Bilindiği gibi şu anda bütün Türkiye ticaret ve sanayi erbabı bir düzenleme, halk tabiri ile bir af bekliyor.  Halk bunu beklerken, maliyenin vergi denetim birimleri de ticaret ve sanayi erbabına yazı yazıyor, ön görüşmeler yapıyor, sizleri şu konuda incelemek istiyoruz, ama şu anda müsait değiliz. Birazdan incelemeye alacağız, haaa bu arada af veya düzenleme çıkarsa zaten bundan yararlanırsanız inceleme yapmayacağız diyorlar. Bu tavrı hoş bulmuyorum, önce bunu belirteyim. 

Türkiye Cumhuriyeti ve özellikle Maliye Bakanlığı yıllardır elektronik bilgi işlem sistemlerini en iyi kullanan birimlere sahip. E-devlet projesi kısım kısım yürürlüğe girdiği ve daha da ilerlediği için, devlet sanayi ve ticaret erbabının nasıl nefes aldığını, neler yaptığını kolayca tespit edebiliyor.  Ama bakarsanız kayıt dışı ekonomi hala var.  Devlet kayıt dışılığı kolayca tespit edebilecek durumda. Ama birden önlerse ekonomi duvara çarpar.

Peki, inceleme yapılacağı belirtilen firmalara bakıyorsunuz, ne görüyorsunuz? Genellikle, kârı fazla olan, ihracat yapan ve düzgün çalışan firmalar. Bana öyle geliyor ki, aba altından sopa gösterilerek bu firmaların çıkacak olan af yasasından faydalanmak üzere müracaat etmelerini sağlayıp biraz daha vergi almak düşünülüyor. Yine yanlış bir tavır. Yüzlerce yıllık maliye geleneklerine aykırı bir tavır. Neydi vergi almanın esası: Kazı acıtmadan yolmak. Yani vergiyi uygun, şeffaf, yasalara uygun şekilde almak. Ama siz zaten vergisini veren, doğru çalışanın üzerine giderseniz kazı öldürürsünüz.

Bu tavrı da şöyle açıklayabilirim. 30-40 yıl önce Türkiye’nin önemli firmalarından, büyük firmalarından birinde idim. O tarihlerde yatırım yapan, ihracat yapan ender firmalardan biri idi. Buna rağmen her yıl maliye denetim birimlerinden birinin müfettişleri, kesinlikle gelirler, birkaç ay bizi incelerlerdi. Ama o insanlar, hakikaten mesleğinin ehli iyi yetişmiş insanlardı. Sonuçta yıllarca denetim bittiğinde teşekkür ettiler ve hiçbir ceza ile karşılaşmamıştım. Herhalde o insanlar ŞAİRİN DEDİĞİ GİBİ ATLARINA BİNDİLER GİTTİLER. Şimdi inceleme yapanlar illa ve illa ceza vermeye çalışıyorlar.

O zaman gelen denetim elemanlarına, neden özellikle her yıl benim bulunduğum bu güzel firmaya geliyorsunuz diye sormuştum. Cevdet Bey, cirosu küçük bir firmadan tespit edeceğimiz herhangi bir hatada alabileceğimiz vergi 5-10.000 lira ama sizin firma gibi bir firmadan, eğer hata yapılırsa alabileceğimiz kesinlikle milyonlar. Bu yüzden biz önce büyük firmalara geliriz demişlerdi. 

Neyse, incelemelerde yeni denetim elemanları da o atlarına binip giden insanların yetiştirdiği güzel insanlardır herhalde diyerek bu konuyu bitirelim. 

Son zamanlardaki incelemelerde sık sık randıman incelemesi yapacağız lafı ile karşılaşılıyor. Randıman incelemesi konusu kapasite raporlarını ilgilendiriyor. 

E-devlet projeleri, ar-ge projeleri, ihracat projeleri, yatırım projeleri, dâhilde işleme belgeleri tamamen kapasite raporlarına dayanan projelerdir. Firmaların kapasite raporlarını ele alıyoruz. Daha önceki bir yazımda da bahsettiğim gibi kapasite raporları maalesef gerçeği yansıtmaktan uzak. 

Kapasite raporuna bakıyoruz. Herhangi bir konudaki randıman ve fire oranı 30 sene önceki oran. Bu arada firma dünya çapında en modern yatırımları yapmış. Yepyeni ürünler üretiyor. Ama kapasite raporlarında bu ürünler yok. Bu ürünlere ait fire oranları yok. Hatta ve hatta bazı kapasite raporlarında hiç ama hiç fire oranı yok. 

Sanayicinin yaptığı ürün değişmiş, daha önce diyelim ki tekstilde, ürettiği bir ürüne modaya uyması için tıraşlama yapıyor ve yeni bir kumaş üretiyor. Ama bu kumaşın firesi iplikten kumaşa %20 görülüyor. Oysa gerçek fire %40 veya 50 oluyor. Hadi bakalım, gel de bunu açıkla. 

2019 ve 2020 yılında dünyada meydana gelen olaylar ve özellikle Covid süreci her şeyi alt üst etmiş. Satışlarınız düşmüş, üretiminiz düşmüş, ihracatınız ha keza. 

Sonuçta düşük kapasite ile çalışıyorsunuz, fireniz çalışmayan kısım giderlerinden dolayı %100 artmış. Ama sizi incelemeye gelen genç adam, kapasite raporunu alıyor ve ben anlamam, bu kapasite raporuna göre sizin fireniz bu, randımanınız bu diyor. Haydi, bakalım ne yaparsınız?  Hodri meydan.

Bu konuda yazılarım devam edecek. 

Ama burada görev Ticaret ve Sanayi Odalarına, Odalar Birliğine ve Maliye Bakanlığına düşüyor. Özellikle kapasite raporu şubeleri yeni, ek ve tecrübeli elemanlarla takviye edilmeli, esnek kapasite raporlarına geçilmelidir. Aksi takdirde, e-devlet projesinden bilgi alan o pırıl pırıl gençlerin nazarında her sanayici hırsız damgası yiyecek. Dünya ile rekabet etmek yerine, hesap VEREMEMEKLE KARŞI KARŞIYA KALARAK,  Türkiye’yi dünyanın 10 uncu büyük ekonomisine değil,  30-40’ıncı sıraya doğru götürmek durumunda kalacaklardır. 

Bizden söylemesi. 

Ticaret odalarındaki kapasite raporu veren üniteler desteklenmeli, kapasite raporlarının son duruma uygun hale getirilmesi sağlanmalıdır. 

EkoHaber | Cevdet AKÇAKOCA