Köşemde 20 Haziran 2020 tarihinde yayımlanan “Binlerce kira uyarlama davası geliyor” başlıklı yazımda, koronavirüs salgını döneminde ortaya çıkan iş yeri kiraları sorunundan, Türk Borçlar Kanunu ile düzenlenen aşırı ifa güçlüğü halinden ve kiracı ile kiraya verenin bu sorunun çözümü için başvurabileceği uyarlama kurumundan bahsetmiştim. Bugünkü yazımda ise yine koronavirüs salgınının doğurduğu mücbir sebep hali sebebiyle ortaya çıkan bir başka sorun olan özel okul ücretlerinden bahsedeceğim.

Özel okullarla veliler arasında akdedilen sözleşmenin konusu para borcu olup, konusu para borcu olan sözleşmelerde mücbir sebebin varlığı halinde ifa imkansızlığı veya aşırı ifa güçlüğü halinden söz edilecektir.

Türk Borçlar Kanunu madde 137 ile kısmi ifa imkansızlığı düzenlenmiş olup, madde uyarınca borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkansızlaşırsa, borçlu borcunun imkansızlaşan kısmından kurtulur.
 

ÖRGÜN EĞİTİM ŞART

Koronavirüs salgını sebebiyle mart ayından bu yana eğitim veremeyen özel okullar için kısmi ifa imkansızlığının mevcut olduğu açıktır. Bu süreçte özel okulların uyguladığı uzaktan eğitim metodu, “borcun ifası” olarak kabul edilemez. Zira taraflar arasında imzalanan sözleşmenin temel dayanağı örgün eğitimdir. Uzaktan eğitim mantığıyla online ders işlenmesinin, yazışmalar üzerinden derslerin sürdürülmesinin borcun ifa edildiği anlamına gelmeyeceği açıktır.

Henüz okul ücretinin tamamını ödememiş, salgın dönemi sonrası ise kendisinden uzaktan eğitim verilen dönem için ücret talebinde bulunulan velilerin, ifa imkansızlığı sebebiyle ödemezlik def'i ileri sürme hakları mevcuttur. Özel okullar tarafından gelecek yıl için hazırlanan sözleşmelere, salgın hastalık sebebiyle oluşan mücbir sebep halinde, örgün eğitim yerine uzaktan eğitim yapılması durumunda ücret iadesi yapılmayacağı maddesi eklenmiştir. Velilerin gelecek yıl için imzalayacakları sözleşmelerde bu maddeye dikkat etmeleri gerekmektedir.
 

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI TARAFSIZ OLMALI

Bu konuya ilişkin olarak, MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü “Koronavirüs tatili ve özel kurumların ücretleri” başlıklı 07.04.2020 tarih, 6215860 esas sayılı görüş yazısı yayınlamış, “…Çeşitli olağanüstü sebeplerle verilemeyen hizmetlerin ileri bir tarihte telafisinin yapılması, telafisinin yapılamayacak olması halinde ise… yönetmeliğin 56. maddesi gereği ücret iadesi yapılması gerektiği değerlendirilmiştir” ifadelerine yer vermiştir.

Şu anda okul ücretleri için senet verip, senedi ödemediği için icra tehdidi altında bulunan velilerin senetle ilgili olarak ihtiyati tedbir kararı alamadıkları için mağdur oldukları ortadadır. Türkiye'de 11.000'den fazla özel okul mevcut olup, öğrenci sayısı 1.5 milyonun üzerindedir. Özel okulda öğrenci okutan velilerin büyük bölümü daha yemek ve servis paralarını geri almayı başaramadılar. Özel okullar bırakın pandemi dönemine ait aldığı ücretleri iade etmeyi, önümüzdeki yıl ücretlerine %18 ile %20 arasında zam yaptılar.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın velilerin mağduriyetini ortadan kaldırması gerekirken, telafi eğitim ile konuya çözüm getirmeye çalışması özel okulların tarafını tuttuğunu göstermektedir.

Şu anda özel okullar tarafından velilere 15 Ağustos sonrasında 3 haftalık telafi eğitimi verileceği, telafi eğitimine velisi bulundukları öğrencinin katılıp katılamayacağının bildirilmesi istenmektedir. Bu uygulama ile ücret iadesi talebine karşı ileri sürülecek, ifanın gerçekleştirildiği iddiası güçlendirilmeye çalışılmaktadır.
 

TÜKETİCİ MAHKEMESİ'NE GİDİLEBİLİR

Ücret iadesi talebinde bulunduğunda, telafi dersi yapılacağı gerekçesiyle ret cevabı alan velilere tavsiyem, salgın sebebiyle borcunu ifa edemeyen özel okullarla sözleşmenin uyarlanması yoluna gidilerek, ödenmemiş ücretin telafi dersleri sonrasına ertelenmesinin talep edilmesidir. Özel okul yıllık ücretini koronavirüs dönemi öncesinde ödemiş olan veliler ise yine sözleşmenin uyarlanması yoluna giderek bu ücretin sonraki yıllara mahsup edilmesi konusunda anlaşabilirler.

20.06.2020 tarihli yazımda da açıkladığım gibi, uyarlama talebinin karşı tarafça kabul görmemesi halinde; veliler, borç tutarına göre Tüketici Hakem Heyeti (10.390 TL ve altındaki uyuşmazlıklar için başvurulabilir) veya Tüketici Mahkemesi nezdinde dava yoluna giderek, sözleşmenin uyarlanmasını talep edebilecektir. Ancak burada yine tavsiyem, öncelikle anlaşma yoluna gidilerek sözleşmenin uyarlanması yönündedir. Zira çok daha uzun süren dava yolu ile kıyaslandığında sözleşmenin uyarlanmasının iki tarafın da menfaatine olacağı kanaatindeyim.