Tak tak tak diye kapı çalıyor. Kapıyı açmamla karşıma kim çıksın: “Enflasyon Muhasebesi -UMS 29”. Kapıda durmuş, bir yandan “...Bu kadar yürekten çağırma beni. Bir gece ansızın gelebilirim...” şarkısını söylüyor, diğer yandan kendini içeriye buyur etmemi bekliyor. “Yok kardeşim, almayayım, başka kapıya.” diyecek oluyorum ama nafile...” Niye şaşırdın ki, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na (UFRS) finansal tablo hazırlayan şirketler yakında finansal tablolarında enflasyon muhasebesi uygulayacaklar. Ben de geldim işte.” diyor.

“Gelişiniz biraz ani olmadı mı?” diye soruyorum.

“Şubat ayında üç yıllık kümüle TÜFE’nin %100.6 olduğu duydum. Bir baktım Amerika’da Kabul Görmüş Muhasebe Prensiplerine (US GAAP) göre raporlama yapan şirketler enflasyon muhasebesine geçiyor. Ben de yavaş yavaş gelmek üzere valizimi topladım. Mart TÜFE sonuçları da yüksek çıkınca Türkiye’ye geleyim dedim.

Normal şartlarda size “Hoşgeldiniz!” demek isterdim ama ne yalan söyleyeyim hiç gelmesiniz de olurdu. Madem geldiniz, madem UFRS yapan şirketler UMS29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama Standardını uygulayacak, o zaman biraz kendinizden bahsedin de aramızdaki buzlar erisin.


Yüksek enflasyonlu ekonominin finansal etkileri

“Yüksek enflasyonlu ekonomi demek, mali tablolardaki rakamların raporlama tarihindeki satın alma gücünü göstermemesi demektir. Bu nedenle finansal tablolar endekslenerek bugünkü /raporlama tarihindeki değerlerine getirilir. Yüksek enflasyonlu bir ortamda parasal varlıklarınız (monetary assets) satın alma gücünü kaybedecek ve size parasal kayıp (monetary loss) yaratacaktır. Örneğin Ocak ayında bir damacana suyu 19TL’ye alırken, Nisan ayında suyun fiyatı 25 TL’ye çıktığı için elinizdeki 19TL ile suyun ancak dörtte üçünü alabilirsiniz. Diğer taraftan, parasal yükümlülükleriniz (monetary liabilities) ise size parasal kazanç (monetary gain) sağlayacaktır. Niye mi? Yüksek enflasyonlu ekonomide paranın alım gücü düştüğü için borçlu olan bu işten kazanır, alacaklı olan ise kaybeder.

Şirketler enflasyona göre düzeltilmiş finansal tablolarını hazırladıklarında net parasal pozisyonlarına (net monetary position - parasal varlıklar eksi parasal yükümlülükler) göre enflasyondan kazançlı veya zararlı çıkacaklardır. Net parasal pozisyonu varlık olan şirketlerde enflasyondan dolayı kayıplar/enflasyon zararları, net parasal pozisyonu yükümlülük olan şirketlerde ise kazanç/enflasyon karı göreceğiz.

Yeri gelmişken söylemeden olmaz; finansal tablolarda enflasyonun etkisini göreceğiniz parasal kayıp/kazançlar gelir tablosunda yer alır.

Parasal kalemler nedir sorarsanız, elde tutulan para ile para olarak alınacak veya ödenecek kalemlerdir. Kasa, banka mevduatları, ticari alacaklar, ticari borçlar, krediler, yükümlülükler.

Bilançodaki bu kalemler hali hazırda raporlama dönemi sonundaki cari ölçüm birimine göre ifade edildiklerinden düzeltilmezler. “


Enflasyon düzeltmesi nasıl yapılır?

Sayın UMS 29, bu düzeltme nedir, ben tam anlayamadım?

Finansal tablolarda tarihi maliyet veya cari maliyetten duran kalemlerin cari ölçüm birimine yani raporlama tarihindeki satın alma gücüne getirilmesi gerekir. Cari satın alma gücünü getirmek üzere ilgili kalemler genel fiyat endeksi ile çarpılır. Standarda göre bu endeks satın alma gücünü gösteren endeks olmalıdır. Dolayısıyla beklentim “TÜFE” olacağı yönünde. Ancak biliyorsunuz, Vergi Usul Kanuna göre yapılacak enflasyon muhasebesi uygulamasında Yİ-ÜFE kullanılacak.”.


Hangi rakamlar değişecek?

UMS 29, siz şimdi bana “Al finansal tabloları TÜFE’den bulduğun katsayısıyla çarp mı diyorsunuz?”

“Biraz önce bahsetmiş olduğum parasal kalemler (kasa, bankadaki mevduat vb.) zaten raporlama tarihindeki satın alma gücünü gösterdikleri için düzeltilmezler. Endekse bağlı tahviller ve krediler gibi çeşitli anlaşmalarla fiyat değişikliklerine bağlanmış olan aktif ve pasifler, raporlama dönemi sonundaki değerlerine getirilmelerini sağlamak amacıyla anlaşma şartları çerçevesinde düzeltilir.

Maliyet değerinden taşınan parasal olmayan kalemler (non-monetary items) kayıtlara giriş tarihinden başlamak üzere endekslemeye tabi tutulur. Siz sormadan ben hangi bilanço kalemleri olabileceğine örnek vereyim: Stoklar, sabit kıymetler, şerefiye, maddi olmayan duran varlıklar, kullanım hakkı varlıkları gibi.

Endeksleme bununla bitmiyor. Bilançonun birikmiş kar-zarar ve yeniden değerleme fonu hariç olmak üzere sermaye gibi özkaynak kalemleri de endekslemeye tabi tutulacaktır. İlk uygulamada yapmış olduğunuz bu endeksleme çalışması sonucu ortaya çıkan yeni bilançonuzda yepyeni bir birikmiş kar-zarar rakamı bulacaksınız. Artık eskiden 10.000TL olan birikmiş karınız zarara mı döner yoksa artar mı onu göreceğiz. Hazır yeri gelmişken kar-zarar tablosunu da, diğer kapsamlı kar-zarar tablosunu da, nakit akışı, dipnotları, hatta karşılaştırmalı geçmiş dönemin finansal tablolarını da endeksleyeceğinizi unutmayın.”

Anlaşılan epey işimiz varmış. Kolları sıvayalım o zaman.

PWC | Aslı GEDİK