Üretimin çeşitlenmesi sonucu doğan bir uygulama olarak alt işverenlik halen etkin bir şekilde uygulanmaktadır. Üretim çıktıları daha karmaşık bir yapıya ulaştıkça nihai ürünü tek bir kişinin yapması zorlaşmış, uzmanlığına göre başka işverenlerin de devreye girme zorunluluğu doğmuştur.

Buna nihai üretimin yapılması için zorunlu olmasa da üretimi destekleyen yan faaliyetler eklenince alt işverenlik uygulamaları giderek yaygınlaşmıştır. Ne var ki amacı işverenin uzmanlık alanının dışında kalan işlerin yapılmasını sağlamak olan alt işverenlik birçok işveren için sadece maliyetleri düşürme amacıyla kurulmaya başlanmış, işçilerin bireysel ve toplu iş hukukundan kaynaklanan haklarının önünde bir engel oluşturmaya başlamıştır.
 

Kimin işçisi?

Kötüye kullanımın önüne geçilebilmesi için İş Kanunu alt işverenlik ilişkisinin kurulmasını belirli şartlara bağlamıştır. Alt işverene verilen iş, asıl işin bir parçası ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır ya da verilen iş mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl iş üretimin zorunlu unsurdur. Asıl işverenin faaliyet alanına göre belirlenir. Yardımcı iş, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber, doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin zorunlu bir unsuru olmayan, ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan iştir. Bunun dışında kurulan alt işverenlik ilişkileri muvazaalı olarak değerlendirilmektedir. Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesini arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabilir.

Muvazaalı alt işverenlik ilişkileri, asıl işverenin alt işveren işçileri üzerinde yönetim hakkını doğrudan kullanması, asıl işverenin işçi sayısını düşürerek yasal sayılara ulaşmamak için alt işverene iş vermesi, işçilerin değişen alt işverenler yanında kesintisiz olarak çalışmaya devam etmeleri, asıl işin teknolojik uzmanlık gerektirmediği halde alt işverene verilmesi, asıl işin yardımcı iş şeklinde gösterilerek alt işverene verilmesi olarak sayılabilir.
 

YARGITAY NE DİYOR?

Yargıtay hukuka uygun şekilde değişen alt işverenler yanında çalışan işçinin kıdeme bağlı hakları konusunda, önceki alt işverenin fesih uygulayıp uygulamadığından hareketle sürenin bütün süre üzerinden hesaplanacağına yönelik karar vermiştir. Buna göre; “değişen alt işverenler işçinin iş sözleşmesini ve doğmuş bulunan işçilik haklarını devralmış sayılır. İş sözleşmesinin tarafı olan işçi veya alt işveren tarafından bir fesih bildirimi yapılmadığı sürece iş sözleşmeleri değişen alt işverenle devam edeceğinden, işyerinde çalışması devam eden işçinin feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatı ile izin ücreti talep koşulları gerçekleşmiş sayılmaz. Buna karşın süresi sona eren alt işverence işçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde yapılan fesih bildirimi ile iş ilişkisi sona ereceğinden, işçinin daha sonra yeni alt işveren yanındaki çalışmaları yeni bir iş sözleşmesi niteliğindedir.”
 

Müteselsil sorumluluk

Alt işverenin işçileri kendi işçileri sayılmasa da ücret farkı ödemek zorunda kalmasa da alt işverenin işçilerine ödenmek zorunda olan ücretlerin ödenmemesinden, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasından ve çalışanların izinlerini kullanmasından asıl işveren de sorumludur. Bu nedenle asıl işverenler alt işverenlerin işçileri için de güçlü bir takip sistemi kurarak haklarının yerine getirildiğini denetlemek zorundadırlar.
 

Değişim yaşandı mı?

Muvazaa durumu her iş ilişkisi özelinde ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Örneğin değişen alt işverenler yanında aynı işçinin çalıştırılmaya devam edilmesi muvazaa göstergelerinden biri olmakla birlikte, tarafların iradelerinin gerçek amaçlarını gizlemek yönünde olmadığı, hukuka uygun alt işverenlik ilişkilerinde işçilerin değişen alt işverenler yanında çalıştırıldığı durumlar muvazaalı alt işverenlik ilişkisi olarak değerlendirilmeyecektir.
 

Muvazaa sonucu

Asıl işveren ve alt işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde, alt işveren işçileri, başlangıçtan itibaren asıl işveren işçileri sayılacaktır. Bunun anlamı alt işveren işçilerinin asıl işverenin emsal işçileri ile kendileri arasında oluşan ücret ve diğer hakları geçmişe dönük olarak talep edebilmeleridir.

Ayrıca yararlanamadıkları diğer bütün hakların maddi karşılığını talep edebilmeleridir. Bu kişilere asıl işverenin işçilerine uygulanan maddi ve sosyal hakların tamamı uygulanacaktır. Dolayısıyla alt işverenin işçileri, asıl işverende aynı veya benzer işi yapan işçilerin sahip olduğu bütün ekonomik ve sosyal haklara sahip olurlar. Fakat hukuka uygun alt işverenlik ilişkisi kapsamında değişen alt işverenler yanında çalıştırılma halinde, işçiler baştan itibaren asıl işverenin işçisi sayılmaz, değişik alt işverenler yanında geçen süreler bir bütün olarak dikkate alınır ve hakları bu süreler üzerinden hesaplanır.

Milliyet | Cem KILIÇ