KAPANAN 250 BİN İŞLETMEDEKİ 28 MİLYON KİŞİNİN İŞİ TEHLİKEDE

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hizmet sektöründe çalışan hiçbir çalışanın işten çıkartılamayacağını, devletin bu işçilere ilişkin 4 aylık gelir vergisi tevkifatı ve sigorta primini yükleneceğini bir an önce açıklamalıdır.

Çin'de başlayıp, bütün dünyayı kasıp kavuran koronairüs; insanların yaşam hakkına çok ciddi bir tehdit oluşturduğu gibi, gerek işveren ve gerekse işçi açısından da işini kaybetme ve işsiz kalma tehdidini de bünyesinde barındırıyor.

Sayın Cumhurbaşkanı tarafından ekonomiyi çok ciddi şekilde etkileyen virüs ile ilgili olarak basına dağıtılan konuşma metninde 21 madde olarak yer alan ancak kamuoyuna 19 madde olarak açıklanan tedbirleri ülkemizde duymayan kalmadı. Kamuoyuyla paylaşılan tedbir paketinin devlete maliyeti 100 milyar TL olarak açıklanmasına rağmen, en düşük emekli aylığının 1.500 TL‘ye çıkartılması dışında diğer tedbirlerin parasal karşılığının nasıl 100 milyar TL'ye çıktığını inanın bulamadım.
 

TEŞHİS DE TEDAVİ DE YANLIŞ

Salgından korunmak amacıyla hem devletin aldığı zorlayıcı önlemler hem de vatandaşın duyarlılık gösterip uyarıları ciddiye alarak sokağa çıkamaması ile birlikte çoğunlukla hizmet sektöründe yer alan 250 binin üstünde işyeri kapandı.

Kapanan işyeri sahipleri sıfıra inen cirolarına mı üzülsün, çalışanının parasını nasıl ödeyeceğini mi düşünsün, bankalara olan kredilerini nasıl ödeyeceğini mi düşünsün, sağlığını mı düşünsün, karar veremiyor.

Çalışanlar ise kira, elektrik, doğalgaz, su, kredi kartı borçlarını işveren maaşlarını ödeyemez ise nasıl ödeyeceğini, ailecek eve kapandığı bu süre içerisinde ne yiyip ne içeceğini ve en önemlisi 31.12.2019 tarihi itibarıyla Türkiye'de mevcut 4 milyon 469 bin resmi işsiz sayısına rakam olarak katılıp katılmayacağını kara kara düşünmektedir.

Bütün dünya virüs ile mücadele ederken, ekonomik faaliyetlerin yavaşlaması hatta durması nedeniyle vatandaşlarının karşısına çıkıp “Sadece sağlığınızı düşünün, biz güçlü bir devletiz, hiç kimsenin işini kaybetmemesi için her şeyi yapacağız” söylemlerini dinlerken, ülkemizi yönetenlerin “Evden dışarı çıkmayın” talimatı ile beraber havayolu taşımacılığında KDV oranını %18'den %1'e indirmeyi, 500.000 TL'lik konut aldığınızda %90'ına kadar kredi kullanma imkanı getirmeyi virüs ile mücadele paketi içinde açıklaması karşısında gülelim mi ağlayalım mı bilemedik.
 

ÇALIŞANLARIN %56'SI HİZMET SEKTÖRÜNDE

Ülkemizde 31.12.2019 tarihi itibarıyla istihdam edilenlerin %56.5'i hizmet sektöründe çalışmaktadır. İstihdam edilenlerin %18.2'si tarım, %19.8'i sanayi ve %5.5'i de inşaat sektöründe yer almaktadır. Hizmet sektöründe istihdam edilenlerin sayısı 15 milyon 872 bin kişidir. Koronavirüs nedeniyle duran ekonomik faaliyetlerden en çok etkilenen hizmet sektörü olmuştur. İşyerlerinin 150 bini ( kahvehane, gece kulübü vb) devlet tarafından geçici kapatılmıştır. Hizmet sektöründe yer alan 100 bin civarında işyeri de vatandaşın sokağa çıkmaması ve talep yokluğu nedeniyle kapanmıştır.

Sorun şu anda ülkemizde çalışma hayatının içinde yer alan 28 milyon 80 bin kişinin bir tanesinin bile işini kaybetmemesi olmalıdır. Bunun için de Sayın Cumhurbaşkanı'nın vakit kaybetmeden bir “Ulusa Sesleniş” konuşması yapması ve bütün işverenlere “hiçbir çalışanın işten çıkartılamayacağını, devletin bu işçilere ilişkin 4 aylık gelir vergisi tevkifatı ve sigorta primini yükleneceğini” açıklaması gerekmektedir. Güçlü devlet, böyle bir ortamda gücünü göstermeyecek de ne zaman gösterecek?

Şimdi yukarıdaki yazdıklarımın söylenmesinin kolay ama yapılmasının zor olduğu ifade edilecektir.
 

ZATEN ALAMAYACAĞINIZ PARA İLE ÇÖZÜM

Ülkemizde şu anda fiilen çalışan kişilerin hiçbirisinin işini kaybetmemesi için devletin katlanacağı 4 aylık gelir vergisi tevkifatı ve sigorta prim maliyeti aşağıdaki gibi olacaktır.

Şöyle ki; geçen yıl çalışanlardan kesilen gelir vergisi tevkifat tutarı 98 milyar TL'dir.  Bu yıl devlet mart, nisan, mayıs ve haziran aylarına ilişkin bütün çalışanların gelir vergisi tevkifatını üstlenirse, maliyet 33 milyar TL olacaktır.

İşin sigorta primi tarafına geldiğimizde; Kasım 2019 tarihi itibarıyla SGK ve Bağkur kapsamında çalışan kişi sayısı 19 milyondur. Bu yılki sigorta prim geliri hedefi 330 milyar TL olarak belirlenmiştir. Buna göre çalışanların mart, nisan, mayıs ve haziran aylarına ait sigorta primi yükümlülüğü tutarı 110 milyar TL olacaktır.

Sözün özü; seçimler nedeniyle saçılan paraların bir kez de çok ulvi bir amaç için çalışanlar için kullanılması halinde, toplam maliyet 143 milyar TL olacaktır. Devletin çalışanların işsiz kalması durumunda yukarıdaki rakamları zaten tahsil edemeyeceğini dikkate aldığımızda; çalışanların işlerini kaybetmelerini önlemenin sanıldığından kolay olduğu ortadadır. Bu arada Kanal İstanbul projesi için hazır olduğu beyan edilen 75 milyar doları, virüsün ekonomik etkilerini ortadan kaldırmak için neden kullanmıyoruz?