İzinden döndükten sonra Yüksekova'da bölüğü önce İzmirli Asteğmen Temel beye devrettim. (Nasıl İzmirli ve nasıl da ismi Temel, hayret ediyorduk, Karadenizlilikle hiçbir ilgisi olmayan hukuk mezunu bir İzmirli idi.)

Personel şubeye bakmaya başladım.


Günlerden bir gün, ama soğuk mu soğuk bir gün, kar yine 2-2,5 metre birikmiş...

Birdenbire ben ve o güne kadar izin kullanmamış Levazım Asteğmen İsmail Sayıt'a bir ay önce izinli olarak terhis emri geldi. Saniye durmadık. Önce Van'a, sonra Tatvan'a giderek, yataklı vagondan bir yer ayırtarak İstanbul Haydarpaşa'ya doğru yola çıktık. Bir iki gün sonra İstanbul'da olduk. Birbirimizle vedalaştık.


Ben hemen Bursa'ya geldim. Bursa kışının o soğuk günleri bana hiç tesir etmiyor ve gayet rahat bir şekilde ceketle dolaşıyorum.

Bu arada iş görüşmeleri yapmaya başladım. Rahmetli annem, yeter bu hasretlik, yeter bizim diken üstünde olmamız. Artık Bursa'ya gel diyor ama, yarın öbür gün Bursa'yı beğenmezsen, biz istedik diye gelmiş olduğunu, işlerin istediğin gibi gitmediğini bize söyleyeceksen istediğin yerde çalış diyor.

İstanbul'daki tanıdıklarım iki firmada muhasebe müdürlüğü veya Devlet Planlama Teşkilatına derhal başlayabileceğimi haber veriyorlar.
 

Bursa'da çeşitli firmalarla, firmaların patronları veya müdürleri ile görüşmeye başladım. İstediğim iş pozisyonu ve ücreti tayin etmişim. İş ücrete gelince, cevher olsan seni tanımıyoruz, birkaç ay bizim verdiğimiz ücretle çalış, sonra zaten istediğin ücretin belki daha fazlasını veririz. Veya daha önce istediğin pozisyonda çalışmamışsın, o pozisyonda sana iş veremeyiz diyorlar. Kara kara düşünmeye başladım.

Babam Merinosta çalışıyordu. Merinostaki muhasebe müdürleri, genel müdür muavinleri, muhasebe şefleri hepsi beni tanıyorlar zaten. Elbirliği ile gel, sen Merinosta işe başla diyorlar. Özellikle rahmetli arkadaşım Sami Balaban, İbrahim Uzan bu konuda ısrar ediyorlar. Oradaki ücret ve iş pozisyonu benim istediğimden çok farklı ve aşağıda.

Müdür Muavini rahmetli Sait Emin Bildirener, Muhasebe Müdürü Akif Madaralı, Maliyet muhasebesi Şefi M. Seyfullah Oruç da gel burada işe başla, hakikaten düşünemediğin kadar çok şeyler öğreneceksin diyorlar.

Sonunda beni ikna ettiler. Önce personel servisinde işe başladım. 20 gün sonra da İthalat ihracat servisine geçtim. İşe başlamadan önce Sait Bildirener ayrılmayacağıma dair benden söz istedi. Ben de kendisine o orada çalıştığı müddetçe ayrılmayacağıma dair söz verdim. Sait bey, 2019 yılında vefat etmiştir. Merinos'a girdiğim andan vefat ettiği ana kadar Bursa'daki iş hayatımda, aile hayatımda daima bana bir baba gibi hareket etmiş ve örmek olmuştur. Nitekim o ayrılıncaya kadar Merinos'ta çalıştım.

Merinostaki ilk arkadaşlarımdan Nihat Ertaban ile aynı günde nişanlanmıştık, her ikimizin de nişanlandıktan sonraki ilk halini böyle resmetmiştik.

C:\Users\Cevdet Akçakoca\Pictures\2021-11-04\177.JPG

İthalat servisindeki arkadaşlar ve ziyaretçilerimizle bir resmimiz.

Kimya Mühendisi Müştak Erdoğuş, Hammadde Ambar şefi Nusret bey, Aysel Güse, Nurseren hanım, Vildan Hanım ile birlikteyiz.

C:\Users\Cevdet Akçakoca\Pictures\2021-11-04\176.JPG


Bu resimde de çalışma masam.

C:\Users\Cevdet Akçakoca\Pictures\2021-11-04\179.JPG

Bir dahaki yazılarımda uzunca bir müddet Merinos'tan, dünya yapak piyasasından, yünlü piyasasından, devletleştirilen filoş ithalatı ve Filofibra firması ile Benito Danizi'den, bahsetmek üzere.

LifeBursa | Cevdet AKÇAKOCA