İçinde bulunduğumuz 2019 yılını tamamlamaya 1.5 aydan daha az bir süre kaldı. Yılın bu son günlerinde, 2020 yılında dünya ekonomisi için risk oluşturacak konuları, sizler için derlemeye çalıştım.

Deutche Bank Ekonomisti Torsten Slock, Global Market Research'de 2020 yılında dünyada piyasaları etkileyecek en büyük 20 riski önem derecesine göre aşağıdaki gibi sıralamış.

1- Servet, gelir ve sağlık hizmetlerinde eşitsizliğin artmaya devam etmesi.

2- Birinci faz anlaşmanın imzalanmaması ve ilk faz sonrasında neler olacağına ilişkin belirsizliğin devam etmesi.

3- Ticaret savaşlarının yarattığı belirsizliğin şirketlerin sermaye harcaması kararlarını baskılamaya devam etmesi.

4- Çin, Avrupa ve Japonya'da büyümedeki yavaşlığın devam etmesi ve bunun doları güçlendirmesi.

5- ABD'de azil sürecinin yarattığı belirsizlik ve hükümetin kapanması riski.

6- ABD seçim belirsizliği, vergiler, mevzuat ve sermaye harcamalarına olan etkileri.

7- Antitröst, mahremiyet ve teknolojiye ilişkin düzenlemeler.

8- Yabancı yatırımcının başkanlık seçimleri sonrası ABD kredilerine ve ABD devlet tahvillerine olan iştahının kaybolması.

9- Modern para teorisi stili mali genişlemenin ABD ve/veya Avrupa'da büyümeyi ciddi şekilde hızlandırması.

10- ABD hükümeti borç düzeylerinin uzun vadelerde kritik bir duruma gelmeye başlaması.

11- Hazine bonolarında arz ve talebin birbirine uymaması ve repo faizlerde bir hızlı artış daha görülmesi.

12- Fed'in seçim yılında faiz indirmeye çok istekli olmaması.

13- CCC ve BBB kalitedeki kurumsal kredilerin arasındaki ayrımın keskinleşerek kredi koşullarını sıkılaştırması.

14- CCC ve BBB kalitedeki tüketici kredilerin arasındaki ayrımın keskinleşerek kredi koşullarını sıkılaştırması.

15- Başarısını yitiren şirketler: Giderek daha fazla şirketin varlıklarının BBB'ye düşmesi, BBB'den de yüksek getirili kağıt düzeyine düşmesi.

16- Negatif faizli borçlanmadaki artışın küresel yatırımcıyı tekrar yüksek getiriyi ABD kredilerinde aramaya yöneltmesi.

17- Düşen şirket kârlarının şirketlerin hisse geri alımları için yeterli dolarları olmaması anlamına gelmesi.

18- Küçülen otomotiv endüstrisinin küresel piyasalar ve küresel ekonomi için bir risk olması.

19- Avustralya, Kanada ve İsveç'te konut sektöründeki fiyatların çökmesi.

20- Brexit belirsizliğinin devam etmesi.

EN BÜYÜK SORUN GELİR DAĞILIMI ADALETSİZLİĞİ

Bütün bu risk unsurları incelendiğinde; birinci sırada yer alan “servet, gelir ve sağlık hizmetlerinde eşitsizliğin artmaya devam etmesi” konusu hem ülkemiz hem de dünya için çok önemli bir konu olmaya devam etmektedir.

Dünyada milyonerlerin sayısı gittikçe artıyor. Türkiye'de ilk 8 ayda milyoner sayısı 30.000 kişi artarak, 210.054 oldu. 2018 yılı sonunda milyonerlerin toplam mevduatı 1 trilyon 109 milyar 859 milyon TL iken, Ağustos 2019 sonu itibarıyla bu tutar 1 trilyon 244 milyar 226 milyon TL'ye çıktı. BDDK verilerine göre, yurtdışı yerleşik milyoner sayımız Ağustos 2019 itibariyle 21.868'e yükseldi.

Credit Suisse Araştırma Enstitüsü'nün hazırladığı Küresel Varlık Raporu'na göre şu anda dünya çapında 46.8 milyon, dolar milyoneri bulunuyor. Bu rakam, 2018'in ortalarından itibaren 1.1 milyon kadar bir artış gösterdi. Çin'de 4 milyon, Japonya'da 3 milyon ve Almanya'da 2 milyon, dolar milyoneri bulunuyor. Fakat hiçbir ülke Amerika Birleşik Devletleri'ndeki 19 milyon, dolar milyonerini geçemiyor.

Amerika'da piyasadaki düşüşlere, birkaç cephede ticaret savaşları ve ekonomik durgunluk korkusuna rağmen, 12 ayda 2019 ortasına kadar 675.000 yeni milyoner eklendi. Servetler çok fazla yükseliyor, çünkü düşük faiz oranları varlık fiyatlarını artırdı.

Sonuç olarak; bugün itibarıyla dünyadaki servetin yüzde 82'si yetişkin nüfusun yüzde 10'una ait iken, dünyanın yarısı toplam servetin sadece yüzde 1'ine sahip.

Bütün dünyada zengin daha zengin, yoksul daha yoksul hale geliyor. Bu işin sonunun, hiç de iyi gitmeyeceğini şimdiden söyleyebiliriz. Önümüzdeki yıllarda bütün dünyayı sosyal patlamalar, sokak eylemleri, yağmalamalar beklemektedir.

Adaletin bu mu dünya?

Nedim TÜRKMEN | Sözcü