Herkesin farklı farklı dertleri var ama borçlanma maliyetleri tüm şirketlerin ortak derdi. Peki nedir bu  borçlanma maliyetleri? Ne yer ne içer? Neden sevilmez? Borçlanma maliyetlerini köşeye sıkıştırdık, tüm  sorularınızı tek tek sorduk. 

“Sayın Borçlanma Maliyetleri (BM), hakkınızda türlü türlü söylentiler var. İşin aslını bir  de sizden dinleyelim.”

BM: Valla kimse kızmasın, civciv misali bir anda yumurtadan çıkmadık. Biz, işletmenin borçlanmasıyla  ortaya çıkan faiz, kur farkı ve benzeri giderleriz. Faiz dediysem aklınıza sadece kredilerin faiz giderleri  gelmesin. TFRS 16 Kiralamalar Standardına göre muhasebeleştirilen kiralama yükümlülüğünden kaynaklı  faizler de olabilir, TFRS 9 Finansal Araçlar Standardı gereği etkin faiz yöntemi kullanılarak hesaplanan  faiz gideri de olabilir.  

“Malum, işletme için bir gider kalemisiniz. Sizi sevmemiz zor…” 

BM: Aaa! Dert ettiğin şeye bak! Finansal tablolarda özellikli varlık (qualifiying asset) varsa, hiç durmam  hemen o varlığa yapışıp aktifleşirim. Niye gider olup, sönen bir yıldız gibi kayıp gideyim. Şimdi sen  özellikli varlıkta neyin nesiymiş diye sormadan ben söyleyeyim. Amacına uygun kullanıma veya satışa  hazır hale getirilebilmesi uzun bir süre gerektiren varlıklardır. Örneğin imalat tesisleri. Bir günde koskoca  fabrikayı kurabilir misin? Eğer şirket, imalat tesisinin elde edilmesi veya inşası için borçlanmışsa buna  “spesific borrowing- özellikli kredi” denir ve krediden doğan borçlanma maliyetleri özellikli varlığın  maliyetine eklenerek bilançoda aktifleştir (capitalisation). Bu krediden gelir elde ettiyseniz, borçlanma  maliyeti tutarından bu geliri düşüp öyle aktifleştirmeyi de unutmayın.  

Bir de şunu ekleyeyim; enerji üretim tesisleri, maddi olmayan duran varlıklar, yatırım amaçlı  gayrimenkuller, bazı stoklar da özellikli varlık olarak tanımlanabilir.  

“Genel kredi kullanıyorsam, borçlanma maliyetlerini aktifleştiremeyecek miyim?”

BM: Sen de çok kurnaz çıktın, hemen konunun püf noktasını yakaladın. Borçlanma maliyetlerini  aktifleştirmek için illa spesifik kredi olması gerekmez. Şirket olağan faaliyetleri içinde kredi kullanıyor  olabilir. Ancak borçlanma maliyetlerini aktifleştirebilmek için şirketin bilançosunda “özellikli varlık”  olması gerekir. İşte o zaman genel kredilerin borçlanma maliyetinden “aktifleştirme oranı- capitalisation  rate” dikkate alınarak aktifleştirme yapılır.

“Tam da en heyecanlı yerindeyiz. Nedir bu aktifleştirme oranı?” 

BM: Aktifleştirme oranı, özellikli varlık alımına yönelik yapılmış borçlanmalar hariç olmak üzere,  işletmenin ilgili dönem süresince mevcut tüm borçlarına ilişkin borçlanma maliyetlerinin ağırlıklı  ortalamasıdır. Yalnız unutmadan söyleyeyim, bir dönem boyunca aktifleştirilen borçlanma maliyetlerinin  tutarı, ilgili dönem boyunca oluşan borçlanma maliyetleri tutarını aşamaz.

“Yaşasın! Bu durumda tüm faiz ve kur farklarını aktifleştirebilirim”. 

BM: O kadar da uzun boylu değil! İşletme, özellikli varlığın elde edilmesi, inşası veya üretimi ile doğrudan  ilişkilendirilebilen borçlanma maliyetlerini, ilgili özellikli varlığın maliyetinin bir parçası olarak  aktifleştirir. Diğer borçlanma maliyetleri ise oluştukları dönemde giderleştirilir. Daha önce söylemiş  olduğum gibi faiz, kur farkları, hatta gerçeğe uygun değer değişimine karşı yapılan riskten korunma (fair  value hedge) veya nakit akış riskinden korunma (cash flow hedge) işleminin etkin kısımları da  aktifleştirilir. Ancak kur farklarının aktifleştirilmesi ile ilgili belirli prensipler, hatta kırmızı çizgiler var.  

Örneğin, fonksiyonel para birimi Türk lirası olan şirket dolar borçlanmış olsun. Dolar borçlanınca hem faiz  gideri hem de kur farkı gideri olacak. Halbuki Türk lirası borçlansaydı sadece faiz gideri olacaktı. İşte tam  burada TMS 23 Borçlanma Maliyetleri Standardı kırmızı kartı gösteriyor ve yabancı para cinsinden  borçlandığında aktifleştirebileceğin faiz ve kur farkı toplamı Türk lirası toplam borçlanma maliyeti  tutarından daha fazla olamaz diyor. Fazla kısım da kar-zararda giderleştiriliyor. 

“Faiz ve kur farkları dağ gibi büyüme başladı. Bunları hemen aktifleştirelim diyorum, ne  dersiniz?” 

BM: Şimdi sen krediyi aldım, faiz ve kur farkı da oluşmaya başladı, en iyisi bu borçlanma maliyetlerini  kar-zararda giderleştirmek yerine hemen aktifleştireyim, diyorsun. Ama nasıl ki maç, hakemin düdüğüyle  başlarsa, aktifleştirme de ancak tüm koşulların sağlandığı tarihte başlar: (a) İşletme, varlık için harcama  yaptığında; (b) Borçlanma maliyetleri oluştuğunda; (c) İşletme, ilgili varlığın amaçlanan kullanıma veya  satışa hazır duruma getirilmesi için gerekli işlemlere başladığında. 

Ve nasıl ki hakem tekrar düdüğünü çaldığında maç biterse; özellikli varlığın, bizim imalat tesisi,  amaçlanan kullanıma veya satışa hazır duruma getirilmesi için gerekli tüm işlemler tamamlandığında da,  borçlanma maliyetlerinin aktifleştirilmesine son verilir. Yani, elinizi bol keseden alıştırıp, mali yıl sonuna  kadar aktifleştirmeye devam etmeyin.

Dünya | Aslı GEDİK