Bilindiği üzere; ülkemizde hem vergi dairelerine hem de sosyal güvenlik kurumlarına borcu olan milyonlarca mükellef vardır. Devlete borcu olan vatandaşlar ekim ayında yeni bir yapılandırma yasası beklerken, Yeni Ekonomik Programı'nın açıklandığı ekim ayının başında 3 yıl boyunca yapılandırma olmayacağını öğrendiler, aynı gün 2 milyon 600 bin vergi borçlusu ve 800 bin SGK borçlusunun banka hesaplarına elektronik haciz uygulaması yapıldı.

Vergi idaresi, temmuz ayından bu yana borçlu mükellefler ile ilgili çok ciddi tahsilat çalışmaları yürütmekte idi. Ekim ayı başında toplu uygulanan elektronik haciz uygulaması ile beraber tahsilat çalışmaları zirve yaptı.

Bugün sizlere, toplu elektronik haciz uygulamasının yapıldığı ekim ayında eylül ayına göre tahsilat/tahakkuk oranının artıp artmadığını, bir tablo marifetiyle göstermeye çalışacağım.

Yukarıdaki tablo incelendiğinde; vergi gelirleri tahsilat/tahakkuk oranının bir önceki aya göre yüzde 2.1 arttığını görüyoruz. Tahsilat/tahakkuk oranı, Kurumlar Vergisi hariç diğer bütün vergilerde cüz'i miktarlarda artış göstermiştir.

Maliye Bakanlığı, ekim ayında yaptığı toplu elektronik haciz uygulamasını yeterli görmeyip, geçen hafta içinde de 1.5 milyon borçluya daha elektronik haciz uygulaması yapmıştır. Yeni elektronik haciz dalgasının sonuçlarını da, önümüzdeki ay açıklanacak bütçe sonuçlarında göreceğiz.

Tahsilat/tahakkuk oranlarında yaşanan çok hafif kıpırdanma, Maliye Bakanlığı'nın “vergi mükelleflerinin parası olduğu halde, vergi borcunu ödemiyor” düşüncesini doğrulamadığını, aksine benim her zaman söylediğim; basiretli bir tüccarın banka faizinin yüzde 14 olduğu bir yerde, devlete yıllık yüzde 24 ile borçlu kalmayacağı yönündeki düşüncemi doğrulamıştır.

Ekonomi düzelmeden vergi ve sosyal sigorta primlerinin tahsilatında, top atsanız ancak bu kadar tahsilat yapılabileceğini görmek gerekir. Elektronik haciz uygulamasını, mali terör silahı gibi kullanmamak gerekir.

Ülkede üretim olur, mükellefler para kazanır ve borçlarını öder. Ödeme niyetleri olmasa, zaten hiç tahakkuk ettirmezler. Ödeme niyetleri var, tahakkuk ettirmişler ancak ekonomik kriz nedeniyle nakit akışları bozulmuş ve ödemelerini yapamıyorlar. En ufak bir zorlukta “aynı gemideyiz” türküsünü söyleyip, iş tahsilata gelince farklı davranmak doğru değildir. Ekonomi canlanırsa, her şey yoluna girer. Nerede hareket, orada bereket…

SÖZCÜ | Nedim TÜRKMEN