Dünyada bizim kadar dolarla yatıp kalkan, gündeminde dolar kurunu sürekli tutan bir başka ülke olduğunu düşünmüyorum. Bu durum bile bizim ne kadar ithalata bağımlı olduğumuz, üretmeyip borçlanan ve tüketen bir toplum haline getirildiğimizin açık bir delilidir.

Yöneticilerimiz doların yükselmesini hızlandıran bir tutumdan da bir türlü vazgeçmiyor. En tepedeki bir konuşuyor, dolar bir lira yükseliyor. Bu kez merkez bankası piyasaya müdahale etmek için borç dolarları harcıyor. Geçen hafta içinde bir milyar üç yüz milyon dolar böyle heba edildi. Sanki anlamsız bir oyun varmış gibi geliyor bana.

Uygulanmak istenen düşük faiz, yüksek kur politikası beklenen ise, yüksek kur nedeniyle ihracat artışının sağlanacağı, artan ihracatın cari açığı kapatıp cari fazla verileceği böylece kurun kendiliğinden düşeceği varsayımıdır.

Evet bu varsayımda bir tercihtir. Ancak bize uyan bir tercih midir? Ne yazık ki evet demek çok zor Zira yüksek katma değer yaratan ürünlerin ihracat içindeki payı yüksek olsa doğru bir tercih olabilir. Yapılan hesaplara göre ülkemizin 100 dolarlık bir ihracatın 91 doları ithalata dayalı. TL’nin yerlerde süründüğü şu durumda bile, durum bu. Bu durum yaraya merhem midir? bakınız ihracatımız kasım ayında % 33,4 artarak 21,5 milyar dolar olmuş. Buna karşın ithalatımız % 26,7 artarak 26,8 milyar dolar.

Görüldüğü üzere ödenen ağır bedellere karşın cari açık kapanmak yerine artmaktadır. Uzun vadede de bu politikanın olumlu sonuçlar vermesi oldukça zor görünmektedir.

Ülkenin çok önemli bir kriz süreci içinde olduğu ekonomik yönetiminin uluslararası ilişkilerde izlediği yöntemden de anlaşılmaktadır. Zira ülkede yaşanan darbenin finansörü olarak suçlanan ve o günler de çok ağır şekilde eleştirilen B.A.E den bile dolar sağlamak için ilişkiye girilmiştir. İsrail ve mısırla da ilişkiler kurulacağı beyan edilmektedir. Çevremizdeki tüm ülkelerle Suriye dahil olumlu ilişkiler içinde olmak tabi ki arzu edilen bir durumdur. Ancak iç politikada bazı yararlar sağlamak adına geçmişte ey şu, ey bu demenin ne kadar hatalı olduğunu yaşayarak görüyoruz.

Bu hafta içinde de katar ziyaretleri var umarız 3-5 milyar dolar için en değerli varlıklarımız elden çıkarılmaz. Geleceğimiz daha da karartılmaz.

Karar | Fikret GÖKMEN