Bilindiği gibi, Türk Vergi Sistemi genel özelliği itibari ile beyana dayalı bir vergilendirme şeklini öngörmektedir. Buna göre, vergilendirmede mükellefin beyanı esas alınmakta, ancak buna karşılık, Vergi Dairesi tarafından mükellef beyanlarının doğrulu vergi incelemeleri sonucunda denetlenmektedir. ( VUK mad. 134,140 ) [1]

Vergi incelemeleri 213 sayılı VUK’ un 134. Mad. tarif edildiği üzere incelemenin amacı ödenmesi gerekli vergilerin doğruluğunu araştırmak, irdelemek, tespit etmek ve sağlamaktır. ( Bkz: Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, RG, 31.10.2011 )

213 sayılı VUK’a göre ihbara veya şikayete dayalı vergi incelemelerinde ilgili inceleme yönetmeliği hükümleri uyarınca şikayet sahibinin yazdığı ihbar dilekçesinin doğruluğu veya dilekçede yer alan maddi olayların hukuki değerleri araştırılmaktadır.( Bkz: SOYDAN Başar, Vergi İncelemesi, S:476 ) Vergi Denetim Kurulu şikayet veya ihbarlarla ilgili 31.10.2011 tarihli resmi gazetede yayınlanan yönetmelik hükümlerine göre; şikayet dilekçesini çok yönlü araştırmak zorundadır. Buna göre;

  1. İhbar dilekçesinde ileri sürülen hususların şikayet edilen mükellefle ilgili olup olmadığı,
  2. İhbarcının dilekçede verdiği maddi olaylar,
  3. İhbarcının adı, soyadı, TC no, ihbar edilen olayların gerçekçiliği,
  4. İhbara maruz kalan mükellefin durumu ve dilekçede ileri sürülen iddiaların tutarlılığı,
  5. İhbar dilekçesinde şikayet sahibi tarafından eklenen ve şikayete konu, belge ve bilgiler,
  6. …………………….

Sonuç olarak, ihbarın idare tarafından ciddiye alınması sonucunda ilgili denetim elemanları şikayete maruz kalan gerçek veya tüzel kişi mükellefin defter kayıt ve belgeleri üzerinde şikayet dilekçesi doğrultusunda vergi incelemesi gerçekleştirmektedir. ( VUK mad. 135-141 )

Vergi incelemesi sırasında denetim elemanı şikayete konu mükellefin defter kayıt ve belgeleri üzerinde objektif olarak inceleme ve araştırma yapmak durumundadır. İnceleme sırasında denetim elemanı dilekçe sahibini incelemeye davet edip, kendisiyle yüz yüze görüşebilir. Daha sonra, ihbar dilekçesinde yer alan konularla ilgili mükellefin defter kayıt ve belgelerini inceleyerek sonuca ulaşacaktır. Burada denetim elemanlarına ( Vergi Müfettişleri, Vergi Müfettiş yardımcıları ) önemli görevler düşmektedir. İhbarcının dilekçede yazdığı hususlar mutlak doğru olmayabilir. Buna karşılık şikayet veya ihbara maruz kalan mükellefin defter kayıt ve belgeleri ihbarcının şikayetinin yanlış olduğunu da kanıtlayabilir. Konuyla ilgili 26.02.2003 gün ve E:2001/4613-K:2003/1006 sayılı Danıştay 3. Dairesi kararında: “ İhbar üzerine yapılan inceleme sonucu düzenlenen vergi inceleme raporunda hayvan ticareti yapan mükellefin kime, hangi miktarda ve ne zaman ödeme yaptığına ilişkin somut bir tespit bulunmadığından rapora dayalı olarak yapılan vergi ziyaı cezalı gelir-stopaj vergisi tarhiyatlarının kaldırılması gerekir.” Şeklinde kararları mevcuttur.

Önemli olan burada ihbarcının ihbar dilekçesinde ileri sürdüğü hususların gerçekçi olup olmadığıdır. Vergi denetim elemanları salt ihbar dilekçesinden yola çıkarak sonuca gidip mükellefi ağır vergi ve cezalara maruz bırakmaması gerekir. Önemli olan her iki tarafı da dinleyip, adil ve doğru bir vergi incelemesi yapılarak, sonucun buna göre rapora bağlanması gerekir. İnceleme elemanları, inceleme sırasında özel hayatın gizliliği, mükellefin özel yaşamı vs. hususları da dikkate alması gerekir. ( Anayasa mad. 20-22 ) ( İHAS mad. 8 )

Diğer taraftan, Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan bilgilere göre istihbarat merkezine 30.001 adet ihbar gelmiş olup, bu ihbarlardan 27.632 adedi neticeye bağlanmıştır. 2.369 adet ihbarın ise incelemesi devam ettirilmektedir. Gelen her ihbarın vergi incelemesine alınması gibi bir kural olmamasına rağmen, vergi kayıp-kaçağı ile usulsüzlüklerine dair somut bilgiler içeren ihbarlar vergi incelemesine konu edilebilmekte veya duruma göre doğrudan vergi dairesi tarafından işleme tabi tutulabilmekteler. Bunun yanı sıra, Ocak 2003’ten Aralık 2013 sonuna kadar vergi kaçıranları ihbar eden kişilere 21 milyon lira civarında ikramiye verildi. Söz konusu zaman diliminde en çok ikramiye 2013 yılında verilmiş. Bu yıl yapılan 2.289 ihbar sonucu hak kazanan 462 kişiye verilen ikramiyenin tutarı 7.105.157 TL’ye ulaşmış durumda.

Mali tatil, bilindiği gibi 1-20 Temmuz tarihleri arasında söz konusudur. Mali tatil nedeniyle vergi hukuku uygulamasında süreler otomatik olarak uzamaktadır. 5604 sayılı Yasanın 1.maddesinde; “Mahkeme kararı veya Cumhuriyet Savcılıklarının talebi üzerine ya da Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre yapılan aramalı incelemeler hariç olmak üzere, mali tatil süresince inceleme amacıyla defter ve belgelerin ibrazı talep edilemez, mükellefin işyerinde incelemeye başlanılmaz.” hükmü yer almaktadır.Sonuç olarak, mali tatil nedeniyle 1-20 Temmuz dönemleri arasında aramalı vergi incelemeleri, ihbara dayalı ve mahkeme kararı veya Cumhuriyet Savcılıklarının istemi üzerine vergi incelemesi sürdürülecektir. Mali tatilin 20 Temmuz’da bitmesi üzerine, süreler 20 Temmuz’dan itibaren (7) gün daha uzayacaktır. Sonuçta işlemlerin 27 Temmuz’a kadar tamamlanması gerekecektir.

----------

[1] Bkz: SOYDAN Başar, Türk Vergi Hukukunda Vergi İncelemesi, 12 Levha yayınları, 2015, 1. Baskı, Oğul matbaacılık, s: 303,311