VERGİ VE CEZA DA UZLAŞMA HUKUKA AYKIRILIK PROBLEMİ

Mükellefle vergi idaresi arasında uyuşmazlıkların önce uzlaşma yoluyla giderilmesi amaçlamak, vergi idaresi ile mükellef arasındaki sorunlardan, mükellefin kastı olmadan meydana gelenlerin ya da mükellefin veya idarenin açık hatalardan kaynaklananlarının yargı prosedürüne gidilmeden her iki tarafın rızasıyla çözebilmesi için uzlaşma müessesi oluşturulmuştur. Bir kabahatin varlığa hukuka aykırı haksızlık fiili tipe uygun, kusur kastı ve ihmalin sabit olması gerekmektedir. Uzlaştırıcı teorilerde: Cezanın failin kusuruna göre saptanması ve kusur çerçevesinde kalmak koşuluyla genel ve özel önleme amaçlarının dikkate alınması şeklinde uzlaştırma yoluna gitmişlerdir.[i]

Uzlaşmaya konu olan vergi ve cezanın doğuran olayın hukuki olup olmadığı ihtilafı ile uygulanan cezanın kusur açısından ağırlığına uygun mu problemi vardır. İkinci hususu hukuksal yorumun farklı sonuçları vergi cezasının nedeni ise cezada fiil kabahatin tüm unsurları içinde barınması ve kanunun tarif ettiği tipe uygun olması gerekmektedir. Suç oluşturan eylemle ilke olarak ve cezalarını istisnasız yasama organı kanunlarla saptanabilir. Kanunun açıkça izin verdiği ve cezasını da gösterdiği durumlar dışında yürütme organın suç yaratma yetkisi yoktur.[ii]Vergi ve cezalarda kanun esas olduğu ve kanunda açık yazılı fiil işlendiğinde ceza uygulanacağı cezanın kanunilik prensipleridir. ‘’Kanunsuz suç olmaz prensipleri esastır’’. ‘’Kanunda bir hüküm bulunmasına rağmen hükmün lafzı ile ruhunun bağdaştırılması mümkün olmayan hallerde veya bir hükmün lafzı ve ruhu itibariyle tespit edilen anlamda uygulanmasının dürüstlük kuralı ile çatıştığı ve bir hakkın kötüye kullanılması sayılacağı hallerde de kanunda uygulanabilir hüküm bulunmadığı sonucuna varılır.[iii]İdare işlemin hukuk âleminde doğuracağı etkiye ilişkin bir özelik olan icralık, idari işlemin sahip olduğu hukuk alanında doğrudan doğruya değişiklik ya da bir sonuç meydana getirme gücüdür[iv]. Bu gücün hukuka uygunluğu ancak yargının denetimine tabidir. Vergi ihtilaf lafzi, kuşkusuz vergi ve ceza miktarı değildir. Verginin ve cezanın miktarı, sadece ihtilafın ne şekilde çözümleneceğine bağlı sonuçtur; yoksa ihtilafın bizatihi kendisi değildir. Vergiyi doğuran eylemi bir zati kendisini tarif edilmektedir. Uzlaşmada konu olan verginin ve cezaların miktarıdır uzlaşılan vergiyi doğuran fiilin uzlaşması değildir. Hukuki olarak vergiyi doğuran olayın doğuşu kanuna uygunluğu ihtilaflı olmuş bir vergi ve cezadan indirimdir. Bir vergi ve cezanın kaldırması ancak yasayla olmaktadır. Zira yasallık ilkesi yasama organın görevlendirilirken yasal idare ilkesi yürütme organın muhatap alıp sınırlandırmaktır. İdarenin gerçekleştirilmiş olduğu vergilendirmeye ilişkin işlem ve uygulamaların yasalara uygun ve doğru yapılması amaçlanmaktadır.[v]Vergilerin konulması ve kaldırması yasama görevi ve yetkisindedir. Tek yanlılık ve kanuniliğinin doğal uzantısı idarenin bir irade açıklanması şeklinde ortaya çıkan işleminin uygulanabilir olma yeteneğini içinde saklamasıdır. Eski deyimle icra olan işlem tek yanlı biçimde yürütülebilir olma, üstünlük ve ayrıcalığa sahiptir.[vi]Vergi idaresinin hatasıyla meydana gelen yasaya aykırı uygulama, işlemin muhatabın lehineyse ve hatanın meydana gelmesinde ilginin olumsuz etki veya kusuru yoksa başka bir ifadeyle ilgili iyi niyetliyse, idarenin işlemimin, uygulamayı geri alması söz konusu olmayacaktır.[vii]Hukuka aykırı işlem sonucu doğurmuş vergi ve cezanın mükellefin kabul edilmesiyle idarenin işlemi hukuki sonuç doğurmuş olacak. İşlemin geri alması mümkün olmayacak mükellefin, haksızlığa uğramış olması sonucunu doğurur. Uzlaşma sadece kanunla düzenlenmiş olması yeterli değildir. Kanun metninde uzlaşma ile ilgili temel düzenlemeler de yer almalıdır.[viii]Uzlaşmamanın sadece idareden oluşması üçüncü kişi meslek odalarında, komisyonlarda görev alamamaları keyfi uygulamalara açık durum mükellefler açısından görülebilir. Meslek odaların temsilcileri komisyonlarda görev almaları aynı zaman rey ve görüş hakları neticesinde hukuk bakımından olumlu katkı sağlanmış olacaktır.

İdarenin gücü, onun adına hareket edenlerin gerçek kişiler olmaları nedeniyle yetkilerini kötüye kullanabilmeleri olasılığı ve idari işlemlerin gerçekleştikleri andan itibaren başlayarak’ ’kanunilik karinesi’’ uyarınca hukuka uygun varsayılıp en azından hukuk alanında etkilerini göstermeleri ve çoğu kez idare tarafından da doğrudan yürütülüp gereklerinin yerine getirilmesi, iptal davalarını yargısal korunma ve hukuk devletinin en önemli kurumu haline getirmektedir.[ix]Vergide amaç kamu giderlerini karşılamak için kaynak sağlamasıdır. Vergi yasalarına aykırı işlenen eylemler nedeniyle devletin gördüğü zarara eşit bir tazminat ya da zamlanmak değil, zararı aşan tutarda karşılık almak yoluyla faili cezalandırmak ve söz konusu yasaya aykırı eylemi önlemek olarak nitelendirilmiştir.[x]İnceleme neticesinde somut hukuka aykırı ortaya çıkarılmaması mükellefler başka inceleme tehdit altında olması, psikolojisi olarak idarenin sunduğu uzlaşma teklifi kabul etmektedir. Tarh edilen vergi ve cezaların uzlaşma neticesinde pazarlıkla kaldırılması durumu ortaya çıkarmaktadır. Ceza ve vergilerin kaldırma gibi sınırsız yetki, kanun yoluyla kullanılması gereken bir yetkidir. Bu durum hukuka aykırı olarak, Anayasanın 7’nci maddesinin yasama yetkisinin alanına girmektedir. Suçu doğuran ekonomik ve toplumsal nedenlerin ortadan kaldırmasına bağlı olduğu kadar suç unsurunu oluşturun fiillerin etkin ve adil bir şekilde kusur ağırlığına göre cezalandırılmasına bağlıdır. İhtilaf konusu fiillerin suç unsuru taşıyıp taşımadığı somut şekilde ortaya çıkartılmasını vergi idaresinin inceleme elemanın ispat yükümlüğüdür. Vergi tarhı idari işleminin unsuru vergiyi doğuran olayıdır. Konu unsuru ise idari işlemin doğurduğu hukuki sonuçtur. Somut maddi olayın, soyut maddi olay ile örtüşmemesi durumunda, tarh işlemi sebep unsuru bakımından hukuka aykırı olmaktadır.[xi]. Re ’sen yapılan tarhın idari işlemin somut olaya dayandırılmalıdır. Somut olayı olmadan soyut bir olayla re’ sen tarh yapılan bir vergide uzlaşmada hukuka uygunluk beklenilemez. Nitekim kanun önünde her bakımdan aynı durumda olan iki mükelleften birinin uzlaşma yoluna gidip daha az vergi ödemesi halinde, malî güce göre vergilendirme ilkesi zedelenmiş olmaktadır. Aynı durumdaki mükelleflerin her ikisinin de uzlaşmaya başvurup birisinin uzlaşamaması durumunda da kanun önünde eşitlik ilkesinden ciddi bir şekilde zedeleneceği anlaşılmaktadır.

Sonuç:    Uzlaşma müessesini hukuka uygun hal alması için tarh edilen vergi ve cezanın vergiyi doğuran bir eylemin tüm hukuk unsurları içinde barındıran nedenine dayanması gerekmektedir. Vergi kabahat suçu oluşturan haksız eylemin kanuna aykırılık tipe uygunluk ile tümünü meydana gelmesiyle bağlıdır. Tarh edilen vergi ve cezanın doğuran bir olayının konusunda tartışmaya götürülecek bir eylemde cezada şüphede sanık yararlanacak evrensel hukuk kuralı gereğince vergi ve cezaların tarhında söz edilemez. Anayasanın ölçülük ve vergide adalet, genellik, eşitlik ilkelleri göz önünde bulundurulmalıdır. Uzlaşmada üçüncü taraf olarak smmm ve mükellefin bağlı bulunduğu odalarda temsilci bulunması taraflar eşit oy hakkına sahip olmalıdır. Telafi edici adalet sağlanması için tarafları uzlaşmaya sağlayan üçüncü göz bulunması gerekebilmektedir. Vergi uyuşmazlığın daha etkin şekilde ihtilafın çözümü ve verginin tahsili sağlanabilecektir. Vergi idaresinin iş ve eylemlerine disiplin mükellefe güven, kanunlara aykırı kusur eylemlerde azalmayı sağlar.

Dipnotlar:

[i] İçel Kayıhan, Ceza Hukuku, Beta yayıncılık, İstanbul,2016,s.43

[ii] İçel Kayıhan, Ceza Hukuku, Beta yayıncılık, İstanbul,2016,s.97

[iii]Yavaşlar Funda başaran, Uzlaşma uygulaması hukuka uygun mu, Vergi sorunlar dergisi, 2010 yılı sayı,257,s.171

[iv]Göçgün Muhammed, İdari İşlemin Konu Unsuru, XII Levha Yayınları, İstanbul,2017,s,28

[v] Rabia Yılmaz Türk Hukuku Bakımından Vergi İdaresinin İşlem Ve Uygulamalarına Olan Güvenin Korunması İlkesi, XII Levha yayınları İsatnbu,2019,s.49

[vii] Rabia Yılmaz Türk Hukuku Bakımından Vergi İdaresinin İşlem Ve Uygulamalarına Olan Güvenin Korunması İlkesi, XII Levha yayınları İsatnbu,2019,s.49

[viii]Yenisey Feridun, Güneş Gülsen, Şirin Z.Ertunç, Anayasadan Mali ve Vergisel Beklentiler, XII Levha Yayınlari, İstanbul,2012,s.249

[ix] Özay İlhan, Günışığında Yönetim. Filiz kitap evi, İstanbu,2017,s.407

[x]Kaneti, Ekmekçi, Güneş, Kaşıkcı, Vergi Hukuku, Remzi Kitap Evi, İstanbul,2019,s.347

[xi] Gökçay Şerif Emre, Vergi Hukukunda Ekonomik Yaklaşım İlkesinin Kapsamı, Niteliği ve sınırları, XII Levha Yayınları, İstanbul,2018,s.425