Covid-19 süreci, 2020 yılında birçok alışkanlığı değiştirdi. Artık daha yoğun ofis çalışmaları, yerini önemli ölçüde internet üzerinden yapılan konferans sistemlerine bıraktı. Birçok işletme kadrosunu dönüşümlü ofise getirip, bir bölümünü evden çalışma sistemine geçirmek durumunda kaldı. Sokağa çıkma yasakları hayatımızın bir parçası oldu. Hafta sonları eskiden olduğu gibi sokaklarda değil, herkes evinde kalmak ve evinde vakit geçirmeye alışmak durumunda kaldı. Bu süreç ekonomik ve sosyal hayatı o derece etkiledi ki, adeta yeni yaşam alışkanlıkları oluşmaya başladı. Kısaca, Covid-19 sürecinin getirdiği zaruretler, öteden beri anlaşılan veya klasik bilgimizle ulaştığımız doğrularla ölçülebilir veya değerlendirilebilir olmaktan da çıktı.
 

TAMAMEN FAALİYETİNİ DURDURAN İŞLETMELER

Özellikle bu süreçte belli dönemler itibarıyla tamamen kapanmak durumunda olan işletmeler oldu. Tamamen veya kısmen kapanmak durumunda kalan bu tür işletmeler bakımından mülk sahibinin kira almadan veya eksik kira alarak idare ettiği aylar söz konusu oldu. Hal böyle olunca da, Gelir Vergisi Kanunu 73. maddedeki emsal kira bedeli uygulaması akla gelmek durumunda kaldı. Vergilemede gerçek durum esastır, şeklinde temel bir prensip vardır. Bu temel prensip ana omurgada olmak üzere, vergi kaçırma amacıyla idareyi yanıltmanın önüne geçilmesi amacıyla da bir takım otokontrol müesseseleri konuldu. Emsal kira bedeli uygulaması da bu amaçla getirilmiş bir müessesedir. Normal şartlarda, günümüz gerçek hayat uygulamasında emsal kira bedelinin geçerli olduğu durumlar azalıyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Covid-19 süreci, gerek işyeri gerekse konut mülk sahipleri bakımından bazı aylar kira alınmayan durumları ortaya çıkardı. 
 

KANUNDA EMSAL KİRA BEDELİ UYGULAMASI

Emsal kira bedeli Gelir Vergisi Kanunu’nda özetle şöyle tanımlanmıştır: Konut ya da işyeri bir gayrimenkulün bir yıllık kira bedeli o gayrimenkulün vergi değerinin yüzde 5’inden az olamaz. 

Hal böyle olunca normal şartlarda hiç bu ölçüye takılmayacak mülk sahipleri bakımından Covid-19 sürecinde kira uygulanmayan veya kısmi kira uygulanan aylar dikkate alındığında istisnai de olsa yıllık toplam kira gelirinin gayrimenkulün vergi değerinin yüzde 5’inin altında olduğu durumlar söz konusu olabilecek. Doğal olarak burada emsal kira bedelinin uygulanmasının getiriliş amacına uygun bir durum söz konusu değildir. Ortada olağanüstü şartların getirdiği bir nedenle kısmen veya tamamen kira alınmayan aylar söz konusudur. Bu olaya bakarken yapılması gereken kira alınmayan veya kısmi kira alınan ayların hesaplamaya dahil edilmemesidir. 
 

YAPILMASI GEREKEN

Normalde kira alınan aylardaki kira tutarı itibari ile normal kira alınsaydı emsal kira bedeli uygulamasına takılmayacak olan durumlarda kesinlikle emsal kira bedeli uygulamasının yapılmaması gerekir. Aksi uygulama, emsal kira bedeli uygulamasının kanundaki getiriliş amacının ötesinde bir yerlere zorlanmak anlamına gelir. Olağanüstü durumlarda toplumdaki sosyal dayanışma özelliğinin vergi yoluyla cezalandırılması gibi bir sonuç, ne kanun koyucunun ne de vergi idaresinin amacı değildir. Ortada olağanüstü şartlar söz konusudur. 

Bütün inanç ve temenni, bu durumun geçici olduğu ve kısa sürede sona ereceğidir. Hal böyle olunca da, toplumsal dayanışma gereği kira alınmayan aylar nedeniyle emsal kira bedelinin altında kalıyor diye yıllık kira tutarı baz alınarak bir uygulama yapılmasının mümkün olmaması gerekir. 

Sonuç olarak, içerisinden geçmekte olduğumuz Covid-19 sürecinde toplumsal dayanışmanın vergilenme yoluyla cezalandırılması gibi bir sonuca neden olabilecek emsal kira bedeli uygulamasının, yukarıda ayrıntılı açıkladığımız durumlar çerçevesinde bir nevi yasadaki mücbir sebep halleri gibi değerlendirilerek 2020 yılı için uygulanmaması gerekir.