Evet, yazının başlığında bir hata yok, yanlış da okumadınız, cari hesap mutabakatı yapan şirketler deyim yerindeyse direkten döndü. Ciddi tutarlarda vergi ziyaı cezalı tarhiyatlarla karşı karşıya kalabilirlerdi! Hem de hiç düşünmedikleri, farkında olmadıkları, yıllardır binlerce hatta milyonlarca yaptıkları cari hesap mutabakat işlemlerinden dolayı.

O kadar sorun varken, şimdi bu da nereden çıktı demeyin, maalesef böyle bir konu ve böyle bir vergi iddiası yakın bir zamanda gündeme geldi. Verginin adı da, “cari hesap mutabakat vergisi”. Yürürlükte böyle bir vergi yok ama, az kalsın oluyordu! Eğer olsaydı, tarihe “yasal bir düzenlemeyle değil, tamamen yorumla getirilen bir vergi“ olarak geçecekti.

Neyse ki, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) böyle bir şeye izin vermedi!


Konu tam olarak ne ile ilgili?

Daha fazla merak ettirmeyelim, konu belli tarihler ve/veya yıl sonunda cari hesap mutabakatı yapan şirketler dahil tüm vergi mükellefleri ile ilgili!

Bankalar, sigorta şirketleri, holdingler, grup şirketler, kurumsal şirketler, YMM’ler, SMMM’ler, bağımsız denetim şirketleri başta olmak üzere vergi mükellefleri, müşteri ve tedarikçileri ile belli tarihlerde (aylık, 3 aylık) ve özellikle yıl sonlarında fatura ve/veya ödeme kayıtlarında hata bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) göre cari hesap mutabakatı yapıyorlar (TTK Mad. 94). Bunu da genellikle “cari hesap mutabakat belgeleri (yazıları)” ile gerçekleştiriyorlar.

Uygulamada, son dönemde vergi incelemeleri başta olmak üzere vergi dairelerince gerçekleştirilen işlemlerde (özellikle vergi iadeleri) cari hesap mutabakat belgelerinin/yazılarının damga vergisine tabi olduğu iddiası ile karşı karşıya kalınmaya başlandı. Bu konuda Damga Vergisi Kanunu’nda ve ikincil mevzuatında açık bir düzenleme bulunmaması da, bu iddia ve tereddütleri artırdı.


Bu iddia hangi gerekçeye dayanıyor?

Cari hesap mutabakat belgelerinin/yazılarının damga vergisine tabi olduğu iddiası, bu yazıların/belgelerin borç ve alacak bakiyesi durumunun ispatı veya belli edilmesi için düzenlendiği, bu nedenle damga vergisinin konusuna girdiği ve damga vergisine tabi olması gerektiği görüşüne dayanıyor.


Peki, Yasa bu konuda ne diyor?

Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar Damga Vergisine tabi bulunuyor. Bu Kanundaki kağıtlar terimi, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade ediyor. Ayrıca, vergiye tabi kağıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhler de Damga Vergisine tabi bulunuyor (DVK., Mad.1,2).


Cari hesap mutabakatı ile ilgili yasal bir düzenleme var mı?

Evet, cari hesap mutabakatı ile ilgili olarak TTK’da özel bir düzenleme bulunuyor. TTK’nın 94. Maddesinde yer alan bu düzenleme şu şekilde:

“MADDE 94- (1) Sözleşme veya ticari teamül uyarınca, belirli hesap devreleri sonunda devre hesabı kapatılır ve alacak ile borç kalemleri arasındaki fark belirlenir.

(2) Hesap devresi hakkında sözleşme veya ticari teamül yoksa, her takvim yılının son günü taraflarca hesabın kapatılması günü olarak kabul edilmiş sayılır. Saptanan artan tutarı gösteren cetveli alan taraf, aldığı tarihten itibaren bir ay içinde, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza içeren bir yazıyla itirazda bulunmamışsa,

bakiyeyi kabul etmiş sayılır.“


Bu konudaki kişisel görüşümüz ne?

Damga Vergisinin konusunu, Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar oluşturuyor (DVK. Mad.1). Ortada düzenlenmiş bir kağıt yoksa, damga vergisinden de söz edilemiyor. Bu Kanundaki kağıt ibaresi ise, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade ediyor.

Öte yandan, bir kağıdın tabi olacağı verginin belirlenebilmesi için, o kağıdın mahiyetine bakılması, mahiyeti belirlenecek kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa, atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre vergi alınması gerekiyor (DVK. Mad. 4).

Buna göre, damga vergisinde vergiyi doğuran meydana gelebilmesi için,

- Kâğıt, Kanuna bağlı (1) sayılı tabloda yer almalıdır.

- Verginin konusuna giren kâğıt taraflarca imzalanmış olmalıdır.

– Kâğıt ibraz edilebilme niteline sahip olmalıdır.

- Kağıt, herhangi bir hususu ı̇spat veya belli etmelidir.

– Kâğıtla ilgili herhangi bir istisna veya muafiyet hükmü bulunmamalıdır.

Kişisel görüşümüze göre, belli tarihlerde (aylık, 3 aylık) ve/veya özellikle yıl sonlarında TTK’ya göre yapılan cari hesap mutabakatları nedeniyle düzenlenen belgeler/yazılar Damga Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı Tablo’da yer almıyor. Dolayısıyla, söz konusu mutabakat yazılarının/belgelerinin yukarıda belirtilen diğer şartları taşısa dahi, Kanuna ekli (I) sayılı Tablo’da yer almaması nedeniyle damga vergisine tabi tutulmaları kanunen mümkün bulunmuyor.


GİB: Cari hesap mutabakat yazıları damga vergisine tabi değil!

Evet, GİB, kendisine yansıyan bir olayla ilgili olarak verdiği bir özelgede,

“Özelge talep formunuz ekinde yer alan kağıdın incelenmesinden, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 94 üncü maddesi kapsamında yıl sonunda şirket nezdindeki cari hesap borç bakiyesi konusunda karşı taraf ile mutabık kalınması için düzenlendiği, belirli bir taahhüt içermediği, herhangi bir sözleşmeye de atıf yapmadığı anlaşıldığından, Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar mahiyetinde bulunmayan söz konusu kağıdın damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.”

şeklinde kişisel görüşümüz doğrultusunda idari görüş bildirmiş bulunuyor (GİB. Ankara VDB’nin 24.02.2022 tarihli ve E- 90792880 - 155.01.01.01[95]-89201 sayılı özelgesi).

GİB, bu özelgesi ile, uygulamada yaşanan ve büyük problemlere neden olabilecek bir konuyu daha çözüme kavuşturmuş, yaşanan tartışmaya büyümeden son noktayı koymuş bulunuyor.


Sonuç olarak;

GİB’in konuyla ilgili olarak verdiği özelgesinde yer alan görüşü, son derece doğru ve yerinde. Çünkü, belli dönemler ve/veya yıl sonunda TTK’ya göre yapılan cari hesap mutabakatları ve buna ilişkin olarak düzenlenen belgeler/yazılar, Damga Vergisi Kanununa ekli (I) sayılı Tablo’da yer almadığından, damga vergisine tabi tutulması kanunen mümkün bulunmuyor. Aksine bir görüş ve uygulama ciddi sorunlara ve ihtilaflara neden olabilirdi.

Bu şekilde, cari hesap mutabakatı yapan bankalar, sigorta şirketleri, holdingler, grup şirketler, kurumsal şirketler, YMM’ler, SMMM’ler, bağımsız denetim şirketleri başta olmak çok sayıda mükellef, deyim yerindeyse direkten döndü.