Geçen hafta yapılandırma düzenlemelerinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesi sırasında 3 milyon 100 bin öğrenciye ait öğrenim kredisi borcunun silinmesine ait önerge verildi ve önerge reddedildi.

Yasa teklifinin bu hafta TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi sırasında bu konunun tekrar gündeme gelip, ödenmeyen öğrenim kredisi borçlarının silinmesi, sosyal devlet olan Türkiye Cumhuriyeti için bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yıllardan beri ödenemeyen öğrenim kredisi borçları, ülkemizde gündem olmaktadır. Üniversiteyi bitirmiş ve üzerinden 2 yıl geçmiş olmasına rağmen hala iş bulamamış milyonlarca üniversite mezunundan bu borçlar haciz yoluyla alınmaya çalışılmaktadır.

Ödenemeyen öğrenim kredisi borçlarına bugünkü gecikme zammı oranı dikkate alındığında, her yıl %19,2 oranında gecikme zammı ilave edilmektedir. Dolayısıyla ödenemeyen borçlar sürekli artmaktadır. Ağustos 2020 tarihi itibariyle ödenemeyen öğrenim kredisi borçlarının 5,3 milyar TL'ye çıkması, bu tespitimizi doğrulamaktadır.

Bu sorunun yapılandırma düzenlemeleri ile çözülemediği hepimizin malumudur. Temel sorun; üniversite mezunlarının iş bulamaması ve iş bulamadığı için öğrenim kredisi borçlarını ödeyememesidir.

81 ilde üniversite açıp, üniversite kontenjanlarını sonuna kadar artırıp, her 3 mezundan sadece 2'sine iş yaratılabiliyorken; öğrenim kredisi borcunu ödeyemedi diye işsiz üniversite mezunlarını daha fazla rencide etmenin bir anlamı olmadığını düşünüyorum.

Sorunun çözümü çok basittir. Öğrenim kredisi borçlarının tamamı silinmelidir veya üniversiteyi bitirmiş ve 2 yıl geçmiş olmasına rağmen iş bulamamış üniversite mezunlarının borcu faizsiz bir şekilde dondurulmalıdır.

Bunları yapmayıp, oturduğunuz yerden e-haciz uygulamak dünyanın en kolay işidir.
 

Sözcü | Nedim TÜRKMEN
 

Kaynak: www.bdturkey.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)