Kayıt dışı ekonomi her zaman ekonominin kamburu olmuştur. Vergi idaresi de kayıt dışı ekonomi ile ilgili dönem dönem eylem planları açıklamış ve bunları uygulamaya çalışmıştır.

Kayıt dışıyla mücadele etmenin birçok yolu mevcut. Özellikle de günlük işlerde bile hayatımızın bir parçası olan teknolojinin bu kadar yaygın ve yoğun kullanıldığı bir dönemde, artık kayıt dışıyla mücadele daha etkin yapılabilmektedir.

Kayıt dışıyla etkin bir mücadele için yasal alt yapının da bu mücadeleyi kolaylaştırıcı ve destekleyici olması gerekir. Geçtiğimiz yılın sonunda Vergi Usul Kanununda yapılan bir düzenleme ile vergi idaresine, mükelleflerin analiz ve değerlendirme sonuçlarına bağlı olarak terkin yetkisi verildi. Bu yasal düzenlemenin ayrıntılarını içeren tebliğ de geçtiğimiz günlerde yayımlandı.
 

Bu düzenleme uyarınca;

Mükellefiyet süresi, aktif ve öz sermaye büyüklüğü, ödenen vergi tutarı, çalışan sayısı, vergisel yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği gibi hususlar dikkate alınarak mükelleflerin vergisel uyum seviyelerine yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükellefler vergi incelemesine sevk edilecek, bunlar nezdinde yoklama yapılarak vergi dairesinin görüşü ve ilgisine göre vergi dairesi başkanı/defterdar onayıyla terkin edilebilecektir.

İnceleme neticesine göre mükellefler ile bunlarla ilişkili kişilerin durumu yeniden değerlendirilecek olup mükellefiyet tesisi ve devamı için alınan teminat belirli şartlar dâhilinde iade edilebilecektir.


Sahte Belge Düzenleme Riski Yüksek Olan Mükellefler Nasıl Belirlenir?

Mükellefler tarafından verilen beyanname ve bildirimler, sicil, ortaklık, tahakkuk, tahsilat ve mükellefiyete ilişkin diğer bilgiler ile diğer kurum ve kuruluşlardan alınan gümrük beyannameleri, kapasite raporu, yatırım teşvik belgesi gibi bilgi ve belgeler dikkate alınarak, mükellef nezdinden analiz ve değerlendirme çalışmaları yapılır.

Yukarda sayılan belgelerin yanı sıra;

– Mükelleflerin aktif ve öz sermaye büyüklükleri, iş yeri, taşıt, makine, teçhizat, demirbaş bilgileri ve çalışan sayıları itibarıyla üretim veya faaliyet kapasitesi ile beyan ve bildirimlerinin uyumlu olup olmadığı,

– Haklarında sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme ya da kullanma yönünden rapor veya tespit bulunup bulunmadığı,

– Alış ve satış yaptıkları mükellefler hakkında düzenlenen sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma rapor ya da olumsuz tespit bilgileri,

– Ortaklık yapısı ile ortaklara ilişkin bilgiler,

Gibi hususlara bağlı olarak analiz ve değerlendirme çalışmaları yapılır.


Analiz Ve Değerlendirmeler Sonucunda Yapılan İşlemler Nelerdir?

Yapılan analiz ve değerlendirme çalışmaları neticesinde sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu tespit edilen mükelleflere ilişkin bilgiler, mükellefiyet terkin işlemlerine başlanılması amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla ilgili vergi dairesi başkanlığına/defterdarlığa/vergi dairesi müdürlüğüne aktarılır ve söz konusu mükellefler vergi incelemesine sevk edilir.

Analiz ve değerlendirme sonucunun ilgili vergi dairesi başkanlığına /defterdarlığa /vergi dairesi müdürlüğüne bildirilmesine müteakip mükellefin bilinen iş yeri adresinde yoklama yapılır.

Yapılan analiz ve değerlendirme sonuçları ile yoklama neticesinde tespit edilen hususlar, vergi dairesi nezdinde oluşturulan komisyon tarafından değerlendirilir.

Komisyonun değerlendirmesine göre de, mükellefiyetin terkin edilmesine ya da terkin edilmemesine karar verilir.


Terkin Edilen Mükellefiyet Kaydının Yeniden Tesisinin Talep Edilmesi Halinde,

Mükellefiyet kaydının yeniden tesisi için, en geç mükellefiyet kaydının re’sen terkin edildiğine ilişkin bilgilendirme yazısının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde;

– Bağlı olunan vergi dairesine başvuruda bulunulması,

– Vergi Usul Kanununda yer alan teminat uygulaması kapsamında, mükellefiyetin terkin edildiği yıl için geçerli asgari teminat tutarından (1.1.2020’dan itibaren 140.000 -TL) az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan toplam tutarın %10’u tutarında teminat verilmesi,

– Tüm vergi borçlarının ödenmesi şartları aranır.

Mükellefiyet Kaydı Terkin Edilenler ile Bunlarla İlişkili Olanların İşe Başlama Bildiriminde Bulunması Halinde,

Bu yasal düzenleme uyarınca mükellefiyet kaydı re’sen terkin edilen mükellefin;

– Serbest meslek erbabı olması durumunda kendisi,

– Şahıs işletmesi (Gelir Vergisi Kanunu uyarınca elde etmiş oldukları ticari kazançları gerçek veya basit usulde vergilendirilen gerçek kişiler ile zirai kazançları gerçek usulde vergilendirilen çiftçiler tarafından işletilen işletmeler) olması durumunda sahibi,

– Adi ortaklık olması durumunda ortaklardan her biri,

– Ticaret şirketi olması durumunda şirketin kendisi, kanuni temsilcileri, yönetim kurulu üyeleri, söz konusu şirketin asgari %10 ve üzeri hissesine sahip olan gerçek veya tüzel kişiler ya da zikredilen tüm bu kişilerin asgari %10 ve üzeri hisseye sahip olduğu veya yönetiminde bulundukları teşebbüsler,

– Tüzel kişiliği olmayan teşekkül olması durumunda bunları idare edenler,

– Yukarıda sayılanların; ortağı oldukları adi ortaklıklar, kanuni temsilcisi, yönetim kurulu üyesi, şirket sermayesinin asgari %10’una sahip oldukları ticaret şirketleri veya idare ettikleri tüzel kişiliği olmayan teşekküller,

Tarafından verilen işe başlama bildiriminin alınması üzerine,

– İşe başlama bildiriminde bulunanların ve mükellefiyet kaydı bu madde kapsamında terkin edilenlerin tüm vergi borçlarını ödemeleri,

– Vergi Usul Kanununda yer alan teminat uygulaması kapsamında, mükellefiyetin terkin edildiği yıl için geçerli asgari teminat tutarından (1.1.2020’dan itibaren 140.000 -TL) az olmamak üzere, sahte belge düzenleme riskinin yüksek olduğu dönemlerde düzenlenen belgelerde yer alan toplam tutarın %10’ututarında teminat vermiş olmaları,

Kaydıyla mükellefiyetleri tesis edilir.

Ayrıca yeniden mükellefiyet tesis edilenler için elektronik belge düzenleme zorunluluğu da getirilerek, mükelleflerin daha yakından takip edilmesi sağlanmaktadır

Yapılan bu düzenleme ile sahte belge düzenleme riski olan mükelleflerin daha seri ve hızlı bir şekilde takibinin yapılarak ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Vergi idaresi eğer bu yasal düzenlemeyi aksatmadan uygulayabilirse, sahte faturalara karşı çok ciddi bir zafer kazanmış olacaktır.

Tüm okuyucularıma sağlıklı günler dilerim.

EROL ÇEMBER
Yeminli Mali Müşavir