MEVCUT duruma göre kıdem tazminatı son işyerinde en az bir yıl çalışmak koşuluyla emeklilikte, vefat halinde veya işveren tarafından işten atılma durumunda, her bir yıl için 30 günlük ücretin brüt tutarı kadar ödenebiliyor. Bunun da bir üst sınırı bulunuyor. Bu sınır 2020’nin ilk altı ayı için 6.730,15 TL olarak uygulanıyor. Bunun dışında kıdem tazminatı alabilmek için işçinin haklı bir nedenle iş akdini feshetmesi veya erkeklerin askerlik, kadınların da evlendikten sonra bir yıl içinde istifa etmesi durumunda ödenebiliyor. Ayrıca, yaş dışındaki emeklilik koşullarını yerine getiren işçiler de kendi istekleriyle işten ayrıldıklarında kıdem tazminatı alabiliyor. Ülkemizde ilk kez 1936’da yürürlüğe giren ve başlangıç aşamasında işveren ve işçi tarafları açısından dengeleri gözeten bir uygulama olarak ortaya çıkan kıdem tazminatı zaman içerisinde değişikliğe uğrayarak günümüze kadar geldi. Kıdem tazminatına işsizlik sigortası ve iş güvencesinin de eklenmesiyle, işverenin maliyetleri yükseldi ve mali yükü arttı.
 

YENİ SİSTEM NE GETİRİYOR?

Uzun süredir hükümetin ve çalışma hayatının gündeminde olan kıdem tazminatı sitemi, Kıdem Tazminatı Fonu (KTF) ve Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) olarak üzerinde çalışılan şekliyle hayata geçirilirse, tazminat almaya hak kazanan işçi işten ayrılırken, her bir yıl için 19 günlük kıdem tazminatı alacak. Kalan 11 günlük kısım ise fon hesabında tutulacak. Bir çalışanın iş veya hizmet sözleşmesi, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebeplerle sona ererse çalışılan işyerindeki süreler için işveren katkı payı ile devlet katkısı toplamının yüzde 50’si TES sigorta hesabına aktarılacak, yüzde 50’si çalışanın hesabında kazanılmış hak olarak tutulacak. Çalışan istifa ettiğinde bireysel fon hesabındaki tutarlar kazanılmış hak olarak kendisinde kalacak. İş veya hizmet sözleşmesi bir yıldan daha az sürede ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebeplerle veya istifa yoluyla sona ermişse çalışanın işveren katkı payı ile devlet katkısı toplamının yüzde 50’si TES sigorta hesabına aktarılacak. Her ne durumda olursa olsun çalışanın kendi katkısı bireysel fon hesabında birikmiş olacak. TES sigorta hesabına aktarılacak tutar, varsa hukuki süreç kesinleşinceye kadar çalışanın hesabında blokeli olarak bekletilecek. 60 yaşını doldurmamış katılımcılara, ilk konut edinimi, evlilik (bir kereye mahsus), ağır hastalık ve işsiz kalınması (bir defaya mahsus/ sözleşmenin nasıl sona erdiği önemli olmayacak) sebeplerinden her biri için başvuru tarihi itibarıyla bireysel TES hesabında bulunan birikim tutarının yüzde 10’unu (ödeme oranı) geçmemek üzere talebi halinde defaten ödeme yapılabilecek. Çoklu yararlanma halinde kısmi çıkış ödeme oranlarının toplamı yüzde 20’yi geçemeyecek. Katılımcı, 60 yaşını tamamladıktan sonra emekli olmaya hak kazanacak. Talepte bulunanlara emeklilik hesabındaki birikimlerinin yüzde 25’ini geçmemek üzere defaten ödeme yapılabilecek. Ödeme oranı toplamı (emeklilik ve kısmi çıkış toplamı) yüzde 30’u geçemeyecek. Kalan tutar ise, kişiye aylık olarak ödenecek. Emekliliğe hak kazanan katılımcıya, bireysel TES hesabındaki birikimlerin, programlı geri ödeme veya yapılacak yıllık gelir sigortası sözleşmesi kapsamında ödenmesi esas olacak.

TARTIŞMALAR SON BULMALI
Üzerinde çalışılan yeni düzenlemeyle ilgili işçi ve işveren kesiminden bazı eleştiriler olmasına rağmen, sistemin hayata geçmesiyle eski sistemden daha sağlıklı ve avantajlı bir sitem olduğu görülüyor. Eski sistemde yıllardır ciddi sorunlar yaşanıyordu ve sistem kangren hale gelmişti. Diğer bir ifadeyle, eski sistemde “kıdem tazminatı fonu” sistemi uygulanamadığı için emeklilik zamanı gelince işverenler ve işgörenler karşı karşıya kalıyor ve sorunlar yaşanıyordu. Yıllarca biriken ciddi tutarlardaki kıdem tazminatları işverenleri kara kara düşündürüyordu. Yeni düzenlemeye ilişkin henüz bir taslak veya yasal düzenleme ortada yok. Ancak, konu resmi olarak kamuoyuna yansımış bulunuyor. Bu durumda kısa süre kamuoyunda tartışıldıktan sonra düzenleme için düğmeye basılacak. Bu defa gündeme getirilen ve ilk olarak 1 Ocak 2022 tarihinde uygulanması düşünülen “yeni kıdem tazminatı” sisteminde iki önemli husus öne çıkıyor. Birincisi; eski hakların nasıl (korunacağı) düzenleneceği, ikincisi ise, bundan sonrası için eski çalışanlar ile yeni işe girenler arasındaki intibakın nasıl sağlanacağı. İşveren ve işçi kesiminin ve kamuoyunda konuyu işleyenlerin çalışmayı yakından takip ederek sağlıklı ve uygulanabilir görüş ve önerileri dile getirmeleri gerekiyor.

Para | Talha APAK