ÖZGÜVEN

Hayatta doğru parçaları birleştirebileceğinize inandığınız gün harekete geçme ihtiyacı duyarsınız. Bu belki  bir yuva kurmak, belki bir eşya almak, belki de bir işyeri (ofis-büro) açmak olabilir. İşte tam o anda  çevrenizdeki insanlar tarafından birçok olumsuz eleştiri alır, mutsuz olur ve işin içinden çıkamazsınız.
Bu durumda yapmanız gereken derhal, size hiçbir faydası olmayan ve motivasyonunuzu düşürüp kendinize olan inancınızı azaltan, olumsuz konuşan o çevrenizden uzaklaşmaya bakın ama onların düşüncelerini tekrar tekrar sentezlemeyi atlamadan.

En başından cesaretinizin kırılmasına izin vermeyin. Unutmayın,  insan  ilk denemesinde başarılı olamayabiliyor. Başarı, pes etmeden mücadele etmekten yani ısrarcı olmaktan geçiyor.
İşte tam bu anda özgüven devreye giriyor.

Özgüven sahibi olmak, sizin dışınızdaki kişilerin enerjinizi düşüren duygu ve düşüncelerinin hayatınızı yönlendirmesine izin vermemenizdir. Konuyu biraz daha açalım isterseniz.

Özgüven, kişinin kendisiyle barışık olması, kendisini çok iyi tanıması ve kendi analizini kendisinin yapabilmesidir. Yapabileceği şeylerin ya da yapamayacağı şeylerin kararını verebilecek güce sahip olmasıdır.

Özgüveniniz olduğunda motivasyonunuzu ve mücadele ruhunuzu asla kaybetmezsiniz.

Eğer istediğiniz bir işyeri açmak olacaksa öncelikle yapmanız gereken  en çok hangi konularda yetenekli olduğunuzu net bir şekilde keşfetmektir. Bunun için arkadaşlarınız arasında pozitif düşünen, yapıcı eleştiri yapabilen,  size değer veren ve sizi siz olduğunuz için sevenlerden yardım  isteyin, fikir alın ve onlarla vakit geçirin.

Hayal dünyasında gezmediğiniz sürece başarırsınız. Yeter ki ulaşılabilir hedefleriniz olsun. Bu hedeflerinizi yerine getirdiğinizde gerçekleştirilen hedeflerin yerine bir yenisini koyun, kendinizi amaçsız bırakmayın. Her başardığınız hedef, özgüveninizi arttıracaktır. Başarısız olsanız bile onu daha sonra başaracaklarınızın bir deneyi, bir tecrübesi, bir eğitimi olduğunu düşünün. Başarısızlıklardan ders çıkarmak ve aynı hatayı yapmamak da bir başarıdır.

Korkmayın, bilmediğiniz bir şey varsa sorun! Soru sormak yanlış ya da utanılacak bir şey değildir. Kurslara ve seminerlere gidebilir, kitap okuyarak kendinizi geliştirebilirsiniz. Öğrenmek, sahip olduğunuz bilgiyi ve yeteneklerinizi artırmanın en güzel yollarından biridir. Bilgi ve yeteneklerinizin arttığını gördükçe  özgüveniniz de kendiliğinden artacaktır.

Başkalarıyla yarışa girmek yerine kendinizle yarışırsanız, geçmişinize kıyasla ne kadar mesafe kat ettiğinizi görebilirseniz kendinizi daha güçlü hissedersiniz. 
 

Peki özgüven ne kadar olmalı? Aşırı özgüven zarar da verebilir mi?

Uzman endüstri ve örgüt psikoloğu Burcu Çanacık’a göre “Özgüven ne çok düşük ne de çok yüksek olmalıdır. Aksiyona geçecek cesareti verecek kadar yüksek ve öğrenme yolunu kapatmayacak kadar da düşük olmalıdır.”(Kaynak:Hürriyet İK)

Dikkat etmeniz gereken kendinizi aşırı özgüvenli göstermek hatasına düşmemeniz. Egoyla özgüveni birbirine karıştırmamanız. Diğer bir ifadeyle özgüveninizi aşırı egoya çevirmemeniz gerekiyor.
Aşırı özgüvenden kaynaklanan diğer bir tehlike de aşırı egonun yarattığı hırstır. Unutmayın ki aşırı hırs da insanı yüceltmez öldürür. Egosu pik yapmış kibirli insan objektif bakış açısını kaybetmiş insandır. Objektif bakış açısını kaybetmiş insan da olayları doğru analiz edemez, sürekli hata yapmaya açıktır.

Hatırlatmakta yarar var, eğer kişi yeterince kendi ile barışık olamıyor, güçlü yönlerine odaklanamıyor, sürekli problemlere odaklanıyorsa, zayıf yönlerini görmekten kaçıyor, hedef belirlemekten çekiniyorsa, geçmişte yaşadığı  kötü tecrübelere sürekli takılıp kalıyor ve etkisinden kurtulamıyorsa, kendisiyle yarışmaktan ziyade, kendisini hep başkaları ile bir kıyas içerisindeyse iç dünyasında sorunlar yaşıyor demektir.

Böyle bir durumda bir ruh sağlığı uzmanından (Psikolog/ Psikiyatr/ Psikolojik Danışman) destek alması gerekiyor olabilir. Bu sorunlara yardımcı ve çözümüne destek olmak bir ruh sağlığı uzmanının işidir.

ÖZKAN ÇİNAR
Mali Müşavir/SPK Denetçisi