2021 bütün dünyada koronavirüs salgınının gölgesinde geçen bir yıl oldu. 2020 yılının başında pandemiye dönüşen salgın, toplumsal hayatın bütün noktalarını etkiledi. Çalışma hayatı da bu süreçte pek çok değişim ve dönüşüm yaşadı. 2022 yılında da benzer süreçleri yaşamaya devam edeceğimiz görülüyor. Yılın bu son gününde geçtiğimiz yılın bir muhasebesini yapmak ve önümüzdeki yılla ilgili bazı öngörülerde bulunmak istedim.

Salgını kısa çalışmayla geçtik

2021 yılına dönüp bir baktığımızda en çok üzerinde durduğumuz konunun kısa çalışma uygulaması olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yıl salgın nedeniyle kapanma tedbirlerinin uygulandığı ve kontrollü normalleşme süreçlerinde pek çok işyerinde kısa çalışmaya gidilmesi ve işçilerin kısa çalışma ödeneği alması söz konusu oldu. Kısa çalışma bu anlamda salgının ekonomik etkilerinin azaltılmasında en etkin rolü oynadı. Diğer yandan kısa çalışmanın finansal altyapısını sağlayan işsizlik sigortası fonunun da önemi açıkça ortaya çıkmış oldu. Yıllardır fonun büyüklüğü ve ekonomik işleyişi tartışılırdı. Salgın süresince fonun bu anlamda finansal yönetiminin ne kadar önemli olduğu da görüldü.
 

Uzaktan çalışma yeni normal oldu

Salgın özellikle ülkemizde uzaktan çalışma konusunda çok hızlı bir gelişim yaşanmasına neden oldu. Neredeyse çalışanların yarısından fazlası uzaktan çalışmayı salgın süresince deneyimledi. Diğer yandan uzaktan çalışma yönetmeliğinin de bu süreçte yayımlanması ile hukuki çerçeve de tamamlanmış oldu. Koronavirüs salgını uzaktan çalışma konusunda bütün dünyayı neredeyse bir laboratuvara dönüştürdü. Bu konuda salgın öncesinde yürütülen akademik çalışmalar için uzaktan çalışan kişi sayısının azlığı nedeniyle uzaktan çalışanlara erişim sorunu yaşanırken salgın bütün çalışanların uzaktan çalışmayı deneyimlemesini sağladığı için 2022 yılında bu konuda pek çok akademik çalışmanın sonuçlarını göreceğimizi tahmin ediyorum. Uzaktan çalışmanın verimlilik ve maliyetler üzerine etkileri konusunda ilk işaretler olumlu. Diğer yandan uzaktan çalışanların 'ulaşılamama hakkı', uzayan ve karmaşıklaşan çalışma süreleri gibi konularda bazı ek korumalara ihtiyacı olduğu gözlemlendi. 2022 yılında bu konuda yeni gelişmeler yaşanabilir.

Sosyal diyalog genişledi

2021 yılı çalışma hayatı açısından çok önemli bir yıldı. İlk olarak kamu toplu iş sözleşmelerinin imzalanma yılı olması nedeniyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın mesaisin önemli bir bölümü bu görüşmelere harcandı. Ağustos ayında başlayan görüşmeler etkin bir sosyal diyalog mekanizması ile hızlı ve verimli bir şekilde sonuçlandı. Bu sayede kamudaki işçilerin taban ücretleri 4.100 TL'ye yükseltildi. Türk - İş ve Hak - İş'in katılımıyla etkin bir sosyal diyalog mekanizması işletilerek sonuçlandırılan süreç kamu işçileri için önemli kazanımlar elde edilmesi sonucunu doğurdu.

Toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde büyük zam

Ağustos ayında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın mesaisi kamu işçileri toplu sözleşme süreci ile sona ermedi. 6. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmeleri de ağustos ayı içerisinde yine geniş bir sosyal diyalog anlayışıyla yürütüldü ve sonuçlandı. Toplu Sözleşme Görüşmeleri sonucunda 2022’nin ilk altı ayı yüzde 5, ikinci altı ayı yüzde 7, 2023’ün ilk altı ayı yüzde 8, ikinci altı ayı yüzde 6 ve enflasyon farklarından oluşan zam yapılması kararlaştırıldı. Anlaşmaya göre; en düşük devlet memuru maaşının 2 yıllık toplam artış oranı yüzde 31, 2 yıllık toplam artış miktarı ise 1.352 TL oldu. En düşük devlet memuru maaşı 4 bin 348 TL’den 5 bin 700 TL’ye yükseldi. Bunun yanında 3.600 ek gösterge konusu da toplu sözleşme görüşmelerinde mutabakata varılan bir konu oldu ve bu konuda Meclis’e sunulmak üzere kanun tasarısı hazırlanması kararlaştırıldı.


Asgari ücrette devrim

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın her yıl aralık ayında başlayan asgari ücret mesaisi ise bu yıl hem erken başlayan, hem de hızlı yürütülen bir süreç sonunda tamamlandı. 2022 yılında asgari ücretin net 4.253 TL olarak belirlenmesi ve bütün ücretliler için asgari ücretin net tutarı kadar gelir vergisi, brüt tutarı kadar damga vergisi istisnası tanımlanması ile ücretliler için büyük kazanımlar elde edilmesi söz konusu oldu. Diğer yandan işçi ve işveren kesimlerinin mutabakatıyla sonuçlanan süreç ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bütün kesimlerin görüşlerini ve katkılarını alarak süreci tamamlaması alkış kazandı. Özellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat Bilgin’in işçi, işveren ve memur konfederasyonlarının tamamını sürece dahil eden ve uzlaşma ortamlarını yaratan tavrı, bakanlığın 2021 yılındaki başarısının arkasında yatan en önemli neden oldu. Diğer yandan Cumhurbaşkanımızın özellikle asgari ücret zam oranı belirlenirken sürece katkıları ile birlikte asgari ücretin ücretlilerin refahını koruyucu bir düzeyden belirlenmesini sağladı. 2022 yılının koronavirüs salgınının etkilerinin hafiflediği ve ortadan kalktığı, büyüme ve istihdamın sağlandığı, ücretlilerin satın alma güçlerinin korunduğu bir yıl olması dileğiyle.

Milliyet | Cem KILIÇ