muafiyeti tanıyanlar veliler olmadığına ve ayrıca bu veliler Katma Değer Vergisi de ödediğine göre, Gelir Vergisi Kanunu'ndaki sınırlamanın hiçbir hukuki ve mantıklı temeli söz konusu değildir. Nemalanan vakıf üniversitesi cezalandırılan öğrenci velisi.
 

MUAFİYET, TİCARETHANE DOĞURDU!

Birkaç istisna hariç, kurumsal bir kimliği olmayan, vergi ödemeden para kazanan aile şirketlerine dönüşen vakıf üniversitelerine tanınan muafiyetlerin kaldırılması ya da sıkı denetim yapılması şarttır.

Bu iddaamın doğru olmadığını iddia edenlere, gazetelere yansıyan mütevelli heyet savaşlarını, üniversite baskınlarını, savcılık ve mahkeme safhasında olan yolsuzluk dosyalarını takip etmelerini öneririm. “Eğitim kurumları ticarethane değildir” diyenlere, 2 ay önce bir vakıf üniversitesinin 90 milyon dolara el değiştirdiğini de hatırlatmak isterim.

Esnaf üç kuruşluk vergi borcu nedeniyle e-hacizler ile boğuşurken, vakıf üniversitesinin kamu bankasından 300 milyon lira kredi çekip ödememesi ironi olsa gerek!

Nedim TÜRKMEN | Sözcü