Muhasebenin kadim tarihine bakıldığında, kayıtlama kültürünün, devlet ve devleti oluşturan halkının üzerinde çok ciddi olmazsa olmaz etkileşimlerini görmek mümkündür. Elbette meslek, ekonominin bel kemiği ticari faaliyetlerin bir düzen halinde var olması, arzın yerine getirilmesi suretinde tüketim anlayışındaki toplumun güven duygusuna varana  kadar, kamu maliyesi ve dolayısı ile her türlü açıdan büyük öneme havidir. Ve fakat bu minvalde muhasebe mesleğinin gelmiş olduğu günümüz yapısını anlamak ve dahi işletmelerdeki temelden değişimleri inovasyon faktöründe yarıştan düşmeden ileri odaklı alarak kayıt altında tutma işleminin evrensel boyutlar kazanması, iş yükü ile beraber mevzuatların hızlı değişimi de içinden çıkılmaz bir külfet haline dönüşmüştür.

Bununla birlikte, muhasebe camiasının mükellef ile olan boyutunda, saygın ve icrasına gerekli değer verilmeyen bir tavır, davranış biçimi var ki, bu duruma rağmen mükellefler, kendilerine hizmet eden, meslek mensuplarından, olmadık beklentilerini arttırmakta ve karşılaştıkları her konuda, yardım talep ederek angaryalara tahammül etmek zorunda kalmaktadırlar.

Dolayısı ile, muhasebe meslek insanının ilk karşısına çıkan güçlük, iş yükünün ağır olmasıdır.
Tabi olarak buradan da şu sonuca ulaşmak mümkündür. Meslek insanı bu iş yoğunluğunda bir de hayatta kalması için gerekli geçimliğini kazanabilmek adına, yeterli değerlendirilemeyen iş yaşamı neticesi, haddinden fazla muhasebecinin piyasaya girmesi ile haksız rekabet ve sonucunda elbette ucuza defter tutma melaneti ile uğraşmak zorunda kalmaktadır. Mükelleflerin muhasebe ücretlerini ödememeleri veya düzensiz ödemeleri, yapılan hizmet karşılığında oluşan yeterlilik ve sorumluluk anlamında dahi başlı başlına güçlük göstergesidir. Öncelik olarak saygı bağlamından hareketle, muhasebecinin ücreti önem sıralamasının sonunda görülmektedir.

Dolayısı ile muhasebe meslek insanlarının aslında karşılaştıkları güçlükler ile beklentileri iç içe girmiş bir helezonik yapıya işaret eder gibi. Başlıklar altına alacak olursak, muhasebeyi meslek olarak benimseyenlerin realiteden çok uzak bir gelecek öngörmeleri, iş hacminin aynı oranda artmaması gerçeğinde düşündürücüdür.

Hal böyle iken mükelleflerin, faaliyetlerine ait bilgi, belge ve kayıt unsurlarının düzenli olmaması ve yanıltıcı belge kullanması hatta mükellefin sorumluluklarının bilincinde olmaması muhasebeyi icra eden meslek insanının özel yaşantısını ve sağlığını etkilediği malum bir vakadır.

Tüm bu olumsuzlukları sıralamaya kalkarsak, meslek kamuoyunun ne gibi güç koşullarda sorunlar ile boğuştuğuna bir nebze de olsa ışık tutmuş oluruz.

-Üzerine yığılan iş yoğunluğu ve angaryalar münasebeti ile, meslek insanı yapması gereken asıl işi olan, Mali Müşavirlik Hizmetini yapamaması

-Sayılarının çokluğu ve her türlü haksız koşullar altında Pazardan pay alamaması

-Haksız Rekabet (en önemli sebeplerden biri kanaatimce Yabancı Denetim Tekelleri)

-Mesleğe girişin ihtiyaca göre planlanmaması

-Müşterilerde kültür eksikliği-iletişim yetersizliği-sorumluluk bilinci

-Mevzuat karmaşası ile sık sık yapılan düzenlemeler

-Mesleki eğitimdeki yanlışlıklar, bilgi yetersizliği

- Beyan ve bildirimlerin basitleştirilemeyişi. (Son zamanlarda çıkarılan kanun ve kanun yerine geçen yasal yükümlülükleri formülüze ederek, mükellefi sanki tuzağa çekerek cezaya düşmelerine olanak tanınıyor. İndirim ve teşviklerde olduğu gibi.)

-Sosyalleşememe. Ki, düzen içi kalma kültürü. Bireycilik

-Mesleğe bakışta teknokratlık (yorumdan kaçınma-analiz yerine emredilen kurallar içinde kalma)

-Tahsilat sorunu

-Uzmanlaşmanın olmaması (Gündemin baş köşesinde konulardan biri ve bu Sertifikaların rantiyecilere açılan bir alan gibi algılanarak kıt-kanaat geçinen meslektaşlara dayatılması sosyal devlet anlayışına ters düşmektedir. Bu durumu en hafif hali ile odalarımızın gerekirse çok cüzi bedeller de aşması gerekir düşüncesindeyim.)

-Devlet tarafından desteklenmeme-Teşvik sorunu-Ucuz kredi vs.

-Çalıştıracak kalifiye eleman sorunu (Türmob bu aşama da stajyerlere yönelik bir çalışma yapmadığı ve-veya yapamadığı gibi, yanlış politika ile iş hacminin üzerindeki mali müşaviri eleman statüsüne sokmuştur. Gelecek kaygısını yok etmek adına, Stajyerlere belli bir limit dahilinde yardım da söz konusu olabilmeli.)

-Mali müşavir zorunluluğu her halükarda olmalı (Belli limitleri aşınca imza zorunluluğu olmaması)

-YMM‘ lere  verilen yanlış yetkiler (Beyanname imzalama vb.)

-Kurumların yönetenlerin yanlışlarına duyarsızlık (Taraftarlık refleksi)

-Müşterek-Müteselsil sorumluluk (Ekonomi kayıt dışı iken bu durum yanlış)

Meslek ile alaka içinde olan paydaşların görüşlerine baş vurulacak demogratik çalıştay ve komitelerin olması sonuç olarak muhasebe mesleğinin hak ettiği saygın konumunu kazanmasına destekleyici unsurlardır. Gerçekleştirmesi gerekenler ise aslında Birlik(Türmob) ve Muhasebe Odaları ile, Mükelleflerin bilinçlenmesini sağlayacak Sivil Toplum Kuruluşlarıdır. Yani mükellef gruplarının kendi oda ve birlikleridir.

Yukarda sayılanlar meslek mensuplarının karşılaştıkları sorunlar olmakla beraber, hedef mesleki açıdan geniş yetkilerle donatılmış, mesleğin tüm alanlarında özel ve genel raporlama hakkına sahip, uzmanlık yetisi kazanmış mali müşavirler olmak.

28.08.2018

Kaynak: www.MuhasebeTR.com