Beklediğimiz, istediğimiz vergi affı geliyor. Yakın zamanda yasallaşıp uygulamaya geçilecek. Peki, nasıl olacak? Nasıl bir af gelecek? Tarafların istediği ve beklediği gibi olup toplumun büyük bir kesimini kapsayıp ekonominin önünü açabilecek mi? Bir önceki yazımızda affın tarafları istenilen düzeyde kapsamaması halinde krizin daha da derinleşmesinin kaçınılmaz olduğunu, bunun içinde konunun tüm paydaşlarının içinde olduğu bir vergi düzenlemesinin yapılmasının gereğini belirtmiştik. Bugün de konunun teknik bir tarafı olarak görüşlerimizi açıklamaya devam edeceğiz.

43 maddelik torba teklifte şu an için göze çarpan en önemli değişiklik kurumlar vergisi oranında indirim öngörülmesidir. Bilindiği üzere vergi, Anayasada belirlendiği üzere mükelleflerden ödeme gücüne orantılı olarak alınması gerekmekte olup, kanun ile koyulup kaldırılabilen bir düzenlemedir. Kurumlar vergisi oranı; 2017 yılında yapılan bir değişiklikle 2018, 2019 ve 2020 yılları kurum kazançlarında uygulanmak üzere oranı geçici olarak %22 olarak belirlenmiş olup hali hazırda bu şekilde uygulanmaktadır. 2021 yılı kurum kazançlarında ise bir değişiklik olmazsa (2018 öncesi oran olan) %20 olarak uygulanması gerekmektedir. (Bu arada da vergisini düzenli ödeyen mükellefler için %5 oranında bir indirim uygulanmaktadır ve tarafımızca olumlu karşılanmaktadır.)

Yeni torba yasada Cumhurbaşkanı’na Kurumlar Vergisi’ni 5 puana kadar indirime yetkisi verilmektedir. Yani 2020 yılında %22 olan kurumlar vergisi oranı, 2021’de zaten esas oran olan %20’ye inecek, Cumhurbaşkanı’nın kendisine verilen yetkiyi tam kullanması halinde ise genel kurumlar vergisi oranı 2021 yılı için %15 olarak uygulanacaktır. Eeeeeee mükellef vergisini düzenli ödüyorsa %5 de kanundan gelen bir indirim hakkı var yani bu durumda bu mükellefler için kurumlar vergisi %10 olarak uygulanacaktır.

İlk bakışta kulağa çok hoş geliyor. Kurumlar vergisinde 1/2 veya 1/3 oranında indirim.
Peki, bu takdirde gelir vergisi mükellefleri ne olacak 500 bin TL üzerinde gelir elde edenlerin hala %40 oranında vergilendirilmesine devam mı edilecek? Nerede kaldı bizim vergilendirme tekniğimiz? Nerede kaldı bizim mükelleflerin ödeme gücüne oranla vergi alınması düsturumuz? Bunu yok sayma şansımız yok gibi! Böyle olması halinde sanırım Türkiye’de birden şirketleşme oranı artacaktır.
Bu durum vergilendirme anlamında kurumlar ile gelir vergisi mükellefleri arasında bir orantısızlık yaratacak olup, daha da ötesi vergide adaletsizlik kavramını daha da derinleştirecektir.
Öte yandan devlet bütçesi, kurumlar vergisi oranının %22 olması halinde dahi açık vermekte iken, 2021 yılında yapılacak indirimler bütçe gelirlerine nasıl yansıyacaktır? Bütçe zaten açık verirken öncelikle kurumlar vergisini peşinden de belki gelir vergisi oranlarını düşürmek genel bütçeye tatbiki olumsuz olarak yansıyacaktır. Bu duruma çözüm yine ÖTV artışlarında mı aranacaktır?

Ayrıca kurumlar vergisi indiriminin kamu açığını ve borçlanma ihtiyacını artırarak hep aşağıda olması istenilen faizleri yukarı çekebileceği, bunun da dolaylı olarak firmalarının kullanacağı kredi maliyetlerine ve piyasa nakit döngüsüne olumsuz olarak yansıyacağı unutulmamalıdır. Tabii ki bunun etkisini kurumlar vergisinin bütçe gelirleri içindeki payı belirleyecektir. Kurumlar vergisinin genel bütçe içindeki payı sınırlı olabilir, ancak sadece kurumlar vergisi oranını indirmek bile yukarıda değinildiği gibi vergide adaleti bozucu bir unsur olarak karşımıza çıkacaktır.

Bizim önerimiz, yapılacak olan vergi indiriminin sadece kurumlar vergisi mükelleflerine değil beraberinde gelir vergisi mükelleflerine de yapılması, bu indirimler yapılırken genel bütçe gelirlerindeki oranlarının dikkate alınması, bütçe açığına imkan vermeyecek, kamu açığını fazlaca artırmayacak ve böylece borçlanma ihtiyacını ve maliyetini minimumda tutabilen bir indirim oranı belirlenmelidir.

Söz konusu indirim sınırlı imkanlar ile yapılacaksa ki tamamen bu şekilde yapılıyor, öncelik vergisini düzenli ödeyen mükelleflere verilmeli, söz konusu mükelleflerin hakları korunmalı, yeni bir küskünler ordusu yaratılmadan, ihtilaf ve gecikmeler oluşturulmadan vergi gelirlerinin tahsilatı sağlanmalıdır. Bize göre vergisini düzenli ödeyenler için uygulanacak indirimin şartlarının daha da kolaylaştırılması vergi gelirlerinin daha düzenli toplanmasına imkan vereceği gibi ihtilafları da azaltacaktır.

Dünya | Yılmaz SEZER