Gelişmiş ülkelerde sorunlar kanunla kurulmuş sivil toplum kuruluşları, sendikalar vb. örgütler kanalıyla gündem olur ve devletler de bu sorunlara sahip çıkarak sorunlara çözüm getirir ve sorun ortadan kaldırılır. Gelişmemiş ve gelişmeye çalışan ülkelerde ise bu sorunlar, bazen birkaç duyarlı insanla lider vasıflı ya da kahraman yaradılışlı insanlar tarafından sırtlanılır ve onlar bir şekilde ortadan kalktıktan sonra sahiplenecek kimse kalmadığında dava ya unutulur ya da unutturulur böylece dava kaybedilir.
 

İstanbul’un fethi sırasında yaşamını hiçe sayarak burçlara sancağımızı diken Ulubatlı Hasan, Yunan askerlerinin İzmir'i işgal ettiği dönemde kurtuluş mücadelesinde ilk kurşunu sıkarak Türk direnişini başlatan ve mücadelenin sembol isimleri arasında yer alan Hasan Tahsin, mekanizması bozulan bir topun 215 kilogramlık mermisini sırtına alarak namluya süren, ateşleyip İngiliz zırhlısını vurarak Çanakkale Savaşı'nın seyrini değiştiren Seyit (Ali) Onbaşı, çok yakın tarihimizde (5 Ocak 2017) İzmir Adliyesi önünde PKK tarafından gerçekleştirilen terör saldırısını canı pahasına püskürten şehit polis Fethi Sekin, 15 Temmuz darbe girişiminin seyrini değiştiren ve darbeye karşı direnişin temsili haline gelen Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'nın emrine, sonunda şehadet olduğunu bilerek itaat eden ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı ele geçirmek isteyen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'yi gözünü kırpmadan öldürerek darbenin engellenmesinde büyük rol oynayan Ömer Halis Demir birer kahramandır.
 

1915’te, Gelibolu’da emir beklemeksizin ileri atılan, askerlerine “Size ölmeyi emrediyorum!” diyebilen ve kritik zamanda savaşın kaderini değiştiren Yarbay Mustafa Kemal, hem büyük kahraman hem de büyük bir liderdir.
 

Dinle! Kendini küçük hisseden insan, zannettiğin kadar önemsiz değilsin. Neden mi? Çünkü seni yaradan, seni önemsiyor. Unutma ki sen gayretle mükellefsin, zaferi kazanmakla değil.
 

Türkiye’mizin özellikle de şu günlerde ahkâm kesen bir kişiye değil de bir vatansevere, “Bana dokunmaya yılan bin yaşasın.” demeyen ama duyarlı, sorumlu, düşünen, öğreten bir vatandaşa, Atatürk’ün ifadesiyle; “Türk çocukları ecdadını tanıdıkça, kendisinde daha büyük işler yapma arzusunu ve gücünü kazanacaktır.” sözünü şiar edinecek kişilere çok ihtiyaç duyduğu bir gerçektir.
 

Unutma! Asıl konu, ruhunun kendini azınlıkta hissetmemesidir. Aslında çoğunluğa dahilsindir ama bazen ruhun azınlıkta hissettirir seni.
 

Milletleri ayakta tutan ve vatandaşları arasındaki birlik ve beraberliği sağlayan, canını verecek kadar fedakarlığa sevk eden ahlâkî değerlerden biri hiç şüphesiz vatan sevgisidir. Vatanseverlik duygusunun zaafa uğradığı yerde toplumun ayakta kalması mümkün değildir. Çağdaş olacağız, gelişmiş ülke olacağız, evrensel olacağız ama milli duygularımızın yıpratılmasına, aşındırılmasına kesinlikle fırsat vermeyeceğiz.
 

Vatanseverlik aşktır, tutkudur, adanmışlıktır; eşit, özgür, insan onuruna yaraşır bir inadın ta kendisidir. Vatansever insan, büyük bir iradenin ve gücün vücut bulmuş halidir.
 

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, “Türküm” diyen her insanın vatan toprakları üstünde ayrım yapılmaksızın, kaynaşmış bir Türk ulusunu temsil ettiğini özellikle vurgulamıştır.

 

Küçük bir anekdot :

Gazi Mustafa Kemal Paşa 1924 yılı Ağustosunda, Kastamonu’da asker koğuşlarını ziyaretten çıkarken; “Bir Türk, on düşmana bedeldir” yazılı levhayı gördü. Subaya levhayı göstererek sordu:

-“Öyle midir?”

-“Evet Paşam.”

-“Hayır, çocuğum, bence öyle değildir. Bir Türk dünyaya bedeldir.” diye ifade etmiştir.




 



ÖZKAN ÇİNAR
Mali Müşavir/SPK Denetçisi

 

Kaynak: www.bdTurkey.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)