ÖZET: Danıştay İÇTİHATLARI BİRLEŞTİRME KURULU; 11.12.2018 tarihli ve E.2013/1; K.  2018/1  No.lu Kararında;  limitedşirket tüzel kişiliğinden tamamen  veya  kısmen  tahsil  edilemeyen  veya  tahsil  edilemeyeceği anlaşılan  vergi  borcunun  şirket  ortaklarından  tahsili  için  öncelikle kanuni temsilcilerin takibinin gerekmediği yönündekarar verdi.Kararda Her  biri  birer  usul  yasası  olan  Vergi  Usul  Kanunu  ile Amme  Alacaklarının  Tahsil  Usulü  Hakkında  Kanun'da,  vergi borcunun tahsili için önce kanuni temsilciye mi yoksa ortağa mı gidileceği  düzenlenmemiş  ise  de,  6183  sayılı  Kanun'un  35. maddesi ile ortakların sorumluluğu hakkında hüküm getirilmesi, kanuni temsilciye gidilmeden de ortağa gidilebilmesini sağlamak amacını  taşıdığı  gibi  kamu  alacağını  korumaya  ve  hızlı  bir şekilde tahsilini sağlamaya yönelik olduğu sonucuna varıldığı, Limited şirket  tüzel  kişiliğinden  tahsil edilemeyen  veya edilemeyeceği anlaşılan vergi borcunun takip ve tahsiline ilişkin olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da, kanuni temsilci ile  ortak  arasında  bir  öncelik  sıralaması  bulunmadığından, limited  şirketin  vergi  borcunun  tahsilinde  ortağın  takibine başlanabilmesi için kanuni temsilcinin takibinin gerekli olmadığıbelirtildi.2575  sayılı  Danıştay  Kanunu’nun  40’ıncı  maddesine göre  İçtihadıBirleştirme  Kurulu Kararlarına,  Danıştaydaire  ve  kurulları  ile  idari mahkemeler ve idare uymak zorundadır.

20 Haziran 2019 Tarihli ve 30807 Sayılı Resmi Gazete yayımlanan Danıştayİçtihatları Birleştirme Kurulu;11.12.2018  tarihli ve  E.2013/1;    K.  2018/1  No.lu Kararındalimited şirket tüzel kişiliğinden tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan  vergi  borcunun  şirket  ortaklarından  tahsili  için  öncelikle  kanuni  temsilcilerin takibinin gerekmediğiyönündekarar verdi.

Kurul, Kararı aşağıdakigerekçeye dayanıyor.

“Tüzel  kişilerde,  vergi  borçlan  nedeniyle  doğan  sorumluluk  tüzel  kişiliğe  ait olduğundan, limited şirketin vergi borçlan için önce limited şirket tüzel kişiliği takip edilmekte,  vergi  alacağının  şirket  malvarlığından  tahsil  edilememesi  veya  tahsil edilemeyeceğinin  anlaşılması  halinde  kanuni  temsilci  veya  ortak  takibata  tabi tutulmaktadır.

Buna göre kanuni temsilcinin ve ortağın sorumluluğu feri niteliktedir.Vergi alacağı  için  şirket  tüzel  kişiliği  aleyhine  hiçbir  takibat  yapılmaksızın  doğrudan doğruya kanuni temsilcilere veya ortağa başvurmak mümkün değildir.

Dolayısıyla  vergi  alacağının  limited  şirket  kanuni  temsilcileri  veya  ortaklarından tahsil  edilebilmesi  için,  limited  şirket  hakkında  Amme  Alacaklarının  Tahsil  Usulü Hakkında  Kanun'un  öngördüğü  tüm  cebritakip  yollarının  uygulanması,  tahsil edilememesi veya edilemeyeceğinin anlaşılmasının saptanması gerekmektedir.

213  sayılı  Vergi  Usul  Kanunu'nda  kanuni  temsilciler  için  öngörülen  sorumluluk kısaca  kusura  dayalı  sorumluluk  olarak  kabul  edilmekte,  kanuni  temsilcilerin, vergiye  ilişkin  ödevlerin  yerine  getirilmemesinde  kusurlu  olmadığını  ispat  ederek yani  "kurtuluş  beyyinesi"  göstererek  sorumluluktan  kurtulması  olanağı tanınmaktadır.

Her biri birer usul yasası olan Vergi Usul Kanunu ile Amme Alacaklarının Tahsil Usulü  Hakkında  Kanun'da,  vergi  borcunun tahsili  için önce  kanuni  temsilciye  mi yoksa  ortağa  mı  gidileceği  düzenlenmemiş  ise  de,  6183  sayılı  Kanun'un  35. maddesi ile ortakların sorumluluğu hakkında hüküm getirilmesi, kanuni temsilciye gidilmeden de ortağa gidilebilmesini sağlamak amacını taşıdığı gibi kamu alacağını korumaya  ve  hızlı  bir  şekilde  tahsilini  sağlamaya  yönelik  olduğu  sonucuna varılmıştır.

Nitekim  söz  konusu  35.  maddede  ortak  için  öngörülen  doğrudan  doğruya sorumluluğun vergi alacağı için olduğu kabul edilmiştir.

Bu açıklamalar karşısında, limited şirketin vergi borçlarının tahsilinde ortağa gidilmeden  önce  kanuni  temsilciye  gidilmesi  gerektiğinin  hukuken  kabulü mümkün bulunmamıştır.”

Bilindiği  üzere, 2575  sayılı  Danıştay  Kanunu’nun  40’ıncı  maddesine göre  İçtihadıBirleştirme Kurulu Kararlarına, Danıştaydaire ve kurulları ile idari mahkemeler ve idare uymak zorundadır.

Saygılarımızla...

“Danıştay  İçtihatları  Birleştirme  Kurulu  Kararı  E:  2013/1,  K:  2018/1 –Tahsil Edilemeyen Vergi Borcu” tam metni...>>>