Bütçe, 2019 yılı sonunda 80 milyar 616 milyon TL açık vereceği öngörülerek bağlanmıştı. Gelin görün ki, ilk 5 ayın sonunda bütçe açığı 66.5 milyar TL olunca, seçimler de geride kalınca; iktidar, bütçe açığını kapatmanın en başta gelen yöntemlerinden olan, zam yağmurunu başlattı. Arkasından vergi artışları ve bir defaya mahsus ek vergiler de gündemde.

2019 yılı bütçe hedeflerinin sapmasının çok basit bir nedeni var: 2019 Ocak-Mayıs döneminde bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre %15, bütçe giderleri ise %28.4 oranında artıyor. Şimdi sıkı durun, “Acaba vergi gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre ne kadar arttı” diye baktığımızda; karşımıza çıkan rakam oldukça dramatik. Sadece ve sadece %4.3 oranında artabilmiş. Yani enflasyon oranının dörtte biri kadar. Bu sonuç, Türkiye'de vergi gelirlerinin reel olarak azaldığını, ekonomik krizin esnafı ve tüketiciyi inim inim inlettiği gerçeğini ortaya koymaktadır.
 

YÜZDE 50 VERGİLENDİRME FANTEZİDİR!

Geçen hafta içinde medyada; Gelir Vergisi mükelleflerinden, 700.000 TL'nin üzerinde gelir elde edenlerin, en üst vergilendirme oranının %35'ten %50'ye yükseltilerek vergilendirileceğine ilişkin vergi düzenlemesi yapılacağı ve böylece bütçe açığının azaltılacağına ilişkin haberler yer aldı. Bu haberleri okuyunca, herhalde vatandaşla eğleniyorlar düşüncesine kapıldım. Aşağıdaki rakamlarla konuyu anlattığımda, gerçekten vatandaşla eğlenilip eğlenilmediğine siz karar verin!

Gelelim acı gerçeklere; 2019 yılı bütçesinde Gelir Vergisi hedefi 171 milyar 882 milyon TL. Bu hedef çerçevesinde; hedefe 161 milyar 847 milyon lirası kaynakta kesinti suretiyle alınacak gelir vergisi (tevkifat hedefinin %69'u ücretlilerden kesilen gelir vergisidir) ve yaklaşık 4.500.000 Gelir Vergisi mükellefinden beyanname yolu ile alınacak olan 6 milyar 275 milyon ile ulaşılacaktır.

Maliye Bakanlığı'nın 4.500.000 Gelir Vergisi mükellefinden beyanname yoluyla toplamak istediği vergi; toplam Gelir Vergisi'nin %3.6 ‘sına tekabül etmektedir. Bu tablo ortada iken; en üst gelir dilimi vergi oranını %35'ten %50'ye çıkartarak, ilave Gelir Vergisi hasılatı elde edileceğini ve bütçe açığının kapatılacağını ciddi ciddi düşünen ve medyaya açıklayan bu arkadaşların, kusura bakmasınlar matematik bilimi ile uzaktan yakından ilgileri yok.

Ayrıca Gelir Vergisi ödeyen gerçek kişilerin büyük çoğunluğunun holding patronları olduğu ve holdingler tarafından kâr payı dağıtılırken %15 stopaj yapıldığı, bu temettüleri elde eden patronların, elde ettikleri temettü tutarlarının %50'sini istisna nedeniyle vergi dışı bıraktıkları ve kesilen bu stopajların, patronların ödeyeceği Gelir Vergisi'nden mahsup edilerek çok cüzi bir vergi çıktığı da önemli bir gerçektir.
 

ÇÖZÜM SERVET VERGİSİDİR

Türkiye'de bütçe açığını kapatmak için ilave vergiler alınacak ise bunun adresi tüketiciler değildir. Son 17 yılda çok ciddi bir zenginleşme yaşayan işadamlarıdır. İktidar, servet vergisini artık gündeme almak zorundadır.

Türkiye'de çok ciddi bir gelir dağılımı adaletsizliği vardır. Servet vergileri, gelir dağılımını dengeleme anlamında oldukça önemli bir işlev görecektir. Ülkemizde 383.000 kişi milli gelirden yüzde 80 pay almaktadır.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun Mart 2019 yılına ait kayıtlarını incelediğimizde; ülkemizde 192.903 milyoner olduğunu görüyoruz. Bu milyonerlerin bankalardaki mevduat tutarı 1 trilyon 205 milyar 789 milyon liradır. Milyoner başına ortalama mevduat ise 6 milyon 251 bin liradır.

Yakın tarihlerde ABD'de aralarında George Soros'un da bulunduğu 18 milyarder yeni bir“servet vergisi“ ödemek istediklerini beyan eden bir mektup yayımlayarak, 2020 başkan adaylarına bu mektupları gönderdiler. Zenginler özetle şöyle demektedir:

“Yeni vergi gelirlerinin orta veya düşük gelirli değil, mâli olarak en şanslı kesimden elde edilmesi gerektiğini savunarak, ABD'nin ahlaki, etik ve ekonomik olarak servetimizden daha fazla vergi alma zorunluluğu vardır. Servet vergisini altı kilit nedenle destekliyoruz diyerek, bu nedenleri; 1. Servet vergisi iklim krizinin çözülmesinde kullanılabilir. 2. ABD için daha hızlı ekonomik büyüme ve başarı için bir araç olacak, bu vergi refahın yayılmasına yardımcı olacaktır. 3. Bu vergiyle Amerikalılar daha sağlıklı olacaktır, en zengin Amerikalılar en fakir Amerikalılardan 15 yıl fazla yaşamaktadır. 4. Servet geliri adil olacaktır. 5. Demokrasi ve özgürlükleri güçlendirecektir, ülkemizin istikrarını bozan servet yoğunlaşmasının önüne geçilecektir. 6.Servet vergisi vatanseverliktir, bu vergiyi ödemek ülkemizi güçlendirmek için yapabileceklerimizin en azıdır.”

Bizim zenginimizin Amerikalılardan bir farkı olmadığına göre; hadi bakalım pamuk eller cebe!

Nedim TÜRKMEN | Sözcü.com.tr