GİRİŞ:

Kamu Gözetimi, Muhasebe Ve Denetim Standartları Kurumu 2/11/2011 Tarih ve 28103 numaralı Resmi Gazete ‘de yayımlanan 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe Ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bağımsız Denetimi tek elden yönetebilme yetkisiyle denetim ve gözetime başlamıştır.

Kanun ve kararname çıkarımından sonra uyumlama amacıyla rehber yayımlamak, mutlak olarak genel kabul görmüş bir uygulamadır. Zira Resmi Gazete Tarihi: 26.12.2012 Resmi Gazete Sayısı: 28509 ile Türk Ticaret Kanunu ve 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname dayanak gösterilerek yayımlanan Bağımsız Denetim Yönetmeliği sonrasında yapılacak bağımsız denetim ile alakalı, bağımsız denetim kuruluşlarının ve bağımsız denetçilerin; yetkilendirilmelerine, sicil kayıtlarının tutulmasına, yükümlülüklerine, sorumluluklarına, bunların Kurum tarafından incelenmesine ve denetlenmesine ve bunlar hakkında uygulanacak idari yaptırımlara ilişkin usul ve esasları kapsar.


BAĞIMSIZ DENETİMİ KISITLAYAN FAALİYETLER

Bu kapsam dâhilinde, bir denetim faaliyetinin üstlenilmesine ilişkin kısıtlamaları da genel olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 400’üncü maddesi ile Bağımsız Denetim Yönetmeliğinin (BDY) 26’ncı maddesinde düzenlenmiştir.

Ne yazık ki, konu ile alakalı kanun ve yönetmelik maddelerinde açıkça belirtilmesine rağmen, “özellikle bir şirketin defterlerinin tutulmasında veya finansal tablolarının düzenlenmesinde denetleme dışında faaliyette veya katkıda bulunulmuşsa o şirketin denetiminin yapılamayacağını düzenleyen mevzuat hükümlerinin uygulanmasına ilişkin tereddütlerin yaşandığı anlaşılmış olup ortaya çıkan tereddütlerin giderilmesini teminen” açıklamalar yapılmıştır.

Kamu Gözetimi Kurumu tarafından 21.Şubat.2021 tarihinde Denetim Faaliyetine İlişkin Kısıtlamalar Hakkında Duyuru ile yapılan açıklamalar, bu tereddütlere cevap niteliğinde olmuştur.

İlişkili taraf olarak kabul edilen işletmelerle yapılan işlemler hile ve yolsuzluk yapılmasına çok uygun olmaları nedeniyle bağımsız denetim açısından büyük önem taşımaktadır.

O halde konuyu gezdirmeden, TTK ’nın 400 üncü maddesinin bizlere ifade ettiği yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, bağımsız denetçileri, Denetim Faaliyetine İlişkin Kısıtlamalar Hakkında Duyuru bağımsız denetim kuruluşlarını, bunların ortaklarını, bunların ortaklarının yanında çalışanları veya anılan kişilerin mesleği birlikte yaptıkları kişi veya kişileri ifade etmektedir. Bu doğrultuda, bir şirketin defterlerinin tutulmasında veya finansal tablolarının düzenlenmesinde denetleme dışında faaliyette veya katkıda bulunan:

  • Bağımsız denetçi,
  • Bağımsız denetim kuruluşu,
  • Bunların ortakları,
  • Bunların ortaklarının yanında çalışan veya
  • Yukarıda anılan kişilerin mesleği birlikte yaptıkları kişi veya kişiler ise ilgili bağımsız denetim kuruluşunun/bağımsız denetçinin defterlerinin tutulmasında veya finansal tablolarının düzenlenmesinde denetleme dışında faaliyette veya katkıda bulunulan o şirketin ayrıca bağımsız denetimini üstlenmemesi gerekmektedir.


BAĞIMSIZ DENETİMDE SMMM VE YMM ORTAKLIĞI NİSPİ BUTLAN MI?

Oysa denetim faaliyetine ilişkin kısıtlamalar bu kadar açık ve net ortaya konulurken, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir(SMMM) ve Yeminli Mali Müşavir(YMM) ortaklığında yeni gelişmeler yaşanmıştır.

Anlatmaya çalıştığımız nispi butlan, tam da 2019 Yılında yapılan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği(TÜRMOB) Genel Kurulu ‘nda alınan kararları akla getirmiştir.

Yolunda giden veya en azından eser nitelikte kabul görmüş sözü geçen uygulama birlikteliklerinin temeline bir dinamit gibi konan bu kararlar, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından, uygulamaya sokulmadığı gibi pratikte de kimseye yararı dokunmayacak butlan hükümlere sebeptirler.

Bu vesile ile meslek yasamız olan 3568 sayılı Kanunun 45 inci maddesi meslek mensupları arasında ortaklık yapmalarına ilişkin düzenlemelere yer vermekle beraber; yine aynı şekilde konuya ilişkin detaylar Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliği ‘nin 14 üncü ve 30 uncu Maddelerinde yapılmıştır.

Ara başlık iddialı olmakla beraber, hukuk termininin önemli unsurlarından oluşu bakımından konunun uzmanlarına hadsizlik etmeden anlaşılır bir tanımlamayı vermeye çalışayım. Okuduğumuzda algı olarak ilk akla gelen bir “hükümsüzlük” ifadesidir. Yalnız burada dikkat edilecek unsur, nispi butlan diyebileceğimiz durumun, yasanın oluşabilmesi bakımından var olan eksiklikleri değildir. Bu unsur tam ve kanuna uygundur. Eksik olan ve içeriğinde, diğer noksan hallerin olma durumudur.

Tam ifadeyle, Kanun doğmuş ve yürürlüktedir aslında; fakat sakatlık hali mevcuttur.

Bir tarafta bağımsız denetimi zapturapt altına alabilmek adına var olan yasal normlar, diğer tarafta ise yine aynı disiplinin temel noktasındaki mali müşavir kavramının, değişim ve dönüşümlere işaret edilen yapılanma gayretlerinin birbiri ile çelişmeleri, denetimin geleceğini zora sokarak, başka birçok sorunları beraberinde getirmektedir. Şimdiye kadar ne yazık ki, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK-Kurum) ehemmiyetle yürütemediği kanuni sorumluluklarını, kervan yolda düzelir anlayışında ele almış olduğundan, denetimin şimdiki zaman diliminde sıkıntılara sebebiyet vererek, cezalı uygulamaların artmasına neden olmuştur. Konuyu basit anlamda bir örneklem ile meslek insanlarının inisiyatifine bırakmak istiyorum.

Elbette sözü edilen ortaklık yapılanmasının rahat, açık ve net anlaşılır olabilmesi için öncelikle bir senaryoya ihtiyacımız var: Senaryo gereği bir denetim kuruluşu ve bu denetim kuruluşunda yer alan ortakların SMMM ve YMM meslek mensuplarından oluştuğunu tahayyül edelim. Diğer taraftan yine senaryomuz gereği, bağımsız denetime tabi bir sermaye şirketimiz var. Fakat bu şirketin muhasebesini denetim kuruluşu ortaklarından olan bir SMMM tutuyor olsun!

Sorgulamanız neticesinde, aklınıza gelecek üst üste olumsuzlukları sıralayın. Kısaca bağımsız denetime tabi o şirket, denetim kuruluşu tarafından denetlenemez; başka bir muvazaalı oluşuma terk edilecek! O kadar.

Pratikte madem SMMM ‘nin defterini tuttuğu bağımsız denetime tabi firmanın denetimi, yine ortağı olduğu denetim kuruluşunca yapılamayacağından, bu defa da karşımıza “muvazaa” konusu çıkmakta olup, görmezden gelinen bu gerçeği de bilahare tartışma konusu etmek üzere askıya aldığımı beyan ve ifade ediyorum.

Dolayısıyla burada doğru yürümeyen, Denetim Üstlenen Bağımsız Denetçi SMMM veya SMMM ortaklı Bağımsız Denetim Kuruluşları, 7 yıldır bağımsız denetim yapmış ve raporlarını 10 uncu kuruluş yıldönümünü kutlayan KGK ‘na vermişlerdir. Bu raporların hatalı olduğu gerçeği bir defa daha yazının giriş bölümünde ifade edilen Denetim Faaliyetine İlişkin Kısıtlamalar Hakkında Duyuru ile tescillenmiştir. Sorunlu olarak kabul edilen bu raporların sorumlusu sadece, Denetim Üstlenen Bağımsız Denetçi veya Bağımsız Denetim Kuruluşları değildir kanaatindeyiz.

Şöyle ki, tüm bu zamana kadar yazılan raporlar Kurum tarafından usul ve veya esas yönünden incelenerek gerekli uyarılar yapıldı ise diyecek hiçbir lafımız yok. Olamazda.

Şimdiye kadar konunun üzerine makul sayılabilecek bir biçimde gittiği eleştiri konusu olan bu durumdan Kurum, artık sicilin tutulduğu ve denetimin merkezi olması hasebiyle birtakım sorumlulukları da paylaşmalıdır. Ki bu zamanla Anayasamız gereği rücu etme hakkının da kullanılmasına kadar gidecektir.(Anayasa-129. Md.)

Çok Önemli Not: SMMM defterini tuttuğu şirketin Bağımsız Denetiminde olmayabilir ve fakat ortağı olduğu Denetim Kuruluşu ‘nun yapılması gereken denetimi yapabilmesinin yolu açılmalıdır. Kendi kendilerine bile isteye zarardan başka bir şey ifade etmemektedir. Bilinmesinde fayda var. 14.09.2021

Saygılarımla.

Selahattin İPEK
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir / Bağımsız Denetçi

[email protected]

Kaynak: www.bdTurkey.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

Tam Ekran Görüntülemek İçin Tıklayın...