Bugün sizlere, ülkemizin geldiği ve getirildiği durumu bütün çıplaklığı ile gözümüze sokan ‘'E-Ticaret Yasası'' hazırlığından ve getirilmeye çalışılan “Çeki Düzen” döneminden bahsedeceğim. Son 1 bir yıldır hazırlandığı ifade edilen E-Ticaret Yasa Teklifi'nin sunumunu, Sabah Gazetesi'nden Sayın Dilek Güngör 25 Nisan'da köşesinde yaptı. Yasa teklifinin Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlandığını ve teklifin ayrıntılarını, yasa ile beraber bütün adaletsizliklerin ortadan kalkacağını ve piyasaya “çeki düzen“ verileceğini haberden öğrendik! Haberde, sektörün çok büyüdüğü ve haksız rekabeti önlemek için önemli kriterler belirlendiğinden bahisle, KOBİ'lerin ve vatandaşların haklarının güvence altına alınacağının altı çiziliyor. Haberin birçok yerinde e-ticarete çeki düzen vermek amacı açıkça ifade ediliyor!

REKABET KURUMU KAPATILACAK MI?

Her şeyden önce, böyle bir yasa teklifine Rekabet Kanunu yürürlükte ve Rekabet Kurumu görevde olduğuna göre, neden gerek duyulmuştur?

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 167. maddesi devlete; “para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri” alma; “piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi” önleme görev ve sorumluluğunu yüklemiştir. İşte bu Anayasal temele dayanarak; ekonomik etkinliğe dayalı rekabetçi piyasa düzeninin tesisi, korunması ve geliştirilmesi suretiyle başta tüketici refahının ve toplumsal refahın artmasına hizmet edecek olan 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun 13.12.1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu kanun çerçevesinde teşkilatlanmasını tamamlayan Rekabet Kurumu, 05.11.1997 tarihinden itibaren faaliyetlerini sürdürmektedir. Kurum, kartelleşmeyi ve tekelleşmeyi engellemek, tüketici faydasını artırmak, piyasa mekanizmasının sağlıklı bir şekilde işlemesine katkı sağlamak, uluslararası rekabet gücünün artırılmasına katkıda bulunmak ve giriş engellerini azaltarak yatırım ortamının sağlıklı işlemesini temin etmek için kurulmuştur.

Rekabet Kurumu; rekabeti sınırlayıcı anlaşmaları, hâkim durumun kötüye kullanılmasını ve rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralmaları önlemek üzere; piyasaları izlemek, düzenlemek ve denetlemek görevini 25 yıldır sürdüğüne göre, amacın başka olduğu hemen anlaşılıyor.

E-TİCARETE VERGİ GELİYOR HEM DE CİRO ÜZERİNDEN!

Son iki yılda pandeminin de etkisiyle e-ticaret sektörü üç kat büyüdü. Her yıl ortalama e bir büyüme söz konusu. Ülkemizde, 2019 yılında 136 milyar TL olan ticaret hacmi 2021 yılında üçe katlanarak 381 milyar TL'ye çıkmış. 2022 yılında ise cironun 615 milyar TL'ye ulaşması bekleniyor. Sayıları onu geçmeyen online alışveriş platformları, haksız rekabet ve tekelleşme şikayetlerinin odağında yer almaları nedeniyle çeki düzen verilecekler listesine alınmış!

Ülkemizde “Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı” kurulurken, yapmayın “yol olur” dedik, dinletemedik. Ciroları görünce “benim neyim eksik” diyen Ticaret Bakanı, düğmeye basmış. E-ticarete aracılık eden platformların, 1 yıllık net işlem hacimlerinden belirli bir oranda pay alınarak, E-Ticaret Fonu kuruluyor. Fonda toplanan paralar, KOBİ'lerin e-ticaret faaliyetlerinin geliştirilmesi amacıyla kullanılacakmış! İşlem hacmi,1 yılda 30 milyar TL ile 60 milyar TL arasında ise, 30 milyar TL'yi aşan kısmın %1'i, 60 milyar TL ila 75 milyar TL arasında %1'e ilave olarak 60 milyar TL aşan kısmı için %5'i ve 75 milyar TL'nin üzerinde ise aşan kısım için 0'u oranında e-ticaret payı tahsil edilecek. Cirolar dikkate alındığında; bu oranlara göre büyük bir fon oluşacağı anlaşılıyor.

Hesaplanan pay, e-ticaret pazaryerlerinin bağlı olduğu vergi dairesine ikinci ayın 20'nci günü akşamına kadar beyan edilip, ayın sonuna kadar ödenecek. Bu düzenleme Anayasa'nın 73. maddesine aykırıdır. Vergiler, kamu giderleri için harcanmak zorundadır. “Çok kazanan şirketin cirosu üzerinden pay alıp, KOBİ'lere harcayacağım” şeklinde bir işleyiş mümkün olamaz.

Şirketlerin büyümesinden rahatsız olup, küçültmeye çalışmak!

Teklifin öğrenebildiğimiz düzenlemeleri ile e-ticaret sektörünün faaliyetlerine ciddi kısıtlamalar geliyor, büyüme ve genişleme alanları kapatılıyor. Sektöre son 5 yılda 7 milyar dolar yabancı sermaye yatırımı geldiği unutulmuş. Düzenleme ile sektöre yeni aktörlerin girmesi ve ülkeye yabancı yatırım çekilmesi mümkün değil. Yeni düzenleme önerileri yasalaşırsa; sektörün yatırım cazibesi ortadan kalkacak ve özellikle büyüme hedefi bulunan küçük aktörlerin büyümek için gerekli yatırımı bulması olanaksız hale gelecek. Sektördeki faaliyetlerin, işletmelerin platformlar üzerinde yaptıkları satış hacmine getirilecek 10 milyar TL'nin altı, 10 ila 30 milyar TL arası ve 30 milyar TL üstü limitlerde olmasına göre düzenlemelere tabi tutulması, liberal ekonomiden çeki düzen ekonomisine geçişimizi ilan ediyor.

E-ticaret şirketleri ilan ve reklam bütçelerini serbestçe belirleyemeyecek. Ciroya göre kanunla limit belirlenecek! Ayrıca iskonto ve indirim de yapamayacak! Bu şirketler kendi markalarını da satamayacak! Dünyada hangi ülkede ticarette bu sınırlamalar var? Yapmayın. Ülkeye yatırım gelsin diye kapı kapı dolaş, her ağzını açtığında üretim, istihdam de, sonra da dünya markası olma potansiyeli olan şirketleri idam et!

E-ticaret şirketlerine İktidar mensuplarından gelen bazı talepleri yerine getirmedikleri için, diz çöktürme operasyonu yapılıyor olmasın?

Sözcü | Nedim TÜRKMEN