Bilgi teknolojilerindeki baş döndürücü gelişmeler hemen hemen bütün üretim ve ticaret dalları üzerinde yeni yöntem ve olanakların ortaya çıkmasına önayak olmuştur. İnternetin günlük hayatımızın bir parçası olmasıyla beraber e-ticaret ve bunun bir parçası olarak akıllı telefonların gelişimi ve kullanımının yaygınlaşması sonucunda ortaya çıkan m-ticaret sektörü her geçen yıl toplam ticaret içerisindeki payını büyüten, stratejik bir sektöre dönüşen bir konuma yükselmiştir.

Ülkemizdeki duruma bakacak olursak, TÜBİSAD’ın E-Ticaret Etki Analizi 2020 Raporu’na göre; Türkiye’de e-ticaret harcamaları 2020 yılında 226 milyar TL olmuştur. Bu rakam önceki yıla kıyasla yüzde 45 gibi bir yıllık büyümeyi ifade etmektedir. Ülke ekonomisi bu yılda reel olarak sadece yüzde 1,8 büyüdüğü dikkate alınırsa büyüme hızının etkileyici olduğu ortadadır. Kuşku yok ki e-ticaretteki hızlı büyümede COVID-19 pandemisinin de önemli bir katkısı bulunmaktadır. Gelişim sürecinin başında olduğumuz dikkate alındığında, yükseliş trendinin pandemi etkisinin ortadan kalkmasından sonra da önümüzdeki yıllarda da devam edeceği çok net olarak öngörülebilmektedir.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de e-ticaret, m-ticaret sürekli artış göstermesi ticareti düzenleyen hukuki altyapının bu yeni ticaret şekillerine göre düzenlenmesini zorunlu kılmaktadır. Bu yazımızda e-ticaret veya m-ticarete konu eşyanın ihracat işlemlerinin günün koşullarına uygun ve rekabetçi bir ortamda gerçekleştirilebilmesine ilişkin mevzuat düzenlemeleri ile ilgili hususlar tartışılacaktır.

İhracat Yönetmeliği’ndeki ihracatçı tanımı değişmelidir.

06.06.2006 tarihli Resmî Gazete‘de yayımlanan İhracat Yönetmeliği’nde ihracatçı: İhraç edeceği mala göre ilgili İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğine üye olan, vergi numarasına sahip gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişilik statüsüne sahip olmamakla birlikte yürürlükteki mevzuat hükümlerine istinaden hukuki tasarruf yapma yetkisi tanınan ortaklıkları” şeklinde tanımlanmıştır.

2006 yılında o dönemin ihtiyaçlarına göre düzenlenen mer’i mevzuatımızla bugünün e-ticaret ve m-ticaret kapsamında yapılacak ihracat işlemlerinde sıkıntılarla karşılaşıldığından firmalar yapacakları ihracata uygun olan ihracat şekline göre ihracat yapamadıklarından kendilerine çok da uygun olmayan alternatif modellere yönelmekte, bu nedenle ihracat potansiyelinin tümüyle değerlendirilememesi gibi bir sonuç doğmaktadır.

Örneğin özellikle 3. Partilerin ürünlerini, yani kendi mülkiyetinde olmayan malların satışını gerçekleştiren e-ticaret platformlarının İhracat Yönetmeliği’ndeki “ihracatçı” tanımı kapsamında olmamaları nedeniyle gümrük idarelerinde beyan, doküman sıkıntıları yaşamaları kaçınılmaz olacaktır.

Avrupa Birliği bu engeli, Avrupa Parlamentosu’nun Birlik Gümrük Kodunda Avrupa Komisyonu’nu yetkilendirmesi çerçevesinde Komisyonca yayımlanan Birlik Gümrük Koduna ilişkin “ (UCC Delegated act) 19'uncu maddesinde aşağıda yer alan düzenleme ile çözmüştür:

“İhracatçı;

a) Şahsi valizi içinde taşıyor olması durumunda, Birliğin gümrük bölgesine çıkarılacak malları, taşıyan kişi,

(b) (a) bendinin uygulanamadığı diğer hallerde:

(i) Birliğin gümrük bölgesinde yerleşik, eşyanın gümrük bölgesinin dışına çıkarılmasına karar verme yetkisine sahip olan ve bu yönde karar vermiş bulunan kişi

(ii) (i) bendi dışında kalan durumlarda, Birliğin gümrük bölgesinde yerleşik olup, eşyanın gümrük bölgesi dışına gönderilmesine dayanak teşkil eden sözleşmenin tarafı olan kişi,”

.. Şeklinde tanımlanmıştır.

Türk mevzuatında da ihracat Yönetmeliğindeki ihracatçı tanımının günün ihtiyaçlarına uygun şekilde AB mevzuatında olduğu gibi yeniden tanımlanması gerekli görülmektedir.

İhracat Yönetmeliğinde yer alan konsinye ihracatın günün şartlarına uygun hale getirilmesi

2006 yılında düzenlenen İhracat Yönetmeliği’ndeki konsinye ihracat yapmak için aşağıdaki prosedür uygulanmak zorundadır.

İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğine müracaat

  • İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğince konsinye ihracat olarak onaylanmış gümrük beyannamelerinin otuz gün içinde gümrük idarelerine sunulması,
  • Konsinye olarak gönderilen malların kesin satışının yapılmasından sonraki otuz gün içinde durumu, ihracatçı firmalar tarafından düzenlenmiş kesin satış faturası veya örneği ve gerekli diğer belgeler ile birlikte izni veren İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliğine bildirilmesi,
  • İhraç tarihinden itibaren bir yıl içinde kesin satışının yapılması.

Bu ihracat şeklinde baktığımızda e-ihracat/m-ihracat yapacak firmaların yurtdışında pazaryerlerinde perakende satmak için konsinye olarak götürmek istedikleri eşyayı önce ihraç etmek için ihracatçı birliğine kayıt ettirmeleri sonra gümrük idaresine gidip geçici çıkış işlemlerini yapmaları, sattıkları eşyayı kati ihracata çevirmek için de yine önce ihracatçı birliğine bildirmeleri ve akabinde ihracat işleminin yapıldığı gümrük idarelerine giderek geçici ihracatı kesin ihracata çevirmeleri gerekmektedir. Yönetmelikten kaynaklanan bu bürokratik formaliteler firmalar için sürekli takip ve ekstra işlemler yaratmaktadır.

Günümüzde uluslararası ticaret şekillerinin farklılaşması, e-ticaretin devasa bir gelişim göstermesi ve ihracatın artması yönünde çok fayda sağlayacağı hususları göz önünde tutularak İhracat Yönetmeliğinde yer alan konsinye ihracat düzenlemesinin yeniden ele alınması, en azından e-ticaret, m-ticaret yapan firmalara özgü basitleştirilmiş özel bir düzenleme yapılmasının elzem , elzem olduğu kadar da acil olduğu düşünülmektedir.

KDV Kanunu’nun 12. Maddesinde yer alan “yetkili antrepo” hükmü uygulamaya konulmalıdır.

24.4.2003 tarihli Resmî Gazete ’de yayımlanan 4842 sayılı Kanun’un 11. Maddesi ile Katma Değer Vergisi Kanunu’nun İhracat teslimi ve yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler başlıklı 12. Maddesinde yapılan değişiklik ile yetkili gümrük antreposuna tevdi edilen mallar ihracat teslimi olarak sayılmıştır.

Kanun’un ilgili maddesinin devamında, Yetkili gümrük antrepoları ile buralarda düzenlenmesi zorunlu belgeleri belirlemeye, konulacak malın cinsi ve miktarı ile bunların antrepoda bekleme sürelerine ilişkin olarak sınırlama getirmeye, Gümrük Müsteşarlığının görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığı yetkili görülmüştür.

Kanun maddesinin değişikliğinden bugüne kadar 18 sene geçtiği halde söz konusu maddedeki düzenlemeye işlerlik kazandırılamamıştır. Ancak kanaatimizce artık bu maddenin en azından e-ticaret, m-ticaret işlemleri için uygulanmasının zamanı geldiği düşünülmektedir. Özellikle günümüzde teknolojinin gelişmesi sayesinde firmaların kayıt sistemlerinin de çok gelişmiş olması, resmi otoritelerin istenildiği takdirde bu kayıtlardan firmaların muhasebe, finans dahil bütün işlemlerine erişebildikleri göz önüne alındığında ihracat işlemlerinde yetkili antrepo kullanımının başlamasında idarelerin de ihracatının önünün açılması amacıyla istekli olmaları beklenmektedir.

PWC | Şüheda Barlas