Vergi hukukumuz açısından her firma gerek yasa hükümleri, gerek kendi iç düzeni açısından katlandığı gider veya maliyet unsurlarını kendi adına düzenlettiği belgeler ile tevsik edip ve ödeme belgelerini de yine kendi adına düzenletmelidir.

Genel anlayış ve uygulama böyle olmakla beraber, uygulamada işletmeler tarafından gerçekleştirilen bazı giderlere ilişkin belgelerin özellikle işletmelerin kiraladıkları veya satın aldıkları iş yerlerinde faaliyetlerini yürütürken bu iş yerine ait elektrik, su ve telefon aboneliklerini kendi adlarına yapma konusunda ihmalkar davranmaktadırlar. Dolayısıyla fiilen işletmeler tarafından kullanılan elektrik, su ve telefonların faturaları başkasının adına düzenlenmektedir. Başkaları adına düzenlenen bu tür faturaların işletme hesaplarına gider kaydedilmesi ve faturalarda yer alan Katma Değer Vergilerinin indirim konusu yapılması hususunda tereddütler ortaya çıkmaktadır.

Konunun Vergi Mevzuatı Açısından İncelenmesi

Gelir Ve Kurumlar Vergisi Açısından

Bir giderin kanuni defterlere gider olarak kaydedilebilmesi için bu giderin Gelir Vergisi Kanununun 40. veya Kurumlar Vergisi Kanunu 14. Maddelerinde ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler niteliğinde olması yeterli görülmektedir.
Yapılan bu açıklama doğrultusunda, eğer gider; objektif bir belgeye dayanıyorsa ve bu belgenin içeriği işletmenin ana ve tali faaliyetlerinin yürütülmesi için katlanılması zorunlu bir gider ise; ticari kazancın belirlenmesinde indirim konusu yapılması gerekmektedir.

Vergi Usul Kanunumuz Açısından

213 sayılı Vergi Usul Kanunumuzun Vergi Kanunlarının Uygulanması ve İspat başlıklı 3. maddesinin B. Fıkrasında “ispat kavramından vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin esas alınacağı belirtilmektedir.” Yine aynı fıkranın 2. bendinde işlemlerin gerçek yönünün tespiti yemin dışında her türlü delille ispatlanabileceği belirtilmektedir.

Bu hüküm ile de işlemin gerçek mahiyetinin ortaya konulmasında objektif bir belge ile işlem daha da somut hale getirilirse ispat yükümlülüğü yerine getirilmiş olacaktır.

Yine Vergi Usul Kanunumuzun 227. maddesinin 1.fıkrasında; Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almaktadır.

Madde hükmünden anlaşılacağı üzere işletmenin üçüncü kişilerle giriştiği ticari ilişkiler sonucunda oluşan işlemlerini belgelendirmesi zorunluluğu getirilmektedir. Bu belgelendirmeden anlaşılması gereken de işletmeler tarafından gerçekleştirilen işlemlerin gerek Vergi Usul Kanunumuz, gerekse Türk Ticaret Kanunumuzdabelirtilen objektif belgelere dayalı olmasıdır.

Vergi Usul Kanunumuzun 227. maddesinin 3. fıkrasında da mevzuatta yer alan ve kullanımı zorunlu olan belgelerin, mevzuat gereği taşımaları zorunlu bilgileri taşımaları halinde vergi kanunları acısından geçerli bir belge olacakları da belirtilmiştir.
Madde hükmü incelendiğinde asıl olan söz konusu giderleri gerçekleştiren işletmenin varlığının ve bu giderlerin bu işletme tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tespit edilmesidir. Bu tespit işlemi belirli emarelerle de doğruluğunun ortaya konması halinde işlemin; gerçek mahiyeti anlaşılacağından bu giderlerin kanunen kabul edilen gider olarak indiriminin kabul edilmesi gerekir.

Buna göre; bir şirketin kiracı olarak faaliyette bulunulan iş yerinin mülk sahibi adına kayıtlı olan elektrik bedellerinin faaliyette bulunulan iş yerine ait olduğunun ve işle ilgili olarak kullanıldığının ve tarafınızdan ödendiğinin ilgili kurumlardan alınacak belgelerle tevsiki (kesin delillerle ispatı) halinde, kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu hususta Gelir İdaresi Başkanlığıncaverilen 18.11.2011 tarihli B.07.1. GİB. 4.35.17. 01-35-02-630 özelge de bu yönde aboneliği şirket adına olmayan elektrik harcamasının gider yazılıp indirim konusu yapılabileceği beyan edilmiştir.

Katma Değer Vergisi Kanunumuz Açısından

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunumuzun 1/1.maddesi gereğince “Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetler Katma Değer Vergisi’ne tabi tutulmuştur”. Yine aynı Kanunun 29/1-a maddesine göre; kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin mükelleflerin vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilebileceği hükmü yer almaktadır.

Öte yandan, Katma Değer Vergisi Kanunumuzun 34. maddesine göre yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait Katma Değer Vergisinin alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebilecektir.

Maliye Bakanlığı tarafından verilen çeşitli özelgeler de Katma Değer Vergisininindirim konusunun yapılmamasının gerekçesi Vergi Usul Kanunumuzun 230. maddesinde faturada bulunması gereken asgari bilgilerin eksik oluşu olarak gösterilmektedir.

Katma Değer Vergisi Kanunumuzun 34/1 maddesinde; Yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait Katma Değer Vergisi, alış faturası veya benzeri vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebilir hükmü ile indirimin müşteri tabiri kullanılmaksızın belgelendirilmesi halinde yapılabileceği öngörülmektedir.

Gelir İdaresi Başkanlığı İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğünce verilen 18.11.2011 Tarihli B.07.1. GİB. 4.35.17. 01-35-02-630 sayılı Aboneliği şirket adına olmayan elektrik harcamasının gider yazılıp indirim konusu yapılması başlıklı özelgesin de de; Buna göre, iş yerinde kullanılan ancak başkası adına kayıtlı olan elektrik bedelinin faaliyette bulunulan iş yerine ait olduğunun ve işle ilgili olarak kullanıldığının kesin delillerle ispatı halinde bu belgelere dayalı giderlerle ilgili olarak yüklenilen Katma Değer Vergisinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır. Şeklinde görüş beyan etmektedir.

Konu İle İlgili Danıştay Kararları

Başkaları adına düzenlenmiş olmakla beraber işletme ile ilgili bulunan gider ve maliyet unsurlarının kayda alınması ve Katma Değer Vergisi indirimi hakkında Danıştay kararını inceleyecek olursak

Danıştay 9. Dairesi tarafından verilmiş 12.5.1994 tarih ve E. 1993/2695, K.1994/2339 sayılı Kararında “Fatura başka şahıs adına düzenlenmekle beraber, gerçek yüklenici davacı firma olduğundan KDV indirimi (dolayısıyla gider veya maliyet kaydı) kabul edilmiştir.”

Danıştay 7. Dairesinin 21.5.1992 tarih ve E. 1998/1181 ve K.1992/1700 sayılı kararda ise, işletme aktifine kayıtlı olmayan, işletme sahibine ait iki adet kamyonetin giderleri işle ilgisi dolayısıyla kabul edilmiştir.

Bu kararda da, gider kaydı ve KDV indiriminde, şekilden ziyade işin esası üzerinde durulması gerektiği vurgulanmaktadır.

Nevzat ERDAĞ | nevzaterdag.com.tr