Yaz güneşi kış boyu üşüyen bedenimizi zaman zaman bizi rahatsız edecek kadar ısıtırken vergi konusunda bir şeyler yazmak ve bunların okunacağını ummak gerçekten zor olsa da belki biraz rahatlatacak konularla vergi sayesinde serinlik yaratabilirim diye düşünerek oturdum bilgisayarın başına bu yazı için...

Kış gelecek... Ama henüz vakit var

Tabii ki bu sıcaklar geçecek ama güneş henüz tepedeyden ve keyifle bizi ısıtırken tadını da çıkarmak lazım. Gayrimenkul işlemleri için henüz havalar soğumadan hatırlamakta yarar olduğunu düşündüğüm iki önemli konuya dikkatinizi çekmek isterim:

  • 31.12.2019 tarihine kadar Tapu Harcı ve KDV'de indirim devam ediyor.

Hep söylenen, dert yandan, bu sektördeki vergi kayıp ve kaçağının ana sebeplerinden biri olarak dikkat çekilen konuların başında gelen bu iki dolaylı vergi yükünün ağırlığına geçici çare olması ve biraz da özellikle konut sektöründeki stokların daha hızlı erimesi için bir süredir uygulanmakta olan Tapu Harcı ve KDV indirimleri -eğer bir kez daha uzatılmazsa- 31.12.2019'da sona eriyor.

Dolayısı ile 31.12.2019 tarihine kadar konut ya da işyeri satın alacak olanlar %18 KDV yerine %8; %2 Tapu Harcı yerine %ı,5 ödeyerek önemli bir avantajdan yararlanacaklar.

Satış fiyatı üzerinden hesaplanan bu iki dolaylı vergideki toplam %10,5'luk indirimin özellikle KDV'yi indirim imkânı olmayan bireysel alıcılar için çok önemli bir avantaj olduğunu unutmamak lazım.

  • Gerçek kişiler için gayrimenkul alım satım kazançlarmdaki vergisel avantaj hep sürecek mi?

Özellikle değinmek istediğim bir başka avantajlı konu da gerçek kişilerin gayrimenkul alım satım kazançlarmdaki vergilendirme meselesi.

Birçoğunuzun bildiği gibi gayrimenkul alım satımında Gelir Vergisi satış bedeli ile alış bedeli arasındaki olumlu fark (kâr) üzerinden hesaplanır. Bu hesaplamada yasanın izin verdiği giderler ile yasada yer alan istisna ve endeksleme hükümleri de dikkate alınır. Öte yandan gayrimenkul alım satımı ile sürekli olarak uğraşmayan gerçek kişiler, ayni ya da nakdi bir bedel ödeyerek edindikleri gayrimenkulleri 5 tam yıl süre ile tuttuktan sonra elden çıkarmaları halinde herhangi bir Gelir Vergisi ödemezler.

Çok uzun süredir vergi mevzuatımızda yer alan bu hüküm gerçek kişiler açısından gayrimenkul alım satımının vergilendirilmesini bu işin "sürekli" olarak yapılmasına bağlamıştır. Mali idare ve yargı, sürekliliği bir yıl içinde birden fazla ya da birbirini izleyen yıllarda birer adet gayrimenkul satışı olarak kabul etmektedir. Yani yıl içinde birden fazla gayrimenkul satan ya da her yıl birer gayrimenkul satan gerçek kişinin gayrimenkul alım satımı ile sürekli olarak uğraştığı ve tacir sayılarak ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi (defter tutması, fatura düzenlemesi, faturada KDV hesaplaması, aylık, üç aylık yıllık beyannameler vermesi vb.) gerektiği söylenmektedir.

Bu açıdan bakınca sürekli olarak gayrimenkul alım satımı ile ilgilenmeyen kişilerin bir bedel ödeyerek edindikleri gayrimenkulleri 5 yıl elde tuttuktan sonra elden çıkardıklarında elde ettikleri kazancın vergilendirilmemesi çok önemli bir avantaj. Bu çok önemli avantaj zaman zaman farklı açılardan eleştiriliyor kuşkusuz: Bir kısım 4 yıl 11 ay 29 gün tutup sattığında tüm kazancının vergilendirilirken, bir gün fazla tuttuktan sonra satışın tamamının vergisiz olmasını doğru bulmazken, bazıları da gayrimenkule böyle bir avantaj sağlanmasının diğer enstrümanlara haksızlık yarattığım savunuyor.

Şöyle ya da böyle söz konusu avantaj hâlihazırda yürürlükte... Tüm dünyada gittikçe sıkılaşan vergi rejimleri, devletlerin vergisiz alan bırakmamak için ortaya koydukları çaba; bizde de zaman zaman dile getirilen istisna ve muafiyetlerin azaltılması, "rantın" vergilendirilmesi söylemleri bu önemli vergi avantajının kıymetini daha da artırıyor.

Henüz güneş varken ve hava da parlarken hatırlatmak istedim.

Ersun Bayraktaroğlu | PWC | Bi_özet Gayrimenkul Gazetesi