Son günlerde yaşadığımız ekonomik gelişmeler, firmaların finansman ihtiyaçlarını daha da önemli hale getirdi. Bu süreci atlatabilmek için finansmana erişim dünden daha önemli hale geldi.

Firmaların yurt dışından finansman sağlamalarında bazı vergisel yükler söz konusu. Bu yüklerin ortadan kaldırılması yurt dışından daha kolay ve ucuz finansman sağlanmasına katkı yapacaktır.

Söz konusu vergisel yükleri kısaca şöyle özetleyebiliriz.

1- Faizsiz kredi üzerindeki KDV yükü

Özellikle yabancı sermeyeli şirketler, finansman ihtiyaçlarını, sermaye artışları yanında, yurt dışında bulunan grup şirketlerinden sağladıkları borçlanma ile kolayca karşılayabilmekteler. Bu tür borçlanmalarda genellikle piyasaya göre daha düşük faiz oranı belirlenebildiği gibi, bazen de hiç faiz istenmemektedir. Bu, elbette ülkemiz açısından, dışarıya faiz ödenmediği için, olumlu bir durum. Ayrıca faiz gideri olmayacağı için kurumlar vergisi matrahında da bir azalma söz konusu değil.

Ancak faizsiz kredi alınmasında Vergi İdaresi Katma Değer Vergisi Kanunu’nun Emsal Bedel ve Emsal Ücreti düzenleyen 27'inci maddesini gerekçe göstererek sorumlu sıfatıyla KDV talep etmekte, bu konuda vergi incelemeleri yapılmaktadır. Faiz ödenmediği halde ödenmesi gereken faiz hesaplanıp KDV istenmesi, ya şirketleri bedava sağlayacakları bu finansmandan vazgeçirmekte ya da faiz ödemeye sevk etmektedir. Olmayan faizden KDV istemek çok anlamlı değil.

Konunun hukuki tartışmasına girmeden, önerim, yurt dışından sağlanan kredilerde vergi idaresinin bu görüşten vazgeçmesi ve faizsiz kredi sağlayan firmaları cezalandırmaması.

2- Yurt dışı grup şirketlerinden alınan kredilerde kurumlar vergisi stopaj yükü

Şirketler yurt dışından finansman sağladıklarında, ödedikleri faiz üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30'uncu maddesine göre vergi tevkifatı hesaplayıp ödemeleri gerekiyor. Mevcut duruma göre kesinti oranı, finansman yurt dışı banka ya da benzeri finansman kuruluşlarından sağlanırsa “%0”, bunlar dışında, örneğin yabancı sermayeli şirketin ortağı ya da grup şirketinden sağlanırsa % 10. Ayrıca Vergi İdaresi uluslararası şirketlerin kendi şirket ihtiyaçları için kurmuş oldukları finansman şirketlerini de banka benzeri saymayıp %10 vergi kesintisi kapsamında değerlendirmekte.

Önerimiz şirketlerin yurt dışı grup finansman şirketlerinden ve finansman şirketi olmayan diğer grup şirketlerinden sağladıkları kredilerde de stopaj oranının sıfırlanması.

3- Yurt dışı grup şirketlerinden alınan kredilerde KDV yükü

Yurt dışından sağlanan krediler banka ya da benzeri finansman kuruluşlarından sağlanıyorsa, ödenen faizler Banka Sigorta Muameleleri Vergisi'ne tabi olduğundan bu faizleri ödeyen şirketlerin ne KDV, ne de BSMV ödemeleri gerekmiyor. Ancak kredi yurt dışında bulunan bunlar dışındaki kuruluşlardan, örneğin grup şirketlerinden alınmış ise ödenen faizler %18 oranında KDV’ye tabi.

Sorumlu sıfatıyla ödenen bu KDV’ler, krediyi kullanan şirketlerin KDV pozisyonuna bağlı olarak önemli bir finansman yükü yaratabiliyor.

Burada da önerimiz, yurt dışı banka ve benzeri finansman kuruluşları dışındaki şirketlerden alınan krediler için ödenen faizlerde KDV istisnası sağlanması.

4- Yurt dışı kredi sözleşmelerinde damga vergisi yükü

Damga Vergisi Kanunu’na göre sözleşmeler damga vergisine ne tabi olmakla birlikte kanuna ekli 2 sayılı tablonun IV/ 23 no.lu sırasındaki düzenlemeye göre bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları ve uluslararası kurumlarca kullandırılan kredilerle ilgili sözleşmeler damga vergisinden istisna edilmiş durumda. Ancak, bu istisna yukarıda belirttiğimiz gibi uluslararası şirketlerin grup ihtiyaçları için oluşturdukları finansman şirketleri ile diğer grup şirketlerinden yapmış oldukları borçlanmalar için düzenlenen sözleşmelere uygulanmıyor. Bunlar için de bu istisna uygulanabilir hale getirilmelidir.

Yurt dışından yapılan döviz borçlanmalarının sınırlanmaya çalışıldığı bu ortamda, yurt dışı kredi maliyetlerini düşürücü yukarıda sıraladığımız önerilerimizin zamanlaması eleştirilebilir. Bunun için şunları söyleyebilirim. Birincisi bu öneriler TL borçlanmalar için de geçerli. Belki ilk adım olarak bu önerilerimiz TL borçlanmalar için atılabilir. İkincisi şirketlerin mevcut borçlarını çevirebilmeleri için yeni finansman bulmaları gerek. Finansmanın maliyetinin düşürülmesi şirketlerimizin bu süreci kolay atlatabilmelerine de destek olacaktır.

Dünya Gazetesi | Bİlgütay Yaşar