Hayat devam ettiği sürece duyduğumuz ve duymaya devam edeceğimiz iki kavram. Sorun ve çözüm. Biz onlardan kaçsak da onlar, tıpkı gölgemiz gibi bizi takip edip beynimizi kemirip dururlar.

Hepimiz en azından kendi sorunumuzu biliriz değil mi? Ya da bildiğimizi sanırız. Gündelik hayatımızda bildiğimizi sandığımız “sorunlarımızı” gerçekten bilmediğimizin farkına varamayız ve yine bildiğimizi sandığımız “çarelerle” çözümlemeye çalışır, çözümleyemeyince de aslında sorunumuz değil de sorunlarımızın olduğunu fark edip hangi birisiyle başa edeceğimizi bilemez durumuz düşeriz. Çünkü çare diye bildiklerimizi de nasıl hayata geçirebileceğimizi bilmediğimizden onlarda sorun olarak kaşımıza çıkar. Oysa sorun kelimesinin içinde cevabı saklı olduğu bir gerçek. Önce bir bilene SOR ki, SOR(UN) olmaktan çıksın.

İşte bu makaleyi sorunu doğru bir biçimde çözümleyebilme; en azından çözümleyebilmeyi; nasıl kolaylaştırabileceğimizi anlatmak için kaleme aldım. Çabasını verimli kılmak isteyen herkese faydalı olmasını temenni ederim.
 

Pekala önce sorun’ un tanımından başlayalım nedir sorun?

Sorun; yaşantımız da bizi rahatsız eden, üzerinde düşünülüp, konuşulmaya ve bir sonuca bağlanınca mutlu olmamızı sağlayacak değeri veya gerekliliği olan durum veya süreçtir.

Bu tanımdan hareketle demek ki çözüm de; bir sorunun ihtiyaca cevap verebilecek bir şekilde analiz edilmesidir.

Sorunlar aslında ne mesleki sıkıntılar, ne ülke nereye gidiyor sorunsalları, ne de kıyamet ne zaman kopacak endişelerinden ziyadeinsanlar, aslında sorunun kendisi olduğunun farkındadır ancak düşünmek ve kabullenmek onlara zor gelmektedir. Bu sebeple de sorun veya problem kelimesini duyunca ürker ve korku hissine kapılırız. İşte tam bu noktada da sorunlara bakış ve çözüm tarzlarımız farklılaşır. Bazılarımız sorunu görmezden gelerek onun daha fazla büyümesine sebebiyet verirken, bazılarımız ise kabullenip çözüm için harekete geçeriz. Ancak sorunumuzu paylaşıp, (üstü kapalı da olsa) sormak yerine telaşla yanlış çözümlerin peşinde koşarız. Bu noktada yapmamız gereken sorunu kabullenip üstüne gitmek ve bu becerimizi geliştirmeye çalışmaktır.

Şimdi sizlere ağırlıkla benimsenen sorun çözme basamaklarınısunmaya çalışacağım;

  1. Sorunun farkına varılması:Sorunların temelinde bir takım nedenler olduğu gibi bazenderastlantı sonucu ya da sistematik incelemelerden sonra ortaya çıkabilmektedir.
  2. Sorunun tanımlanması:İyi tanımlanmış bir sorun, yarı yarıya çözülmüş bir sorundur.Burada sorunun açıklığa kavuşturulması gerekir. Bunu yaparken de soruna yol açan muhtemel nedenler üzerinde düşünmeli, sorunun köküne inerek “neden”sorusuna cevap bulmaya çalışın. ”Sivrisineği öldürmek yerine, bataklığı kurutmak” özdeyişini hatırlayın. Sivrisinek problemin sadece belirtisidir. Sivrisineğin varoluş sebebi bataklıktır. Onu kurutmaya çalışın.
  3. Sorunu çözmek için mantıklı varsayımlar (çözümler) üretme: Beyin fırtınası yapın.Sorunla ilgili mantıklı varsayımlar yaparak sorunu çözebilirsiniz. Sorun üzerinde konuştuğunuz kişilerin bir çözümü size başka çözümleri hatırlatabilir.Sihirli sözcük olan “BAŞKA......BAŞKA”yısürekli kullanın.Verilen kararın sağlıklı olabilmesi için olabildiği kadar çok seçenek geliştirmek gerekir.Başka insanların görüşleri ve önerilerini kendi başınıza belki de hiçbir zaman aklınıza getirmeyeceğiniz fikir ve bilgi birikimi sağlar.
  4. Bulunan her çözüm yolunu tahlil etme:Sorunun çözüm seçeneklerini değerlendirirken mümkün olduğu kadaryapılabilirliğini tahlil etmek, her çözümün sakıncalarını ve yararlarını analiz etmek gerekir.En iyi çözüm bile eğer kâğıt üzerinde kalacak ve uygulanamayacak ise hiç değeri yoktur.Unutmayın bulduğunuz çözüm için zaman ve çaba harcayarak bir bedel ödeyeceksiniz.
  5. İzleme Değerlendirme ve Sonuç: Uygulamaya koyduğunuz veya koyacağınız en sağlıklı gördüğünüz çözümü bile izlemeli ve değerlendirmeli, gerektiğinde onarıcı tedbirler alıp, ona göre tekrar uygulamaya koymalısınız.

Son söz; 21.Yüzyılın yaratıcı insanı olarak sorunları açık bir şekilde kavrayabilmeliyiz. Mevcut veya doğabilecek problemlerin çözümünde faydalı olabilecek yeni fikirler üretmeye açık olmalıyız. Onlar var oldukça insanlar bu bilgi çağında yeni buluşlara yelken açarak sorunlarını çözecek yeni ürün ve fikirler geliştirecektir.

Her türlü sor(un)unuzun cevap ve çözüm bulması temennisiyle...
 

Özkan ÇİNAR
Mali Müşavir/SPK Denetçisi