Türkçede bir söz vardır, “müflis tüccar eski defterleri karıştırır” diye. Ekonomide işler iyi gitmeyince, uzun süreden beri uygulamada olmakla birlikte, pek kimsenin üzerinde durmadığı bir düzenleme dış ticaret erbabının gözüne batmaya başladı. Özellikle yeniden değerleme oranındaki değişiklikler esas alınarak belirlenen para cezası tutarları da ciddi boyutlara ulaşınca, konuyu dile getirmek bize düştü.

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 63’üncü maddesi şu hükümleri içeriyor:

“Başka bir eşyanın beyanı sonucunu doğurmaması kaydıyla, beyan sahibinin talebi üzerine beyannamede yer alan bir veya daha fazla bilgilin düzeltilmesine, gümrük idarelerince izin verilir. Ancak;

a) Beyan sahibine eşyanın muayene edileceğinin bildirilmesinden,

b) Söz konusu bilgilerin yanlış olduğunun tespit edilmesinden,

c) (Eşyanın teslimden sonra kontrolüne ilişkin) 73’üncü madde hükümleri saklı kalmak üzere, eşyanın teslim edilmesinden, sonra beyannamede düzeltme yapılmasına izin verilmez.”

Aynı konuda Gümrük Yönetmeliği’nin 121’inci maddesinin 2’nci fıkrasında da şu düzenleme yer alıyor: “Eşyanın teslimine kadar;

a) Eşyanın muayenesi için bilgisayar sistemi tarafından beyanın kontrolü türünün kırmızı hat olarak belirlenmesinden,

b) Beyan edilen eşyaya ilişkin bilgilerin yanlış olduğunun tespit edilmesinden,
önce beyannamede düzletme yapılmasına izin verilir.”

Kanun ve yönetmelik hükümlerini şu nedenle dile getirdik: Gümrük Beyannamesi’nde düzeltme yapılması mevzuatın öngördüğü ve izin verdiği bir uygulamadır. Ticari hayatın gereklerine bağlı olarak, bazı bilgi veya bilgiler beyan sonrasında ele geçebilmekte, bazen de gümrük kıymetine etki eden ödemeler beyanda bulunulduktan sonra yapılmaktadır. Nitekim Gümrük Yönetmeliği’nin 53’üncü maddesi de “istisnai kıymetle beyan”ın nasıl yapılacağını, beyannamenin sonradan nasıl düzeltileceğini ayrıntıları ile düzenliyor. Dolayısıyla mevzuatın beyannamede düzeltme izni vermesi dış ticaretin tabiatı gereğidir.

Yeniden değerleme oranındaki değişiklikler esas alınarak belirlenen para cezası tutarları ciddi boyutlara ulaştı. Gümrük beyannamelerinde mevzuat gereği yapılan düzeltmeler için para cezası kesilmesi uygulamasından vazgeçilmeli.

Örneğin ihracat yaptığınız eşyanın kıymeti, bunun ihraç edildiği ülkede gerekli analizler yapıldıktan sonra değişebilmektedir. Bu gibi hallerde eşya kıymetinin arttığı durumlarda yurtdışındaki alıcı firma tarafından “Debite Note” (Borçlandırma Notu) düzenlenmekte; buna istinaden ihracatçı da bu tutarda ilave fatura kesmektedir. Bu ilave faturanın da gümrüğe beyan edilerek, beyannamede düzeltme talep edilmesi gerekmektedir. Bu yönüyle, beyannamede yapılan düzeltme ile yurda daha fazla döviz girişi de sağlanmış olacaktır.

Bu işlemi gerçekleştirmek için işlemin yürütüldüğü gümrük idaresine bir düzeltme dilekçesi verilmesi ve Gümrük Yönetmeliği’nin 82 no.lu ekinin 54’üncü satırında dile getirilen para cezasının ödenmesi ve görevlendirilen muayene memuruna başvurulması gerekmektedir. Muayene memuru belgeleri inceleyerek “kapatılmış” statüdeki beyannameyi tekrar aktif hale getirmekte, beyannamede talep doğrultusunda “redrese” (düzeltme) yapmakta ve tekrar beyannameyi kapatmaktadır. Bu işleme memurun ayıracağı mesai 5 dakikayı geçmemektedir.

Peki, kanuna göre beyannamede düzeltme yapılması bir hak olarak tanındığına göre, bu işlem için para cezası kesilmesi uygun mu? Değil tabi. Neden uygun olmadığını irdelemekte yarar var.

4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 11’inci kısım üçüncü bölümü “Usulsüzlüklere İlişkin Cezalar” başlığını taşıyor. Bu bölümde yer alan 241 inci maddenin 1 inci fıkrası şu şekilde kaleme alınmış: “Bu kanunda ayrı bir ceza tayin edilmiş haller saklı kalmak üzere, bu kanuna ve bu kanunda tanınan yetkilere dayanılarak çıkarılan ikincil düzenlemelerle getirilen hükümlere aykırı hareket edenlere söz konusu düzenlemelerde açıkça öngörülmüş olması kaydıyla 60 TL usulsüzlük cezası uygulanır.” Fıkrada belirtilen 60 TL ceza 2024 yeniden değerlendirme oranları esas alınarak 828 TL’ye çıkarılmış durumda.

Gümrük Yönetmeliği’nin “Usulsüzlük Cezası” başlıklı 584’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında da “Ek-82’de yer alanlara Müsteşarlıkça (Bakanlıkça) yayımlanan diğer Yönetmelik ve Tebliğlerde açıkça belirlenen fiilleri işleyenlere, kanunun 241’inci maddesinin birinci fıkrası hükmü uyarınca 60 TL (828 TL) usulsüzlük cezası uygulanır.” hükmüne yer verilmiş.

Yönetmeliğin “kanunun 241’inci maddesinin Birinci Fıkrası Uyarınca Usulsüzlük Cezasını Gerektiren Fiiller” başlığını taşıyan 82 no.lu ek tablonun 54 üncü sırasında “ceza gerektiren başka bir durum bulunmaması ve mahiyeti aynı olmak kaydıyla, gümrük beyannamesinde düzeltme yapılması” ibaresi yer alıyor.

Şimdi konuyu toparlayalım. Ben dış ticaret işlemlerinin gereği olarak beyannamenin tescil tarihinde sahip olmadığım bilgilere sonradan erişiyorum. Bu bilgi ve belgeler ışığında daha önceden tescil edilmiş bir beyannamede düzeltme talep ediyorum. Mevzuata uygun olarak kabul edilen düzeltme talebim doğrultusunda muayene memuru beyannamede gerekli düzeltmeleri yapıyor. Her şey yasalara uygun ama devlet bana “usulsüzlük cezası” kesiyor. Neden? Yaptığım usulsüzlük ne? Üstelik düne kadar düşük olan bu ceza tutarı bin liralara dayanmış ise bunu neden ödediğimi bilmek hakkım değil mi? “Senin bu talebin nedeniyle devletin memuru 5 dakikasını harcadı, onun bedelini ödüyorsun” deniliyorsa, o memurun maaşı benden kesilen vergilerden ödenmiyor mu?

Kanunilik ilkesi, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 4’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında “Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı, ancak kanunla belirlenebilir” şeklinde vücut bulmuşken, bırakın yönetmeliği yönetmelik eki ile salınan ceza da neyin nesi? Bu ceza açıkça GATT Anlaşması’nın VIII maddesinin 3’üncü fıkrasının ihlali anlamına gelmiyor mu?

Gümrük beyannamelerinde mevzuat gereği yapılan düzeltmeler için para cezası kesilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir. Uluslararası rekabet arenasına saldığımız dış ticaret erbabımızdan bunu esirgemeyelim bari.

Ekonomim.com | Cahit SOYSAL