Konumuz su daha doğrusu susuzluk… Yıllardır konuşulan ama yağmur azaldıkça, yer altı suları acımasızca kullanıldıkça, sulama denetimsiz yapıldıkça büyüyen geleceği tehdit eden belki de ülkemizin birinci sorunu… Bırakın yüz yıkamaya su bulamamayı gelecekte açlık tehlikesini oluşturacak bu soruna bir bakalım…

Örnek mikro olarak Bodrum ama makroda Muğla başta olmak üzere Ege’nin Akdeniz bölgesinin hatta Anadolu’nun büyük bölümünün sorunu susuzluk.

Yıllardır geliyorum diyen bu sorun, bu yaz zirve yaptı şimdi de hala devam ediyor…

Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın konuyla ilgili son açıklamalarına bir bakalım…

Tarih 31 Ekim 2023:

“Her iki barajımızın kapanmasına neden olan ağır kuraklığın sonucu olarak tarihimizde görülmemiş bir susuzluk yaşamaktayız. Bu süreçte belediyemiz, 4 adet 4 tonluk, 1 adet 12 tonluk, 1 adet 10 tonluk ve bir adet 7 tonluk olmak üzere toplam 7 tankeri ile bölgemizdeki 5 kuyudan temin ettiği suyu, gece gündüz çalışarak ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza dağıtmaktadır. 15 Ağustos gününden bugüne kadar Bodrum Yarımadası genelindeki 2506 konuta; 6610 ton su, ücretsiz olarak dağıtıldı. Su dağıtımının yanı sıra, büyüklüklerine göre adedi 2500 TL ile 36 bin TL arasında değişen su depolarının ücretsiz dağıtımına ise mali imkanlarımızı sonuna kadar zorlayarak, olabildiğince devam ediyoruz. Personelimizi ve her türlü imkanımızı seferber etmemize rağmen, Bodrum’daki 150 binden fazla binada yaz kış yaşamakta olan 700 bine yakın vatandaşımızın su ihtiyacını kısıtlı rezerve sahip olan 5 adet kuyudan temin etmeye çalıştığımız için, talepleri tam olarak karşılamak mümkün olamıyor.”

Tarih yine 31 Ekim 2023 bu kez konu israf:

“Gündeme getireceğim asıl büyük su israf kalemlerinden bir tanesi plajlarda alınan duşlar. Denize her giriş çıkışlarda alınan duşlar. Bir plajda binlerce insan var, giriyor denize çıkıyor duş alıyor. 10 defa girip çıksa 10 defa duş alıyor. Bu tamamen israf edilen su. Önceden denize girmeden bir duş alınır, sonra orada bulunduğunuz süre içerisinde tuzlu kalabilirsiniz. Her seferinde duş alınmasına da gerek yok. Gideceğiniz zaman duşu alabilirsiniz ama diğer türlüsü inanılmaz bir su sarfiyatı. Ben şimdi onun hesaplarını da yaptırıyorum. Sadece havuzlar ile ilgili hesap yaptırmıştım. 4,5 milyon metreküp, yani bizim su ihtiyacımızın yüzde 10’u her yıl havuz suyunun değişiminde gidiyor. Havuz suyunun değişmemesini hem Belediye Meclisimizde ve hem de Kent Konseyimizde tartışıyoruz. Veya yeni yapılacak havuzlara izin verilmemesi, imar kanununda gerekirse değişiklik yapacağız. Çim alanlara izin verilmemesi ile ilgili imar kanununda değişiklik yapacağız.”

Ve en son açıklaması konu yeni kaynaklar:

“Şu an MUSKİ ile yaptığımız görüşmeler sonucunda yeni açılan kuyuların olduğu bilgisini aldık. 10-15 gün içerisinde su arzında büyük bir iyileşme olacak, su arzlarımız barajlar kapatılmadan önceki haline yaklaşacak. Böylece biraz rahatlamış olacağız. Ancak nihai çözüm içinde çalışılıyor. Bir daha kuraklıktan da etkilenmemek için Ekinanbarı’nda bir su kaynağı var biraz tuzlu onun arıtılması için bir proje hazırlanıyor. Ben denizden arıtma tesisi için proje hazırlattırıyorum.”

Özetlemek gerekirse sorunun ilk ayağı israf… Duş almaktan araba yıkamaya, havuz kullanımında çim alanların yüzölçümünü artırmaya ve damla sulama dışında tarımsal kullanıma kadar israfın önüne geçmek gerekli…

İkinci konu, kaynakların sayısını artırmak ve yağmur hasadı… Bunun barajlarla sınırlı kalmaması da önemli, siteler ve tarım arazilerinde yağmur suyu biriktirme yöntemlerinin geliştirilmesi şart.

Üçüncü konu ise tuzlu suyu belli bir ölçüde de olsa kullanıma katmak ya da deniz suyunu arıtma konusunda yatırım araştırmalarını artırmak…

Bu noktada Bodrum Belediyesi’ne çok sayıda öneri ileten çevre ve doğa sevdalı Bodrum Tohum Derneği Başkanı Ercan Arıkan’a fikir sorduk…

Havuz kullanımı ve çim sorunu konusunda yanıtlar aldık…

Arıkan havuz konusunda Fransa örneğini verdi ve bu nedenle havuzların sıkı kurallarla acil denetlenmesine dikkat çekti:

Fransa'da beyan edilmemiş 20 binden fazla gizli özel yüzme havuzu yapay zeka kullanılarak keşfedildi, 10 milyon euro gelir elde edildi. Havuzlar, mülk değerini artırdıkları ve Fransız yasalarına göre beyan edilmeleri gerektiği için daha yüksek emlak vergilerine yol açıyor. Fransa'da 3,2 milyondan fazla özel yüzme havuzu var ve ortalama 30 metrekarelik bir havuz yılda 200 euro vergilendiriliyor.

Çim konusunu ise iki bölüm olarak anlattı.

Önce çimin zararları sonra da alternatif bitkiler kullanılarak su tasarrufu sağlanması…

Su kıtlığının eşiğindeki dünyada suların en fazla kullanıldığı alanlar çimler. Dünyanın çeşitli bölgelerinde görsel amaçlı işlevsiz çim alanların sulanması ile ilgili yasaklar konulmaya başlandı.

Çimler güzel görünüyor ama biyoçeşitliliğe zarar veren etkileri var. Çim alanlar sağlıklı, çeşitli bir ekosistem oluşturan tozlayıcılar, hayvanlar ve bitkiler için yaşamı imkânsız hale getiriyor.

Çimler sadece biyolojik çeşitlilik açısından değil görsel olarak da çevreyi homojenleştiriyor. Dünyanın dört bir yanındaki ülke ve şehirlerin kentsel manzaralarını karşılaştırıyorsunuz ve tamamen aynı görünüyorlar.

ABD'nin bazı bölgelerinde yıllık evsel su kullanımının dörtte üçünün çimlere harcandığı tahmin ediliyor.

Tarım Bakanlığı istatistiklerine göre; 2019 yılında 7089 ton çim tohumu ithal edilmiş. Her gün tüm Türkiye’de çim alanları sulamak için kuyulardan tonlarca su çekiliyor, şebekeden su kullanılıyor.

Çimler atmosferik karbonu tutar, oksijen üretir ve erozyonu önler. Ancak çim bakımı kaynak gerektirir: su; yeraltı suyuna ve akış suyuna giren gübre, böcek ilaçları ve herbisitler; fosil yakıtları yakan ve atmosferi ısıtan gazlar yayan çim biçme makineleri…

Çimlerin uzun yaşaması için kullanılan pestisitlere bulanmış tohum ve meyveleri yiyen kuşların zehirlenme olasılıkları yüksek. Çimler için kullanılan zehirli maddeler kanalizasyon sistemi yoluyla nehirlere, göllere, akarsulara ve okyanuslara pestisit ve gübre taşıyabilir.

Uzmanlar dünyada çim alanlara karşı tek çözüm olmadığını her bölgede yerel seçenekler oluşturulması gerektiğini savunuyor.

Arıkan alternatifleri de sıraladı:

Yaz Karı: Donlara ve soğuk havalara oldukça dayanıklıdır, güneşli yarı gölgeli alanlarda yetişebilir. Kuru topraklarda dahi yaşamlarını sürdürülebilirler. Su isteği az olması nedeniyle maliyet açısından çim alternatifi olarak tercih edilir.

Mayasıl Otu: Ilıman iklim bitkisidir, güneşli ve ışık alan yerlerden hoşlanır yarı gölgeli alanlara karşı dayanıklıdır, donlara karşı hassastır. Su isteği az

Ak Üçgül: Serin iklim bitkisidir soğuklara ve donlara karşı dayanıklıdır. Su ihtiyacı az, basılmaya karşı oldukça dayanıklıdır.

Cezayir Menekşesi: Soğuk iklim bitkisidir, donlara karşı dayanıklıdır her iklime adapte olabilirler gölgeye uyumludur, toprak konusunda kanaatkardır, çok fazla su ihtiyacı yoktur bu yüzden çim yerine değerlendirilebilir.

Japon Süpürgesi: Gölgeye dayanımı yüksektir ağaçların altında örtü olarak kullanılabilir çam ağaçlarının bile altında kullanılabilir, çok fazla su gereksinimi olmaz, soğuklara karşı ve kuraklığa dayanıklıdır.

Adi Kekik: Ilıman iklim bitkisidir Akdeniz in dağlık bölgelerinde doğal olarak yetişir, sıcaklığa ve susuzluğa karşı dayanıklıdır, donlardan ve soğuklardan etkilenir.

Yıldız halısı: Sıcak iklim bitkisidir soğuk havalara da dayanımı vardır, susuzluğa dayanımı yüksektir.

İrlanda Yosunu: Pek çok iklime adapte olabilir, bol güneşli alanlarda iyi gelişme gösterir, çok dayanıklı bir türdür kökleri yüzeyde olduğu için sulama az ve sürekli şekilde yapılmalıdır. Çim alternatifinin yerine yer örtücü olarak değerlendirilebilir.

Özetin özeti: Konu su olduğunda mutlaka önceliği ona vermeliyiz. Tasarruf, yatırım, biriktirme her konuda girişimlere destek olmalıyız. Yoksa temizlikten sağlığa ve de karın doyurmaya kadar susuz bir hayat mümkün değil…

UNUTMAYIN… Bu dünyayı torunlarımızdan ödünç aldık. BUGÜN DÜNYA BARIŞI VE ÇEVRE İÇİN BİR ŞEYLER YAPMIŞ OLMANIZI DİLİYORUM.