Haklısınız, ama yaz da olsa, adli tatilde olsa gündem çok yoğun ve bir o kadar da dinamik. Atladığınız bir konuyu, tekrar dönüp yakalayamıyorsunuz. İlginizi çekmeyen bir konu, bir anda gündeminize girebiliyor. Ya da, bir kamu kurumunun yaptığı düzenleme ya da Danıştay’ın verdiği bir karar, gündemi allak bulak edebiliyor.

Yazımıza konu Danıştay’ın iptal kararı da işte böyle bir konuya ilişkin. Etki alanı çok geniş, kesinleştiği takdirde Devlete maliyeti de bir hayli fazla olacak nitelikte. İyice merak ettiniz değil mi? Peki, daha fazla merak ettirmeden konuyu açıklayalım.
 

Danıştay İptal Kararı Ne İle İlgili?

Danıştay’ın iptal kararı, kat karşılığı inşaat işlerinde müteahhitler tarafından arsa sahiplerine arsanın karşılığı olarak verilen konut ve işyerlerinin KDV’ye tabi olup olmayacağı ile ilgili.

Ancak, Maliye’nin bu konuda iki farklı düzenlemesi var: Birincisi, 7104 sayılı Kanunla düzenleme yapmadan önce KDV Genel Uygulama Tebliği’nde yer alan 33 yıllık düzenlemesi, ikincisi ise 2018 yılında 7104 sayılı Kanunla KDV Kanununun 2 ve 27. Maddelerinde değişiklik yaparak 6 Nisan 2018 tarihinden itibaren yürürlüğe giren düzenlemesi.
 

Danıştay, Maliye’nin Hangi Düzenlemesini İptal Etti?

Danıştay, Maliye’nin 7104 sayılı Kanunla düzenleme yapmadan önce KDV Genel Uygulama Tebliği’nde yer alan 33 yıllık düzenlemesini iptal etti. Yani, iptal kararı, 6 Nisan 2018 tarihinden öncesi için geçerli, bu tarihten sonrası için geçerli değil.

Danıştay 4. Dairesi, ilk derece mahkemesi olarak kendisinde açılan bir davaya ilişkin olarak Maliye’nin 7104 sayılı Kanunla yaptığı düzenlemelerden önceki uygulamasının dayanağını oluşturan KDV Genel Uygulama Tebliği’nin değişmeden önceki (I/B/8.2). bölümünde yer alan “müteahhit tarafından arsa sahibine arsanın karşılığı olarak yapılan teslimlerde, emsal bedel üzerinden KDV uygulanır.” şeklindeki düzenlemeyi iptal etti (Danıştay 4. Dairesi’nin 27.02.2020 tarihli ve E.2017/3387, K.2020/1096 sayılı Kararı).
 

Danıştay’ın iptal gerekçesi ise şu şekilde:

“Anayasa’nın 73. Maddesinde vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı hükme bağlanmıştır. Bu nedenle, varsayıma ve benzetmeye dayanılarak vergilendirme yapılamaz. Yapılırsa, verginin yasallığı ilkesi ile bağdaşmaz. KDV’ye tabi bir işlemden söz edilebilmesi için öncelikle teslim ve hizmetin ticari, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılmış olması gerekir. Arsa karşılığı kat alımında ise para karşılığında bir satış söz konusu değildir. Bir kişinin kat edinme karşılığında arsasını müteahhide vermesinin, hukuki açıdan bir çok işlemi içeren ve arsanın değerlendirilmesi amacına yönelik Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin de uygulanmasını gerektiren, tamamen kendine özgü (sui generis) bir hukuki muamele olarak nitelendirilmesi gerekir. Bunun, mal değişimi sözleşmesi hükümleri ile ilgilendirilmesi söz konusu olamaz. Dolayısıyla, düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa sahiplerine yapılan taşınmaz teslimlerinin ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmadığından, KDV’ye tabi tutulması da söz konusu olamaz. Bu nedenle,  KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (I/B/8.2. bölümünde yer alan “müteahhit tarafından arsa sahibine arsanın karşılığı olarak yapılan teslimlerde, emsal bedel üzerinden KDV uygulanır.” şeklindeki aksi yöndeki düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
 

Danıştay’ın Bu İptal Kararı Kesinleşti Mi? Hemen Uygulanacak Mı?

Hayır, Danıştay 4. Dairesi tarafından ilk derece mahkemesi olarak verilen bu karar kesinleşmedi, Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nda (VDDK) temyiz aşaması var. Ki, Maliye, bu kararı beklemeden temyiz etti. Maliye, bu kararın uygulaması için henüz beklemede, kararın kesinleşmesini bekliyor.
 

Peki, Danıştay VDDK Bu İptal Kararı’nı Onaylar Mı?

Danıştay’ın, arsa karşılığı inşaat işlerinin vergilendirilmesi ile ilgili olarak 7104 sayılı Kanunla düzenleme yapılmadan önceki içtihat haline gelen kararları;  

“Arsa karşılığı olarak bağımsız bölüm tesliminin hukuki açıdan birçok işlemi içeren, arsanın değerlendirilmesine yönelik kendine özgü̈ bir hukuki muamele olduğu, trampa olmadığı ve KDV’ye tabi tutulamayacağı” şeklinde (Dn. 4. D.nin 9.4.2013 tarih ve E.2012/9089, K. 2013/2111,  7.2.2013 tarih ve E. 2012/6722, K. 2013/547, 21.11.2013 tarih ve E. No: 2010/ 3166 K. No : 2013/8525 sayılı kararları).

Yani, Danıştay’ın 7104 sayılı Kanun öncesi için verdiği kararlar, Maliye aleyhine içtihat olarak hala duruyor. Şahsi düşüncemiz, Maliye’nin temyiz başvurusunun aynı gerekçelerle reddedileceği ve kararın onanacağı doğrultusunda.
 

Danıştay’ın Kararı Kesinleşirse, Sonuçları Ne Olur?

Danıştay’ın iptal kararı kesinleşirse, 6 Nisan 2018 öncesinde arsa sahiplerine arsanın karşılığı olarak konut veya iş yeri teslim edip KDV hesaplayan müteahhitler, 5 yıllık düzeltme zamanaşımı süresi ile sınırlı olmak üzere düzeltme – şikayet yoluyla dava açıp, bu KDV’lerin iadesini isteyebilecek. Çünkü, iptal kararının kesinleşmesi halinde, Maliye’nin iptal edilen düzenlemesine göre hesaplanan KDV’ler, Vergi Usul Kanununun 118. Maddesine göre vergilendirme hatası (mevzuda hata) kapsamında değerlendirilecek ve iade edilecek.

Hem idare hem de mükellefler açısından sıkıntılı, uzun ve zor bir süreç.
 

Maliye’nin 7104 Sayılı Kanunla Yaptığı Yeni Düzenlemesi İptal Kararından Etkilenir Mi?

Hayır, tabi ki de etkilenmez. Çünkü, iptal kararı, Maliye’nin 7104 sayılı Kanunla KDV Kanununun 2 ve 27. Maddelerinde değişiklik yaparak gerçekleştirdiği ve 6 Nisan 2018 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemesi ile ilgili değil.

Maliye, 7104 sayılı Kanunla KDV Kanunu’nda yaptığı değişikliklerle, arsa karşılığı inşaat işleri ile ilgili olarak ortaya çıkan vergisel tereddütleri geç de olsa giderdi, bu konuda Danıştay ile olan görüş ayrılıklarını büyük ölçüde çözdü, bu işlemi yapacak olanların önüne daha net bir tablo koydu. Ayrıca, konuyu KDV Kanununda düzenlemek suretiyle, Danıştay’ın kararlarına esas aldığı “varsayıma ve benzetmeye dayanılarak vergilendirme yapılamaz” ve “arsa karşılığı inşaat işlerinin trampa olmadığı” şeklindeki gerekçeleri ortadan kaldırıldı.

Ülkemizde bu kadar yaygın olarak kullanılmasına rağmen, bu inşaat modeli ile ilgili olarak 7104 sayılı Kanunla KDV Kanununda yapılan ve 6 Nisan 2018 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemelere kadar geçen 33 yıllık sürede, gerek Türk Hukuk Sisteminde gerekse Vergi Mevzuatında Kanun düzeyinde özel bir düzenleme maalesef yapılmadı. Çok enteresan değil mi? Bundan kim mi zarar gördü? Hemen cevaplayım, Maliye ve vergi mükellefleri. Kim mi yarar sağladı?  Onu da buradan söylemeyim artık. Bu konu tam bir muamma.

 7104 sayılı Kanunla yapılan düzenlemelerden sonra aşağıdaki hususlar kesinleşti:

- Arsa karşılığı inşaat işlerinin “TRAMPA” olduğu hususu  netleşti. Yani, Maliye’nin görüşü Kanun hükmü haline geldi.

 - Arsa karşılığı inşaat işlerinde, arsa payına karşılık konut veya işyeri teslimi olduğunu öngören yeni bir uygulamaya geçildi.

- Trampa işlemine konu olan taşınmazların hangi değer üzerinden karşılıklı olarak faturalandırılacağı hususu da netleşti. Karşılıklı faturalaşma, konut veya işyerlerinin Vergi Usul Kanununun 267. maddesinin ikinci fıkrasına göre belirlenecek MALİYET BEDELİ üzerinden yapılacak. Maliyet bedeli, müteahhit firmanın kayıtlarında oluşan inşaat maliyetinin arsa sahibine verilen bağımsız bölümlere isabet eden kısmına, arsa sahibi ticari işletme ise % 5, arsa ticari işletmeye dahil değilse % 10 ilave edilmek suretiyle bulunacak.

- Danıştay’ın arsa karşılığı inşaat işlerinin trampa olmadığı ve arsanın karşılığı olarak arsa sahibine teslim edilen konut ve iş yerlerinin KDV’ye tabi tutulamayacağı şeklindeki yerleşik içtihatı, 6 Nisan 2018 tarihinden itibaren yapılan teslimleri için geçerliliğini (hükmünü) yitirdi. Danıştay'ın bu işlemde trampa olmadığı yönündeki kararları eski dönemler için içtihat niteliğini koruyor.
 

Sonuç Olarak;

Bu kez sürprizi Danıştay yaptı, hep Maliye yapacak değil ya. İptal kararı Maliye’yi tam olarak şoka soktu. Acilen bir Genel Yazı çıkararak, tüm vergi dairelerine duyurdu. Vergi daireleri ise, ani ve gereksiz bir refleksle, 6 Nisan 2018 tarihinden önce arsa sahiplerine konut teslim edip KDV hesaplayan müteahhitlerin KDV iadelerini durdurdu. Maliye’nin, iptal kararının KDV iadeleriyle ilgili olmadığı konusunda vergi dairelerini uyararak, KDV iadelerinin yapılmasını sağlaması lazım. Aksi halde, bu kez de farklı sıkıntılar ve mağduriyetler ortaya çıkacak.

Ayrıca, bir taraftan da hep beraber iptal kararıyla ilgili Danıştay VDDK’daki temyiz sürecinin tamamlanmasını bekleyeceğiz.

Hadi hayırlısı.

OgünHaber | Abdullah TOLU