İşçi, işveren örgütleri ve hükümetlerin temsil edildiği Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Genel Kurulu, Haziran 2019’da 190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’ni (C190) kabul etti. Sözleşme, şu ana kadar Uruguay, Fiji, Arjantin, Somali, Yunanistan, İtalya, Mauritius, Namibya, Ekvador, Güney Afrika ile İngiltere tarafından onaylandı.

Henüz onaylamamış olan birçok ülke ise sözleşmenin kabulünün ardından işyerinde şiddet ve taciz konusunda önemli adımlar attılar. İrlanda, Japonya, Meksika, Kanada, Peru, Romanya, ABD ve Porto Riko çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesi için yasal düzenlemeler gerçekleştirdi. Türkiye’de ise başta metal işkolu olmak üzere sendikalı işyerlerinde toplu iş sözleşmelerine 190 Sayılı ILO Sözleşmesi hükümleri konulmaya başlandı.

Sözleşme, şiddet ve tacizi “fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik zararı amaçlayan, bu durumlarla sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel olan, bir defaya özgü veya tekrarlanan, bir dizi kabul edilemez davranış ve uygulamalar ya da bunlarla ilgili tehditler” olarak tanımlıyor. Çalışma yaşamında tüm iş, sektör ve mesleklerde karşılaşılan şiddet ve taciz olaylarını bir insan hakkı sorunu olarak ele alıyor.

Dünyada ve Türkiye’de şiddet ve tacize en çok maruz kalanlar kadınlar olmakla birlikte, sözleşme çalışma yaşamında şiddet ve tacizin her türlüsüne yönelik uluslararası bir uygulama birliğinin sağlanmasını, tüm çalışanların korunmasını amaçlıyor. Kayıtlı ve kayıt dışı, özel veya kamuya ait tüm sektörlerde, kentsel ve kırsal alanlardaki kişilerin istihdam statülerine bakılmaksızın çalışma yaşamındaki şiddet ve tacize karşı geniş kapsamlı düzenlemeler içeriyor.

FABRİKA VEYA OFİS İLE SINIRLI DEĞİL
Sözleşme fiziki işyeriyle sınırlı kalmaksızın tüm çalışma yaşamını kapsayan tedbirler alınmasını öngörüyor. İşyerlerinin özel veya kamusal alanlarında, çalışanların ücretlerinin ödendiği yerlerde, dinlenme alanlarında, yemekhanelerde, yıkanma ve giyinme alanları ile tuvaletlerde, işle ilgili seyahatlerde, gezilerde, eğitimlerde, etkinlik ve sosyal faaliyetlerde, bilgi iletişim teknolojileri tarafından sağlananlar da dahil olmak üzere işle ilgili tüm haberleşme kanalları aracılığıyla, işverence sağlanan konaklama yerlerinde ve işe gidiş geliş sırasında yaşanan tüm şiddet ve taciz hallerine karşı önlem alınmasını amaçlıyor.

TÜRKİYE SIFIRDAN BAŞLAMAYACAK
ILO Ankara Ofisi, Türkiye’de işyerinde şiddet ve cinsel tacize yönelik halihazırda yürürlükte olan ulusal mevzuata dikkat çekti. Türk Ceza Kanunu, Türk Borçlar Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu, İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda bu konuda çeşitli düzenlemeler bulunuyor. Ancak, bu düzenlemeler daha çok İş Kanunu kapsamında çalışanlara yönelik hükümler içeriyor. Kamu çalışanları ile kendi ad ve hesabına çalışan serbest meslek sahiplerine ilişkin bir düzenleme bulunmuyor. Türkiye 190 Sayılı Sözleşme’yi onaylarsa mevcut yasal düzenlemelerin geliştirilmesi, iyileştirilmesi ve tüm çalışanları kapsayacak şekilde genişletilmesi gerekecek.

TÜRKİYE İÇİN NEDEN ÖNEMLİ?
Sözleşmenin onaylanması ve ardından çıkartılacak yasal düzenlemeler çalışma yaşamında ve hayatın her alanında artan cinsiyet temelli şiddet ve tacizin önlenmesine, kadınlar için insanca çalışma koşullarının oluşmasına ve kadın istihdamının artmasına katkı sağlayacak. Kamuda ve özel sektörde tüm çalışanlar güvenli ortamda çalışma güvencesine kavuşacak.

Türkiye son yıllarda çok büyük göç aldı. Milyonlarca göçmen kayıtlı ya da kayıt dışı olarak çalışıyor. Bu kişilerin insana yakışır koşullarda, şiddet ve tacize maruz kalmadan çalıştırılmaları ihracata dayalı büyüme modeli uygulamaya çalışan Türkiye’nin imajına da katkı sağlayacak. Aksine bir durum ise Türkiye’nin ihracatına olumsuz etki edebilir. Sözleşmenin onayı bu açıdan da önem taşıyor.

HaberTürk