Geçtiğimiz hafta asgari ücret 4.253 TL net, 5.004 TL brüt olarak açıklandı. Açıklanan asgari ücret beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Ancak yeterli mi? Bazı tasarruf araçları ile kıyaslandığında daha az mı, daha çok mu? Konularına girmeyeceğim. Kamuoyunda bu konular yeterince tartışılıyor.

Bu yazımızda konuyu esas olarak vergisel boyutu ile incelemek ve değerlendirmek istiyorum. Zira asgari ücretin beklenenin üzerinde açıklamasından çok daha önemli olan, bu ücret tutarının vergiden istisna edilmiş olmasıdır. Yıllarca bu konu sürekli dile getirilmiştir. Nihayet gerçekleşti. Ancak bu konuda meclise iktidar partisi üyelerince sunulan kanun teklifi tamamen kafaları karıştırdı.


SUNULAN KANUN TEKLİFİ

17.12.2021 tarihinde meclise gelir vergisinde değişiklik yapan bir kanun teklifi sunulmuştur. Bu kanun teklifinin 2. maddesiyle gelir vergisi kanununun 23. maddesinin 1. fıkrasına 18. bent ilave edilmiştir. (Bilindiği üzere 23. madde ücret gelirlerinde istisnayı belirleyen maddedir.) Buna göre “Asgari ücretli olarak çalışıp, ücret sayılan ödemeleri toplamı aylık brüt asgari ücret tutarını aşmayan hizmet erbabının ücreti” (şu kadar ki asgari ücretli olarak çalışmadığı veya asgari ücret üzerinde ücret aldığı halde anılan istisnadan yararlanıldığının tespiti halinde, istisna nedeniyle ödenmeyen vergiden vergi zıyaı kesilmek suretiyle gecikme faizi ile birlikte işverenden tahsil edilir) denilmektedir.

Madde düzenlemesinde de görüldüğü üzere vergi istisnası sadece asgari ücretlilere ilişkin bir düzenleme olarak görülmektedir. Yani asgari ücretin biraz üzerinde ücret alınması durumundaki çalışanlardan vergi alınacağı anlaşılmaktadır.

Sayın Dr. Bumin Doğrusöz’ün paylaştığı bir örnekten hareket edersek, az bir ücret farkı olan iki işçinin işverene maliyetinin ne kadar önemli bir fark yarattığını göreceğiz.

Birinci işçi asgari ücretli olsun. Aylık brüt ücret 5.004 TL. Bunun yıllık tutarı 12 x 5.004 = 60.048 TL’dir. SGK + İşveren işsizlik hissesi yıllık toplam 10.508,40 TL işveren yıllık maliyeti 60.048 + 10.508,40 = 70.556,40 TL’dir.

İkinci işçi brüt ücret 5.958,79 TL, ödenen vergiler + SGK Primleri düşünüldüğünde kalan net ücret 4.260 TL’dir. Net ücretler arasındaki fark sadece 6 TL’dir. Yıllık brüt ücretler toplamı 75.394,86 TL etmektedir. ( Vergi durumuna göre brüt ücretler bazı aylar artacaktır) SGK Primler + İşsizlik işveren hisseleri toplamı 13.194,01 TL olmaktadır. Bu durumda işverene maliyeti 75.394,36 + 13.194,01 = 88.588,37 TL’dir.

İki işçinin net ücretleri arasındaki fark sadece 6 TL olmasına karşın işverene maliyeti 88.588,37 – 70.556,40 = 18.031,91 TL fazla olacaktır. Bu durum tam bir eşitsizlik olduğu gibi, kayıt dışı işçilik ödemelerini teşvik eden bir yapıyı yaratacaktır.

İkinci bir düzenleme de gelir vergisi kanununun 32. maddesinde yapılmış. Yasa teklifinin 3. maddesinde yapılan bu düzenleme şöyledir; “… Asgari ücretin üzerinde ücret almakla birlikte net ücretleri, asgari ücretin altında kalırsa, bu tutar ile bu tutarın altında kalındığı aylara ilişkin olarak aylık hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar ücretlinin AGİ indirimine ayrıca ilave edilir…” denilmektedir.

Yani asgari ücretin üstünde aylık alan ücretli ödeyeceği vergi nedeniyle vergi dilimlerindeki oranların artışından kaynaklı olarak net ücreti asgari ücretin altına düşerse asgari geçim indirimi ilave edilir. O da yetmezse fark ayrıca ilave edilir, denilmektedir.


ÖNERİLER

Görüldüğü üzere yeni yapılan yasa teklifi kendi içinde çok önemli sorunları da doğuracak gibi görünmektedir. Oysa;

- Yasa teklifi ücret gelirlerinin aylık Brüt 5.004 TL’si vergiden istisnadır. Bu tutarın üstü gelir vergisi kanununun 103. Maddesindeki vergi diliminde belirtilen oranlarda vergilendirilir, denilebilir. Bu sayede adalet ve ücretlerde eşitlik sağlanmış olunacaktır. Aksi halde mevcut yasa teklifinde belirtilen husus anayasanın 73. maddesine de aykırı bir düzenlemedir. Eşitlik ilkesini kökünden zedelemektedir. 4.253 TL net ücret geliri elde edenden hiç vergi yok, net 4.260 TL net ücret geliri elde edenden 730 TL civarında vergi alınması gibi anlamsız bir durum ortaya çıkıyor.

Diğer taraftan asgari ücretin üzerinde ücret alan işçilerin işverene maliyeti artacağından sistem işvereni asgari ücretle işçi çalıştırmaya özendirecek. Asgari ücret uygulanan ücret konumuna gelecektir. Bu da çalışanları mağdur edecektir. Bu nedenlerle yukarıda belirttiğimiz şekildeki bir düzenleme tüm sorunları çözeceği kanaatindeyiz.

Karar | Fikret GÖKMEN