I- İNCELEMENİN BAŞLAMA TARİHİ NEDEN ÖNEMLİ?

Vergi incelemesinin hangi tarihte başladığı hususu, mükellefe tanınan bazı hakların kullanımı açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle bu tarihin net bir şekilde tayini gerekir.

Vergi incelemesine başlanmış olmasının gerek mükellef gerekse vergi idaresi açısından doğurduğu hukuki ve fiili durumlardan başlıcaları aşağıdaki gibi sıralanabilir:

A- Kanuni Süresi Geçtikten Sonra Mükellefin Beyanına Göre Tarhiyat Yapılması İmkanını Kullanma Açısından

Vergi Usul Kanununun “Re’sen Vergi Tarhı” başlıklı 30 uncu maddesinin 24.06.1994 tarih ve 4008 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle değişik hali uyarınca; vergi beyannamesini kanuni süresi geçtikten sonra vermiş olanlara bu beyannamede gösterdikleri matrah üzerinden re’sen gerekli tarhiyat yapılır ve bu beyannameler re’sen takdir için takdir komisyonuna sevk edilmez. Ancak, vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler için bu hüküm uygulanmaz.

Yukarıdaki hüküm uyarınca, vergi incelemesine başlanması ile birlikte mükellefin kanuni süresi geçmiş dönem için beyanda bulunması ve bu beyana göre tarhiyat yapılması imkânı ortadan kalkmakta; inceleme sonucundaki tespitlere göre yapılacak tarhiyata muhatap olması söz konusu olmaktadır.

B- Vergi Ziyaı Cezasının Yüzde Elli İndirimli Uygulanması Hakkı Açısından

İncelemeye ve takdir komisyona sevk edilmeden önce kendiliğinden verilen beyanın mükellef açısından sağladığı bir diğer hak VUK 344 üncü maddede düzenlenmiştir. Buna göre, vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilenler hariç olmak üzere, kanuni süresi geçtikten sonra verilen vergi beyannameleri için bu madde uyarınca kesilecek ceza yüzde elli oranında uygulanır. Ancak, incelemeye başlanması ile birlikte mükellef, vergi ziyaı cezasının yüzde elli oranında uygulanması hakkını kaybetmektedir.

C- Pişmanlık Hükümlerinden Yararlanma Hakkı Açısından

Vergi Usul Kanunun 371 inci maddesinde pişmanlık ve ıslah hükümleri düzenlenmiştir. Maddeye göre; beyana dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen mükelleflerle bunların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi hâlinde, haklarında maddede yazılı kayıt ve şartlarla vergi ziyaı cezası kesilmemektedir. Bu şartlardan birisi, haber verme dilekçesinin yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde her hangi bir vergi incelemesine başlandığı veya olayın takdir komisyonuna intikal ettirildiği günden evvel (Kaçakçılık suçu teşkil eden fiillerin işlendiğinin tespitinden önce) verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olmasıdır.

D- İzahat (Özelge) Talep Etme Hakkı Açısından  

İncelemeye başlamanın etkilerinden birisi özelge talep etme konusunda ortaya çıkmaktadır. Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmeliğin[1] 8 inci maddesi uyarınca, hakkında vergi incelemesi yapılmakta olan mükelleflerce veya vergi sorumlularınca incelemeye konu olan işlemlerle ilgili izahat talepleri özelge kapsamında değerlendirilmemektedir. Talep sahibine 3071 sayılı Dilekçe Kanunu kapsamında cevap verilse dahi özelgenin sağladığı haklardan yararlanılması söz konusu olmayacaktır.

Dolayısıyla incelemeye başlanması ile inceleme konusu ile ilgili olarak mükellefin özelge talep hakkı sona ermekte, özelgenin sağlayacağı vergi cezası kesilmemesi ve gecikme faizi hesaplanmaması şeklindeki koruma da söz konusu olmamaktadır.

II- İNCELEMENİN BAŞLAMIŞ SAYILDIĞI TARİH

A-İncelemeye Başlama Tarihi Konusunda Belirsizliğin Yaşandığı Dönem

Vergi incelemesi uzun bir süreci içerir. İdare kendisine gelen ihbarları veya yaptığı analiz çalışmalarını dikkate alarak incelenecek mükellefleri, dönemleri, incelemenin türünü, hangi vergilere ilişkin olduğu hususlarını belirler. Bu belirlemeler çerçevesinde inceleme elemanına görevlendirme yazısı ile inceleme görevi tevdi edilir. İnceleme elemanı gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra mükellefle görüşme, defter ve belge talep etme veya mükellefin işyerinde inceleme faaliyetine başlar. İncelemenin hangi safhada başlayacağı hususu uzun yıllar tartışma konusu olmuştur.

Vergi incelemesinin hangi tarih itibariyle başlamış sayılacağı hususunda 6009 sayılı Kanunla[2] Vergi Usul Kanun’da yapılan değişiklikler öncesinde tam bir belirsizlik bulunmakta idi. Mevzuatta açık düzenleme bulunmayan bu konuda Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 2007 tarihli Tüm Yönleri ile Vergi İncelemesi isimli broşüründe[3]“Her vergi incelemesi, inceleme elemanının görev yaptığı birimde yetkililer tarafından düzenlenen incelemeye ilişkin görevlendirme yazısıyla başlar.” (s.10) ifadelerinin yer aldığı görülmektedir. Gelir İdaresi’nce incelemeye başlama için ilgili inceleme elemanının görevlendirilmiş olmasının yeterli görüldüğü anlaşılmaktadır. Ancak, söz konusu görevlendirme konusunda gerek mükellefin gerekse ilgili vergi dairesinin bilgilendirilmesi zorunluluğu bulunmamakta idi. Bu ise, vergi incelemesine başlaması ile birlikte ortaya çıkabilecek hukuki durumların kavranmasına imkân vermemesi nedeniyle bir eksiklikti.

Mali af niteliği taşıyan çeşitli kanunlarda, afla ilgili hükümlerin başlamış incelemeler açısından nasıl uygulanacağına ilişkin düzenlemeler kapsamında, incelemeye başlamadan ne anlaşılması gerektiği hususunda belirlemeler yapıldığı görülmektedir.

3787 sayılı Bazı Kamu Alacaklarının Tahsilatının Hızlandırılması ve Matrah Artırımı Hakkında Kanun’un 4. maddesinin son fıkrasında;

“incelemeye başlamanın; anılan Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce;

  • mükellef nezdinde işe başlama tutanağının alınması,

  • mükellefe davet veya defter ve belgelerin istenmesi yazısının tebliğ edilmiş olması,

  • matrah tesisine yönelik tutanak düzenlenmesi ya da

  • defter ve belgelerin incelenmek üzere denetim elemanına teslim edilmesi

hallerini kapsayacağı”[4]

hüküm altına alınmıştır.

İncelemeye başlamayla ilgili 3787 sayılı Kanun’da yapılan belirlemelerin 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu’nun 5. maddesi ve en son 6111 sayılı Kanun’un  4. maddesinin 8 numaralı bendinde de aynen tekrarlandığı görülmektedir. 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun’da incelemeye başlama ile ilgili bir düzenleme yer almadığı için bu konudaki belirlemenin söz konusu Kanunla ilgili olarak çıkarılan 1 Seri No.lu 5811 sayılı Bazı Varlıkların Mili Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanu’na İlişkin Genel Tebliğ’de yine 3787 sayılı Kanun ve daha sonraki mali af kanunlarındaki düzenlemelere benzer olarak aşağıdaki şekilde düzenlendiği görülmektedir:

“Vergi incelemeleri ile ilgili olarak mükellefler nezdinde; işe başlama tutanağının düzenlenmesi, vergi incelemesi yapılmak üzere mükellefin davet edilmesi, yasal defter ve belgeleri isteme yazısının tebliğ edilmiş olması veya matrah tesisine yönelik tutanak düzenlenmesi ya da yasal defter ve belgelerin incelenmek üzere vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilmiş olması durumunda, vergi incelemesine başlanıldığı kabul edilecektir.”

B-İncelemeye Başlama Tarihinin Vuzuha Kavuşturulması

6009 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile Vergi Usul Kanunu’nun “İncelemede Uyulacak Esaslar”ı düzenleyen 140. maddesinde önemli değişiklikler ve maddeye ilaveler yapılmıştır. Bu kapsamda getirilen yeniliklerden birisi, vergi incelemesine başlanıldığı hususunun bir tutanağa bağlanarak bir örneğinin nezdinde vergi incelemesi yapılana verilmesi, birer örneklerinin ise inceleme elemanı tarafından bağlı olduğu birime ve ilgili vergi dairesine gönderilmesi gerektiği yönündeki düzenlemedir.

Söz konusu düzenleme, incelemenin tutanakla başlamasını öngörmesi açısından incelemeye başlama tarihinin tayinine yönelik bir unsuru bünyesinde barındırmaktadır. Ancak, düzenleme, gaiplik, ölüm, işin veya memleketin terk edilmesi nedeniyle mükellef veya temsilcisi ile temas kurulamaması durumunu açıkta bırakmaktadır. Ayrıca, mükellefin görüşmeye gelmemesi veya tutanağı imzadan imtina etmesi durumları da belirsizdir. Bu nedenle, 140. maddedeki düzenleme incelemeye başlama tarihinin tayini açısından tek başına yetersiz kalmaktadır. Bu tür eksiklikler 140. maddede verilen düzenleme yetkisine istinaden çıkarılan Vergi İncelemelerinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik[5] ile giderilmeye çalışılmıştır.

Anılan Yönetmeliğin 9 uncu maddesi “İncelemeye Başlama” başlığını taşımaktadır. Maddenin birinci fıkrasında inceleme görevinin verilmesinden sonra incelemeye ne kadar süre içinde başlanacağına ilişkin düzenlemeler yer almaktadır. İkinci fıkrada, vergi incelemesine, incelemeye tabi olan nezdinde tanzim olunacak İncelemeye Başlama Tutanağı ile başlanacağı hüküm altına alınmıştır. Düzenlenen tutanağın bir örneği nezdinde inceleme yapılana teslim edilecek, birer örneği ise, inceleme elemanının bağlı bulunduğu birim ve mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine gönderilecektir. İncelemeye başlama tarihi, mükellefin incelemeye başlama tutanağını imzaladığı tarihtir. Tutanakta mükellefin imzasının bulunmaması halinde ise tutanağın vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarih esas alınacaktır Bu durumda incelemeye başlama tutanağının bir örneği ayrıca mükellefin bilinen adresine vergi dairesince gönderilecektir.

Mevcut mevzuat düzenlemeleri çerçevesinde, incelemeye başlama tarihi konusundaki tereddütlü durum giderilmiştir. Peki, aynı şeyi vergi incelemesinin bitiş tarihi ile ilgili de söylemek mümkün mü? Bu sorunun cevabını “Vergi İncelemesi Ne Zaman Biter” başlıklı yazımızda  arayacağız.

SONNOTLAR:

[1] 28.08.2010 tarih ve 27686 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[2] 01.08.2010 tarih ve 27659 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[3] Söz konusu broşüre http://www.gib.gov.tr/fileadmin/beyannamerehberi/tum_yonleriyle_vergi_incelemesi.pdf (Erişim: 05.03.2011) adresinden erişmek mümkündür.

[4] 03.04.1992 tarih ve 21191 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

[5] 31.12.2010 tarih ve 27802 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

vergidosyasi.com | Dr. Hasan AYKIN